Esas No: 2021/3497
Karar No: 2022/5772
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3497 Esas 2022/5772 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3497 E. , 2022/5772 K.Özet:
Dava, bir trafonun kiralandığı forklift ile işletmede düşürülmesi sonucu oluşan zararın tazmin edilmesi için açılmıştır. Davacı sigortacı tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsil edilmesi için takibe başvurulmuş ancak davalıların itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı, davalıların itirazının iptaline ve icra inkâr tazminatına mahkûm edilmeleri talebinde bulunmuştur. Mahkeme, dava konusu zararın olduğu dönemde davalı işçinin dava dışı firma tarafından kiralandığını ve iş kazasında sorumluluğun İş Kanunu'nda belirtilen şekilde sigortacı tarafından ödenen tazminatı ödeyen sigorta ettiren tarafından talep edilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Yeniden yapılan incelemede davalı gerçek kişinin davalı şirketin çalışanı (işçisi) olduğu belirlenmiştir. Geçici iş ilişkisi kurulduğuna ilişkin mahkeme görüşüne katılmayan Yargıtay, davalı gerçek kişinin kusur oranının saptanarak davacı sigortacı tarafından ödenen tazminattan bu oran çerçevesinde sorumlu tutulması gerektiğini ve davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ifade etmiştir.
Kanun Maddeleri: İş Kanunu'nun 7. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23.02.2021 tarih ve 2018/1091 E. - 2021/163 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı sigortalı Ulusal Antrepo`nun işlettiği depoda dava dışı ...'a ait bir adet trafonun sigortalı tarafından davalı şirketten kiralanan ve diğer davalı tarafından kullanılan forklift ile depo sahası içinde taşınırken düşürülüp hasarlanması yüzünden müvekkilinin 15.02.2008 tarihinde 30.279,04 USD tazminat ödediğini ve halefiyet hakkını elde ettiğini, ödenen tazminatın Türk Lirası üzerinden karşılığının rücuen tahsili için takibe geçildiğini ancak davalıların itirazı üzerine başlatılan icra takibinin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalıların %40'tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmelerine karar verilmesini talep etmiş, 26.03.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini alacak davasına çevirmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu zararın olduğu dönemde, davalı ..., davalı Sağlam Makineli ... Ltd. Şti.’de sigortalı olarak çalıştığı, davanın tarafları, dava konusu olayda, forklift haricinde dava dışı firma tarafından davalı işçinin de kiralandığını beyan ettiklerinden, dava dışı sigorta ettiren ile davalı işçi arasında geçici iş ilişkisinin kurulduğu anlaşılmakla, İş Hukukundaki geçici iş ilişkisindeki sorumluluğa ilişkin düzenlemeleri, davacı ... şirketinin rücu talebi bakımından nazara alındığında, sigortanın rücu talebinden, işçinin, sadece ağır kusuru veya kastı olması halinde sorumlu olabileceği, davalı işçinin ağır kusur veya kastı da tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümü, Dairemizin bozma ilamında da öngörüldüğü üzere davalı gerçek kişinin diğer davalı şirketin çalışanı olup olma-dığının belirlenmesi ile mümkündür. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, yapılan araştırma ile davalı gerçek kişinin diğer davalı şirketin işçisi (çalışanı) olduğu saptanmıştır. Mahkemece davalı gerçek kişi ile davadışı sigortalı arasında geçici nitelikte iş ilişkisi kurulduğu belirtilmiş ise de bu görüşe katılmaya olanak yoktur. Herşeyden önce, geçici iş ilişkisi kanuni bir kavram olup İş Kanunu’nun 7. maddesinde koşulları belirtilmiştir. Somut olaya ve davalıların sıfatına bakıldığında, davalı gerçek kişi ile davadışı sigortalı arasında bu anlamda geçici bir iş ilişkisinin varlığından söz edilemez. Davalı gerçek kişinin davadışı sigortalıya ait işyerinde, diğer davalıdan kiralanan forklift’in operatörü sıfatıyla çalışıyor olması, belirlenen durum karşısında, sigortalı ile davalı gerçek kişi arasında İş Kanunu’nun öngördüğü biçimiyle bir iş sözleşmesi akdedilmiş olduğu anlamına da gelmemektedir. Bu durumda, bozma ilamında öngörüldüğü üzere davalı gerçek kişinin kusur oranının saptanarak davacı sigortacı tarafından ödenen tazminattan bu oran çerçevesinde sorumlu tutulması gerekirken isabetli olmayan gerekçeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, Daire çoğunluğunun onama düşüncesine katılamıyorum.