Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1422 Esas 2022/5739 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1422
Karar No: 2022/5739
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1422 Esas 2022/5739 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı banka ile asıl borçlu firma arasında imzalanan sözleşmelere davalılar tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır. Bankanın icra takip tarihi itibarıyla asıl borçlu firmadan olan alacağına davalıların müteselsil kefaletleri bulunmaktadır. Ancak banka, davalılardan depo talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle gayrinakdi çek alacağı için davalılardan depo talebinde bulunamamaktadır. Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Ancak, bilirkişi raporlarına göre davacı bankanın uyguladığı faiz oranı ile mahkeme kararında yer alan faiz oranı arasında farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabul edilerek hükümün BOZULMASI kararlaştırılmıştır. HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri: HMK'nın 355, 369/1, 371, 373/2 maddeleri.
11. Hukuk Dairesi         2021/1422 E.  ,  2022/5739 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23.06.2020 tarih ve 2019/606 E. - 2020/271 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.12.2020 tarih ve 2020/916 E. - 2020/1116 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı banka ile Aynur Metal Mad. Eşy. Hırd. Endst. Kalıp Mak. ve Gaz Alet. Paz. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, hesap kat ihtarnamesine rağmen davalıların kredini borcunu ödememesi üzerine başlatılan takibe davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, usule uygun bir arabuluculuk yapılmadığını, arabuluculuk tutanağının vekile değil de asile tebliğinin usulsüz olduğunu, aynı zamanda bankanın gönderdiğini iddia ettiği ihtarnamelerin de usule uygun olmadığını, bu nedenle bankanın temerrüt iddialarına da itiraz ettiklerini, müvekkillerinin eşlerinin söz konusu kefalete rızası ve muvafakatı olmadığını, davacı bankanın işbu davaya konu icra dosyasını açmakta kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı banka ile asıl borçlu firma Aynur Metal Madeni Eşya San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan sözleşmelere davalılar ..., ..., ... ve Kaynur İthalat İhracaat Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, imza itirazı veya kefaletten çekilme beyanı bulunmadığından bankanın icra takip tarihi itibarıyla asıl borçlu firmadan olan 1.591.255,51 TL asıl alacak + 113.774,77 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 1.705.030,28 TL akit alacağına davalıların müteselsil kefaletlerinin bulunduğu, bankanın icra takip tarihi itibarıyla asıl borçludan çek yapraklarından kaynaklanan 69.220,00 TL tutarında gayrinakdi alacağının bulunduğu, banka ile asıl borçlu arasında imzalanan sözleşmeler incelendiğinde çek yapraklarından kaynaklanan gayrinakdi riskler için asıl borçlu ve kefillerden depo talebinde bulunma konusunda bir hüküm bulunmadığından, bankanın gayrinakdi çek alacağı için davalılardan depo talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Kayseri 2. İcra Müdürlüğü'nün 2018/10267 Esas sayılı dosyasında davalı borçluların 1.591.255,51 TL asıl alacak, 113.774,77 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 1.705.030,28 TL için yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya yönelik talebin reddine, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %39 temerrüt faizi uygulanmasına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken tahsiline, gayrinakdi çek depo talebi yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, özellikle bizzat davacı banka kayıtlarında asıl alacağa uygulanan akdi faiz oranının %16,15 olarak gösterilmiş olmasına ve asıl borçlu dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde bankanın davalılardan gayrinakdi alacak talep edebileceği hususunda açık bir hüküm bulunmadığından davacı bankanın davalı kefillerden depo talebinde bulunamayacağının anlaşılmasına göre, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 ve devamı maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davacı vekilinin gayrinakdi alacağının depo edilmesine ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2- Davacı vekilinin uygulanması gereken akdi faiz oranına ilişkin temyiz istemine gelince, davacı banka tarafından akdi faiz oranı %26 olarak belirtilmiş, ancak bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada %16 faiz oranı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bilirkişi raporunda bu faiz oranının dayanağı belirtilmediği gibi banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisi verilmiş olmasına rağmen hangi banka kayıtlarında hangi krediye istinaden %16 faiz oranı uygulandığı açıklanmadığı gibi icra takibinde 18/07/2012 tarihli 1.000.000,00 TL, 28/06/2013 tarihli 700.000 Euro, 28.06.2013 tarihli 2.750.000,00 TL ve 05/01/2016 tarihli 1.750,000,00 TL’lik kredilere dayanılmış, ancak alacağın hangi sözleşmeden kaynaklandığı da belirtilmemiştir. Keza bilirkişi raporuna uygulanan akdi faiz yönünden itiraz edilmiş olmasına karşın mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, Mahkemece yukarıda belirtilen hususlarda banka kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak alınacak rapor doğrultusunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin gayrinakdi alacağa yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara