Esas No: 2021/1526
Karar No: 2022/5646
Karar Tarihi: 08.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1526 Esas 2022/5646 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1526 E. , 2022/5646 K.Özet:
Mahkeme kararı, bir bayilik sözleşmesinde davalı şirketin talebi üzerine düzenlenmiş olan 200.000 TL'lik bir bono ile ilgilidir. Davacının müvekkiline verilen teminat mektuplarına rağmen, davalı bonoyu iade etmeyerek müvekkil aleyhine icra takibi başlatmıştır. İlk derece mahkemesi, tarafların kayıtlarında takip konusu senet kaydının bulunmadığını göz önünde bulundurarak, davacının senedin teminat senedi olduğunu ispatlaması gerektiği sonucuna vararak davayı reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, davacının iddialarını delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunu reddederken, Yargıtay da İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğuna karar vermiştir.
Kararda uygulanan kanun maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/b-1 maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 372. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.02.2018 tarih ve 2016/893 E. - 2018/117 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce verilen 13.11.2020 tarih ve 2018/1153 E. - 2020/1248 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 20/02/2013 tarihli bayilik sözleşmesinin akdedildiğini, davalının talebi üzerine 200.000,00 TL tutarında teminat adı altında bono düzenlendiğini, müvekkilinin, yaklaşık 1 yıl sonra da 100.000,00 TL tutarında banka teminat mektubu verdiğini ve 2015 Kasım ayında da 50.000,00 TL daha ek teminat mektubu vererek toplamda 150.000,00 TL tutarında teminat mektubu verdiğini, bu hususun sözleşmenin 11. maddesinde bahsedildiğini, teminat mektuplarını veren müvekkiline, davalının teminat için verilen bonoyu iade etmediğini ve müvekkili aleyhine bonoya dayalı icra takibi başlattığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu senedin bayilik ilişkisi kapsamında borca mahsuben alınmış senet olup, teminat senedi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında takip konusu senet kaydının bulunmadığı, takip ve dava konusu senette ihdas nedeni olarak malen kaydının bulunduğu, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir kayıt mevcut olmadığı, bu yönde taraflar arasındaki sözleşmede de dava konusu senetle ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığı, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğu yönündeki karine nazara alındığında davacının malen kaydı bulunan senede karşılık mal teslim edilmediğini ve senedin teminat senedi olduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerektiği, davanın kesin delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-lehtar lehine olan bedel kaydının doğruluğunu davalının ispatla yükümlü olmadığı, bonodaki “malen” kaydına göre davacıya bu bono karşılığında ürün verildiğinin kabulü gerektiği, bu durumda bonoya karşı ileri sürdüğü iddialarını usulüne uygun delillerle ispatlayamayan davacının davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.