23. Hukuk Dairesi 2012/2198 E. , 2012/3925 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine 30.09.2001 vade tarihli 393 ve 407 sayılı borç senetlerine dayanılarak icra takibi yapıldığını, ancak takibe dayanak borç senetlerindeki imzaların davacıya ait olmadığını ileri sürerek, bu iki borç senedinden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tesbitini ve lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe dayanak olan borç senetlerindeki imzaların davacıya ait olduğunu, takip talebindeki faizlerin doğru hesaplandığını, müvekkilinin icra takibi yapmakta kötüniyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı, imza incelemesine ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine yapılan icra takibine dayanak borç senetlerinden 407 numaralı senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından 393 numaralı senetteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı tesbit edilemediğinden bu senetteki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle 393 numaralı senet yönünden menfi tesbit davasının kabulüne, 407 numaralı senet yönünden ise davanın reddine, şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatına hükmolunmasına yerolmadığına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, İİK"nun 72. maddesine dayalı olarak açılmış olup, borçlu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.
1-HMK"nun 266. maddesi uyarınca " Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel bilgi ve teknik gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir."
Mahkemece, icra takibine konu ve imzası davacı tarafından inkar edilen 393 numaralı ortaklık borç senedindeki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının kesin olarak tesbiti için, Kriminal Laboratuvarından ya da Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak imzanın davacıya ait olmadığı yönünde re"sen değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) Nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) Nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararının tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.