Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1351 Esas 2022/5742 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1351
Karar No: 2022/5742
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1351 Esas 2022/5742 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1351 E.  ,  2022/5742 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
    BİRLEŞEN DAVA : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ 2015/111 ESAS

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29.06.2017 tarih ve 2015/101 E.- 2017/84 K. sayılı kararın asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.12.2020 tarih ve 2020/40 E.- 2020/257 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, davacı şirketin kuyumculuk sektöründe faaliyet gösterdiğini, toptan ve perakende olarak altın takı ve ziynet eşyası üretmekte, dağıtmakta ve satmakta olduğunu, özellikle alyans ürettiğini, davacının birçok tasarımının tescilli olduğunu, ancak davalının davacının 2011-03151, 2012-00018, 2012-01122, 2012-05212, 2013-02256, 2013-06725 sayılı tescilli tasarımlarını taklit ettiğini, buna ilişkin İzmir 7. Noterliği'nden 29.03.2013 tarihinde 03181 yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, ancak davalının ihlallerine devam ettiğini, akabinde değişik iş dosyası kapsamında davalının katalogda belirtilen adresine gidildiğini, buna göre davacının bir kısım tescilli tasarımları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer ürünlerin izinsiz olarak imal edildiğinin anlaşıldığını, bu durumdan dolayı davacının satışlarının etkilendiğini, maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000.-TL maddi tazminatın ve 20.000.-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, davalı olduğu birleşen davada ise ürünlerin anonim olmadığını, kendilerine ait olduğunu ve pazarlama müdürlerinin ayrılmasından sonra birleşen dava davacısı tarafından tasarımların kullanılmaya başlandığını belirterek birleşen davanın reddini istemiştir.
    Asıl davada davalı vekili, değişik iş dosyası ile yapılan tespitin davalı şirket adresinde değil, ... isimli şahıs şirketine yapıldığını, davanın bu nedenle husumetten reddinin gerektiğini, davalının davacının ürünlerini üretmediğini, ürünlerin anonim olduğunu ve uzun yıllardır bu modellerin üretildiğini belirterek davanın reddini istemiş olup, asıl davanın davacısına yönelik açtığı birleşen davada ise, açılan tazminat davasına dayanak oluşturan davalının 2011 yılında tescil ettirdiği tasarımların, 2010 yılı kataloglarında davacı tarafından satışa sunulan ürünler olduğunu, tasarımların tescil şartlarını taşımadığını ileri sürerek davalıya ait 2011/03151 nolu 2, 3, 4, 5, 6, 7, 10, 11, 14, 18, 20, 21, 22, 26, 29, 30, 32 ve 35; 2011/00018 nolu 2, 7 ve 10;2012/05212 nolu 6 ve 7; 2012/01122 nolu 2 ve 10 nolu çoklu tasarımların hükümsüzlük ve terkinlerine karar verilmesini, kararın ilanını talep ve dava etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, değişik iş raporu ve alınan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre, davacı/karşı davalının 2012/05212-7 ve 2012/01122-2 nolu tasarımlarında uygulanan görselliğin, davalı-karşı davacının kıyas ürünlerinden farklı olduğu, tasarımsal karakterlerinin olduğu, ancak diğer tasarımların yeni olmadığı, hükümsüzlük koşullarının bu tasarımlar için oluştuğu, ayrıca EndTasKHK 52/c maddesi çerçevesinde tazminat belirlenmekle birlikte, hükümsüzlük yönünden davalı -karşı davacının itirazı üzerine anılan bu tasarımın yeni olmadığı, tescil şartlarını taşımadığı belirlendiğinden, tasarıma tecavüz nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasının dayanaksız bulunduğu, birleşen davanın ise farklı bulunan tasarımlar haricindeki tasarımlara ilişkin hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerekçesiyle asıl dava yönünden, tasarıma tecavüzden ötürü maddi ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine, birleşen dava yönünden ise davalı- karşı davacı TS Alyans... Ltd. şirketi adına kayıtlı 2012/00018-2, 7 ve 10 çoklu, 2011/03151- 2, 3, 4, 5, 6, 7, 10, 11, 14, 18, 20, 21, 22, 26, 29, 30, 32, 35; 2012/05212- 6 çoklu; 2012/01122- 10 çoklu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik taşımadığı anlaşılmakla, hükümsüzlüklerine, sicilden terkin edilmelerine, hükümsüzlük şartları kanıtlanamayan 2012/05212-7 ve 2012/01122-2 çoklu tasarımlar bakımından davanın reddine, hükümsüzlük davası bakımından ilan imkanı düzenlenmemiş olduğundan, ilan isteminin reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince, davaya konu tasarımların yeni olmadığının ve hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunun dosyada mevcut kök ve ek bilirkişi raporlarında açıklandığı, söz konusu raporların denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bulundukları gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı- birleşen dosyanın davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik davacı-birleşen davada davalı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazları ile asıl davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Asıl davaya yönelik temyiz itirazları bakımından, dava, tasarım hakkına tecavüz nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle tazminat davasının tümden reddine ve bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, asıl davada davacı, 2011-03151, 2012-00018, 2012-01122, 2012-05212, 2013-02256, 2013-06725 sayılı tescilli tasarımlara tecavüz edilmesi nedeniyle maddi-manevi tazminat talebinde bulunmuş, asıl davada davalı ise açmış olduğu birleşen davada, asıl dava konusu davacının tescilli tasarımlarının hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
    Mahkemece alınan kök ve ek bilirkişi raporlarına göre, birleşen davada yalnızca 2012/00018-2, 7 ve 10 çoklu, 2011/03151- 2, 3, 4, 5, 6, 7, 10, 11, 14, 18, 20, 21, 22, 26, 29, 30, 32, 35; 2012/05212- 6 çoklu; 2012/01122- 10 sayılı tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmiş olup, hükümsüzlük şartları kanıtlanamayan 2012/05212-7 ve 2012/01122-2 çoklu tasarımlar bakımından hükümsüzlük davasının reddine, asıl davanın ise tümden reddine karar verilmiştir.
    Ancak, İzmir Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2013/31 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda 2012/05212-7 ve 2012/01122-2 sayılı davacının tasarımları ile davalının kataloğundaki benzer tasarımın fotoğrafı karşılaştırılmış mahkemece alınan 03.06.2016 tarihli bilirkişi kök raporunda, 2012/05212-7 ve 2012/01122-2 sayılı tasarımlar ile davalının kataloğundaki tasarımın farklı olduğu belirtilmiş, ancak 2012/00018-2 sayılı tasarıma ilişkin davalı tarafından bu tasarımın aynısının üretilerek piyasaya sunulduğu belirtilmiş olup, 02.12.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda ise 2012/00018-2 sayılı tasarımın davalı tarafından aynısının üretilerek piyasaya sunulması nedeniyle maddi-manevi tazminat hesabı yapılmış ve son olarak alınan 23.05.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda ise 2012/00018-2 sayılı tasarımın yeni olma özelliğine sahip olmadığı belirtilmiştir.
    Her ne kadar mahkemece bilirkişi kök ve ek raporlarına göre hüküm kurulmuşsa da, hükümsüz kılınmayan tasarımlara tecavüz olup-olmadığı yönünde tespit raporu ile mahkemece dosyaya kazandırılan raporlar arasında çelişki bulunmakta olup raporlar arasındaki çelişkiler giderilerek, tecavüzün bulunduğunun tespiti halinde tazminat hesabı yapılarak hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazları ile asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden birleşen davaya yönelik-birleşen davada davalıdan alınmasına,12.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara