Esas No: 2022/2054
Karar No: 2022/5681
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2054 Esas 2022/5681 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/2054 E. , 2022/5681 K.Özet:
Davacı tarafından açılan tenfiz davası, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi ile ilgilidir. Davacı, Essen Bölge Mahkemesinde açılan dava sonucunda Bera Holding A.Ş.'den alacağı olan 43.485,37 euroyu almaya hak kazandığını ve kararın kesinleştiğini ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak istinaf sonrasında Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, davanın 7194 sayılı Kanun'un 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır. Bu karara karşı davalı şirket vekili temyiz dilekçesi vermiştir. Yargıtay, yabancı mahkeme kararının tenfizi konusunda Türkiye’de açılan davalarda 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi gereğince \"karar verilmesine yer olmadığına\" karar verilerek, davalı şirkete \"ortak\" olarak kabul edilip edilmeyeceği sorusuna cevap vermeden, kararın tenzili istemiyle davayı çözmüştür. Böylelikle, yabancı ülkede açılan ve alacak istemine ilişkin olan davalar ile Türkiye’de açılan davalar arasında tamamen zıt sonuçlara ulaşılacağı ve Türk mahkemelerinin verdiği kararlarla tezat teşkil eden yabancı mahkeme kararlarının Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği belirtilmiştir. Bu nedenle, Yargıtay kararı bozmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 7194 sayılı Kanun'un 41. maddesi
- MÖHUK’un 54/1-c maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 7. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.01.2020 tarih ve 2019/415 E- 2020/27 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.11.2021 tarih ve 2020/1179 E- 2021/2215 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı tarafından Essen Bölge Mahkemesinde Kombassan İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret Anonim Şirketi aleyhine dava açıldığını, dava sonunda davalının davacıya 43.485,37 Euro ödemesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek, Essen Bölge Mahkemesi'nin 8 O 17/06 numaralı kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce, davanın 7194 sayılı Kanun'un 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak 7194 sayılı Kanun'un 41. maddesi kapsamında dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince davanın 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Tanıma ve Tenfize konu dava Bera Holding A.Ş'ye karşı açılmış, geçerli ortaklık ilişkisi kurulmadığından bahisle alacak istemine ilişkin olup, yabancı mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa Türkiye’de açılan bu tür davalarda dosya hangi aşamada olursa olsun 7194 sayılı Yasa gereğince davacıların, davalı şirkete ortak olduğu kabul edilerek dava hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmekte ve kararlar bu şekilde kesinleşmektedir. Buna karşın eldeki dosyada olduğu gibi yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen ortak olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacak, ayrıca Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki karara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılacak ve netice olarak bu durum MÖHUK’un 54/1-c maddesinde düzenlenen Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edecektir. Bu itibarla bölge adliye mahkemesince 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi ve MÖHUK’un 54/1-c maddesi birlikte değerlendirilerek, ortak olmadığının tespiti ve alacak isteminin kabulüne ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, 12/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7194 Sayılı Yasa’nın 41. maddesi ile 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a eklenen geçici 4. maddede “birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir” hükmü yer almaktadır. Dava konusu yabancı mahkeme kararı yukarıda anılan madde kapsamında kalan Bera Holding A.Ş.ye karşı açılan alacak istemine ilişkindir ve bu kararın tenfizine ilişkin eldeki dava halen derdesttir. Bu itibarla bu kararın tenfizine ilişkin davanın da yukarıda anılan madde kapsamına girdiği ve bölge adliye mahkemesince anılan yasal düzenleme kapsamında karar verilmesi nedeniyle kararın onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun yukarıdaki gerekçesine katılmıyorum.