Esas No: 2021/1446
Karar No: 2022/5737
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1446 Esas 2022/5737 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1446 E. , 2022/5737 K.Özet:
Davacı, davalı ile ortak oldukları şirkette yönetim kurulu başkanı olarak görev yapan davalının şirketle aynı alanda faaliyet gösteren başka şirketlerde de yönetim kurulu başkanı ve ortak olmasının rekabet yasağına aykırı olduğunu iddia edip, şirkete kayyum atanması ve maddi tazminatın tahsili için dava açmış. İlk derece mahkemesince davacının talepleri reddedilmiş, yapılan istinaf başvurusu da esastan reddedilmiş. Bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay da bu kararların doğru olduğunu belirterek davacının temyiz istemini reddetmişlerdir. TTK'nın 396. maddesi, 553. maddesi ve TMK'nın 427/4. maddesi uyarınca yapılan düzenlemeler kararda açıklanmamıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 07.05.2019 tarih ve 2018/746 E. - 2019/296 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.11.2020 tarih ve 2019/2305 E. - 2020/1526 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tarafların ortağı olduğu davalı Zahir Döviz ve Altın Ticaret A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanı ve münferiden temsilcisi olan davalı ...'un bu şirketle aynı işle iştigal eden başka şirketlerin yönetim kurulu başkanı ve başkan vekili olduğunu, TTK'nın 396. maddesince yönetim kurulu üyesi olan davalının genel kuruldan izin almaksızın şirketle aynı iş yapan diğer şirketlerde ortak ya da yönetim kurulu üyesi olamayacağını, davalı ...'un dava dışı şirketlerde yönetim kurulu başkanı ve şirket ortağı olmasının rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiğini, şirket aleyhine işlem yaparak şahsi menfaat sağladığını, böylece müvekkilinin şirket ortağı olarak dolaylı zarar gördüğünü, TTK'nın 553. maddesinde; yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun düzenlendiğini, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı tebliğ uyarınca 2018-32 sayılı genelgeye göre ödenmiş sermayelerin artırılması gerektiğinin düzenlendiğini, TTK'nın 456. maddesi uyarınca, esas sermayenin arttırımı için genel kurul kararı alınması gerektiğini, davalı ...'un yönetim kurulu başkanlığı görev süresi sona erdikten sonra genel kurulu toplantıya çağırmadan söz konusu tebliğ ile ilgili evrakları davacıdan istediğini, davalının görev süresi sona erdiğinden şirketin açıkça organsız kaldığını ileri sürerek, TMK'nın 427/4. maddesi uyarınca davalı şirkete tedbiren kayyum atanmasını, davalı ...'un haksız rekabetinin men'ini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı ...'dan 10.000,00 TL maddi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının iddialarının gerçek olmadığını, davalı Zahir Döviz ve Altın Ticaret A.Ş.'nin 01/12/2015 tarihli genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyelerine aynı alanda faaliyet gösteren başka şirketlerde de görev almasına izin verildiğini, bu nedenle davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan ...'un genel kurul kararı uyarınca aynı konuda faaliyet gösteren başka şirketlerde görev almasının rekabet yasağına aykırılık teşkil etmeyeceğini, davacının tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, Hazine ve Maliye Bakanlığının 2018-32/45 sayılı tebliği gereğince gerek davacı gerekse diğer ortaklara tebliğde istenen belgeleri tamamlayıp yükümlülüklerini yerine getirmeleri için yapılan sözlü ve yazılı ihtarların sonuçsuz kalması üzerine davacı ve diğer ortakların haklı sebeple şirket ortaklığından çıkarılması için Alanya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/73 Esas sayılı davasının açıldığını, davalı ...'un 30/11/2018 tarihli karara göre genel kurulu toplantıya çağırdığını, 24/12/2018 tarihinde yapılan genel kurula katılmayan ve tebliğde istenen yükümlülükleri yerine getirmeyen davacının kötü niyetle eldeki davayı açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Anonim şirketlerde görev süresi biten yönetim kurulu üyelerinin bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle yönetim kurulunun yeni yönetim seçilene kadar olağanüstü ve acil durumlar için görevlerine devam edeceklerinin kabulünün gerekeceği, bu nedenle, yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin bitmesiyle şirketin kendiliğinden organsız kaldığından söz edilemeyeceği, davalı ...'un davalı şirkette 24/12/2021 tarihine kadar yönetim kurulu başkanlığının devam ettiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 396. maddesiyle şirketin konusuna giren işlerde rekabet yapma yasağının getirildiği, bu düzenlemenin, mutlak emredici nitelikte bir hüküm olmadığı, anılan madde ile getirilen yasağın genel kurul kararı ile kaldırılmasının mümkün olduğu genel kurul, yönetim kurulu üyelerinin tamamı veya biri veyahut bir kaçı için bu yasakların kaldırılmasına izin verebileceği, davalı şirketin 02/12/2015 tarihli genel kurulunda yönetim kurulu üyelerine aynı alanda faaliyet gösteren şirketlerde görev almasına izin verildiği gerekçesiyle, davasının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ...’un 01/12/2015 tarihli genel kurul kararı ile davalı Zahir Döviz ve Altın Ticaret A.Ş.'nin yönetim kurulu üyeliğine üç yıl süre ile seçildiği, davalı şirketin 01/12/2015 tarihinde alınan genel kurul kararına göre, yönetim kurulu üyelerine davalı şirketle aynı faaliyet alanında iştigal eden diğer şirketlerde görev almalarına izin verildiği, davalının yönetim kurulu üyeliği 01/12/2018 tarihinde süre bitimi ile sona ermiş ise de; Anonim şirketlerde görev süresi biten yönetim kurulu üyelerinin bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine dair TTK'da bir düzenleme olmadığından, yeni yönetim kurulu seçilene kadar olağanüstü ve acil durumlar için görevlerine devam edebileceği, bu durumda 24/12/2018 tarihinde yapılan genel kurula kadar davalı şirketin organsız kaldığından söz edilemeyeceğine göre, davalı şirkete kayyum atanması talebinin yerinde olmadığı, yönetim kurulundaki görev süresi 01/12/2018 tarihinde sona erse dahi davalı ...'un Hazine Ve Maliye Bakanlığının genelgesi ile sermaye arttırımı hususunda davacı ortağa bildirimde bulunması, genelgede belirtilen sürenin kısıtlı olması nedeni ile acil iş sayılacağından yerinde olduğu, davalının davacıya genelge gereği işlemlerin yapılması için ihtarname göndermesi, davalının yetki ve sorumluluklarının sınırını aştığı anlamına gelmediği, davalı ...'un başka şirketlerin yönetim kurulunda görev almasının haksız rekabet sayılmadığı gibi, davalı ...'un, diğer davalı şirketi zarara uğrattığına ilişkin davacı tarafça somut bir delil de sunulmadığından davacının tazminat istemi de yerinde değildir. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.