Esas No: 2021/1607
Karar No: 2022/5665
Karar Tarihi: 08.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1607 Esas 2022/5665 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1607 E. , 2022/5665 K.Özet:
Davacı firması, ticaret unvanına 2015 yılında davalı firma tarafından yapılan tecavüz nedeniyle dava açmıştır. Davalı firma ise, ticaret unvanları arasında farklılıklar olduğunu ve benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, tarafların faaliyet alanları, kayıtları ve hizmet alıcıları gibi faktörleri dikkate alarak davayı reddetmiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi davacı tarafın ticaret unvanını önce tescil ettirdiğini ve davalının ticaret unvanındaki bir ibare ile davacı şirketin unvanının benzeştiğini tespit ederek, davanın kabul edilmesine karar vermiştir. TTK'nın 52. maddesi doğrultusunda davalının ticari dürüstlüğüne aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Temyiz istemi reddedilmiş ve karar onanmıştır. Kararda HMK'nın 369/1 ve 371, 370/1, 372 maddeleri uyarınca işlem yapılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.07.2020 tarih ve 2017/453 E- 2020/351 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.12.2020 tarih ve 2020/1458 E- 2020/1341 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ticaret unvanının 2007 yılında İstanbul Ticaret Odası nezdinde tescilli olduğunu, davalının ise 2015 yılında kurulmuş bir şirket olup 2016 yılında unvan değişikliğine giderek unvanını ... Savunma Teknolojileri Dış Ticaret AŞ olarak tescil ettirdiğini, davalının müvekkili ile aynı alanda iştigal ettiğini, davalının müvekkili ile büyük oranda benzerlik gösteren unvanı kullanmasının iltibasa sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle müvekkili firmanın ticaret unvanına yapılan tecavüzün önlenmesi ve firmanın ticaret unvanının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... ibaresinin bir marka olarak davacı tarafından tescil edilmediğini, bir çok firmanın bu ibareyi ticaret unvanlarında kullandığını iltibas yaratacak benzerlik bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirketin iştigal alanlarının farklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ... ibaresinin genel ve çok yaygın kullanılan bir unvan olduğundan her iki şirketin ticari unvanları birlikte karşılaştırıldığında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzer olmadığı gibi davacı ve davalının farklı sektörlerde iştigal ettiği, tarafların ticaret sicilindeki kayıtlarına göre meslek kodları ve nice kodlarının farklı olduğu, farklı alanda faaliyet gösterdikleri, hizmet alıcılarının farklı olduğu gerekçesiyle davalının ticaret unvanının terkinine ilişikin davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davacı taraf unvanını daha önce tescil ettirmiş olup, davalının ... ibaresini kullanmasının nedeni, davacı şirket ile alakası olmasa ve fiili faaliyet alanları farklı olsa bile ibarenin, davacının unvanı ile benzeştiği ve ... ibaresinin aynı olduğu , ayırt edilmesinin kolay olmadığı, bu durumda sonradan tescil edilen davalının unvanında yer alan ... ibaresinin kullanılmasının davacının ticaret unvanına tecavüz sayılması gerektiği, bu ayniyetin 3. kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunduğu ve bu kullanımın TTK'nın 52. maddesinde tanımlandığı gibi ticari dürüstlüğe aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353(1)-b-2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulü ile davalının ticaret unvanının terkinine karar verilmiştir.
Davalı vekili, kararı temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.