Esas No: 2021/3836
Karar No: 2022/5624
Karar Tarihi: 08.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3836 Esas 2022/5624 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3836 E. , 2022/5624 K.Özet:
Davacı telekomünikasyon şirketi, 11834 numarası için marka başvurusu yaptığında, davalılar adına tescil edildiğini öğrenmiştir. Davalıların dava konusu markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiği, müvekkilinin marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu, markanın müvekkilinin şirkete devrine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Mahkeme, davalı tarafın marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının ispat edilemediği ve davacının önceye dayalı bir hakkının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Kanunlar: 556 sayılı KHK 8/3 ve 8/5 maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18.01.2021 tarih ve 2019/409 E. - 2021/11 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin telekomünikasyon hizmeti verilmesi, altyapı kurulması ve çağrı merkezleri faaliyetlerinde bulunduğunu, Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından 31.12.2014 tarihli yetki belgesi ile 11834 numarasının 15 yıl süre ile müvekkiline tahsis edildiğini, müvekkili şirketin "www.11834.com.tr" uzantılı alan adını tahsis ettirmek istediğinde, marka başvuru belgesi ile davalı adına tahsis edildiğini, ayrıca "11834" numarasının da 21.05.2014 tarihinde, 2013/36951 sayı ile 38. sınıf hizmetler için davalılar adına tescil edildiğini öğrendiğini, davalıların dava konusu markayı, marka ticareti yapmak amacı ile kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, zira internet sitesinde herhangi bir fiili kullanımın olmadığını, müvekkilinin dava konusu markaya ciddi yatırım yapmış ve kullanım ile ayırtedicilik kazandırmış olması nedeniyle marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürerek, davalılar adına tescilli 2013/36951 sayılı ve "118 34" ibareli markanın müvekkili şirkete devrine, aksi halde markanın hükümsüzlüğüne, yine "www.11834.com.tr" adlı internet sitesinin mülkiyetinin bedelsiz ya da tespit edilecek bedel karşılığında müvekkiline devrine, aksi halde erişimin engellenerek davalılarca kullanımının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, hükümsüzlüğü istenen markanın 21.05.2014 tarihinde tescil edildiğini, müvekkili başvurusunun davacının kurulduğu 13.11.2014 tarihinden çok önceye dayandığını, 11834 numarasının davalıya sadece telefon hattı olarak tahsis edildiğini, müvekkilinin marka ve internet adresi kullanımının hukuksuz olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davalı tarafa ait markanın başvuru tarihi olan 22.04.2013 tarihinden önce kısa numaraları tahsis yetkisine sahip Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun, 118 34 sayısını kendisinin tanıtıcı işaret olarak kullandığı veya başkasına tahsis ettiğinin kanıtlanmadığı, 118 ile başlayan diğer bazı numaraların başkalarına tahsisi işleminin davaya konu numarayı da kapsadığı anlamına gelmeyeceği, BTK tarafından "11834" telefon numarasının 31.12.2014 tarihinden itibaren 15 yıl boyunca rehberlik hizmetleri için davacıya tahsis edilmesi işleminin davaya konu olan ve 22.04.2013 tarihinde başvurusu yapılan marka üzerindeki sayısal ibare açısından da davalıları etkileyecek şekilde geriye etkili sonuç doğurabilecek bir işlem olarak kabul edilmesi ve 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında davacıya bir hak ihdas etmesinin mümkün görülmediği, 118 34 sayısı üzerinde gerek davacının gerekse lisans aldığı BTK’nın 556 sayılı KHK 8/3 ve 8/5 maddesi anlamında önceye dayalı bir hakkının kanıtlanmadığı, davalı tarafın marka başvurusunun kötüniyetli yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.