Esas No: 2021/2708
Karar No: 2022/5771
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2708 Esas 2022/5771 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2708 E. , 2022/5771 K.Özet:
Sigorta Tahkim Komisyonu'nda açılan kısmi davada, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutulduğu belirtilerek, Sigorta şirketinden işbu dava ile kısmi davada saklı tutulan bakiye alacağın talep edildiği ifade edilmiştir. Ancak daha önce aynı konuda açılan bir dava olduğu ve bu davanın derdest olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Başvuran tarafından yapılan itiraz, derdestlik itirazı olamayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Karar, Kanun'un 114/1-ı maddesi uyarınca aynı davanın halen görülmekte (derdest) olmaması gerektiği şartına uygun verilmediği gerekçesiyle bozulmuştur. Kanun maddesi, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Başvuruya ilişkin diğer temyiz itirazları ise bozma sebep ve şekline göre şimdilik incelenmemiştir. Kanun madde numarası: HMK m. 114/1-ı ve 115.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davada Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti'nce verilen 08/07/2021 gün ve 2021/İHK-21341 sayılı karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, saklanmak üzere tevdi edildiği İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, dosya için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı nezdinde 02/06/2018 başlangıç tarihli 1 yıllık Groupmarine Yat Sigorta Poliçesi ile sigortalı davacıya ait ‘’Ceviz Kabuğu’’ isimli, Kayıcı Gövdeli Motor Yat tipli, 2002 model teknenin sigortalandığını, ancak teknenin 04/08/2018 tarihinde çalındığını, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinde kısmi dava açıldığını, işbu dava ile de kısmi davada saklı tutulan bakiye alacağın talep edildiğini beyanla, onarım bedeli, katlanılmak zorunda kalınan masraflar ve kur farkından doğan zararlarının tazminini istemiştir.
Davalı vekili; davacı tarafından daha önce aynı poliçe ve tekneye dayalı olarak açtığı davanın derdest olduğunu ileri sürerek haksız davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; işbu başvuru tarihinden daha önce, başvuru sahibinin aynı konuya ilişkin olarak daha önce dava açmış olduğu ve bu davanın halen derdest olduğu ve dava sonucunda verilecek kararın tahkim yargılamasını etkileyeceği ve tahkim yargılamasında işbu dosyanın bekletici mesele yapılması imkanı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.
İtiraz Hakem Heyetince; uyuşmazlık konusu olayla ilgili olarak başvuran tarafından 16/12/2019 tarih 2019.E.115296 sayılı dosyası üzerinde Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurulmuş olduğu, söz konusu başvurunun Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakeminin 09/04/2020 tarih K-2020/27920 sayılı kararı ile kesin olarak esastan reddine karar verilmiş olduğu, başvuran tarafça söz konusu karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuş olduğu, henüz kararın kesinleşmediği tahkim yargılama süresi itibariyle bu dosya sonucunun beklenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, Yat Sigorta Poliçesinden kaynaklı olarak sigorta tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının maliki olduğu, davalının da malvarlığı zararına karşılık Yat Sigorta Poliçesi ile sigorta örtüsü altına aldığı yatın çalınması nedeniyle daha önce Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak kısmi dava ile maddi tazminat, hukuksal koruma yardımı ve kurtarma masraflarına ilişkin zararların tazmininin istendiğini, açılan ilk davada alınan bilirkişi raporuyla tespit edilen ve ilk davada talep edilmeyen fazlaya ilişkin tazminatların sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, açılan ilk davanın derdest olduğu, tarafların ve taleplerin aynı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin İtiraz Hakem Heyeti nezdindeki itirazları yukarıda özetlenen nedenlerle reddedilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biridir. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Çünkü; aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur. Daha önce HUMK m.187/4'de bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus HMK m. 114/1-ı hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir. Aynı Yasa'nın 115. maddesi uyarınca, taraflar dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği gibi, mahkemece de davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilerek, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.
Bir davanın derdest olduğundan söz edebilmek için, aynı davanın iki kere açılması, birinci davanın görülmekte olması ve birinci dava ile ikinci davanın taraflarının, konusunun (müddeabihlerinin) ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.
Alacağın bir kısmı için dava açılabilir. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması koşulu ile de ek dava açılması olanaklıdır. Ek dava ise, asıl dava kesinleştikten sonra ya da zamanaşımını kesmek gibi amaçlarla asıl dava kesinleşmeden önce açılabilmektedir. Davalı ek davada derdestlik itirazında da bulunamaz. Çünkü, kısmi dava ile ek davanın ilişkin olduğu alacak kesimleri, yani müddeabih farklıdır. Ancak, kısmi davada verilen hüküm ek davayı etkileyecektir. (Bkz. Baki Kuru HUMK. 6. Baskı, Cilt 2, 2001, syf.1559) Bu nedenle, ek davaya bakan mahkeme kısmi davanın sonuçlanmasını bekletici sorun yapmalıdır. Çünkü, kısmi dava tamamen veya kısmen reddedilecek olursa bu karar ek dava için kesin hüküm teşkil edecek, kısmi dava tamamen kabul edilirse de kararın tespite ilişkin bölümü ek dava için kesin hüküm teşkil edecektir. (HGK.15.02.1980 gün, 1980/9-73 Esas 1980/186 Karar, 1981/11-1130 Esas-1982/549 Karar, 1988/15-572 Esas-1988/898 Karar)
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, başvuranın Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde 16/12/2019 tarih 2019.E.115296 Esas sayılı başvurusunun, işbu yargılamaya konu talepler açısından derdest dava olarak kabulü mümkün değildir. Zira, işbu dava dilekçesinde 2019.E.115296 Esas sayılı başvuruda fazlaya ilişkin hakları saklı tutulan kısımlar için talepte bulunulmakla, davanın konusu (müddeabihi) farklı olduğundan Kanun'un 114/1-ı maddesindeki şartlar oluşmadığı gözetilip, davacının tarafların delilleri toplanıp neticesine göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin esasa yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.