Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2198 Esas 2012/3925 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2198
Karar No: 2012/3925
Karar Tarihi: 04.06.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2198 Esas 2012/3925 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı kooperatif, davacıya ait olduğunu iddia ettiği iki borç senedine dayanarak icra takibi yapmıştır. Ancak davacı, bu senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığını savunarak davalıya borçlu olunmadığının tesbitini ve kötüniyet tazminatı talep etmiştir. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporlarını değerlendirerek, 407 numaralı senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunu ancak 393 numaralı senetteki imzanın davacıya ait olup olmadığı kesin olarak tesbit edilemediğini belirtmiştir. Bu nedenle, menfi tesbit davası 393 numaralı senet yönünden kabul edilmiş ancak 407 numaralı senet yönünden reddedilmiştir. Davalının kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir. Mahkeme kararı, davacı ve davalı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, imza incelemesi için gerekli bilirkişi raporu alınmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. İİK'nun 72. maddesi doğrultusunda açılan borçluluk tesbit davasına ilişkin olduğunu belirten Daire, mahkemenin 266. maddesi uyarınca bilirkişi raporu alması gerektiğini ifade etmiştir.
Kanun Maddeleri: İİK'nun 72. ve 266. maddeleri.
23. Hukuk Dairesi         2012/2198 E.  ,  2012/3925 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine 30.09.2001 vade tarihli 393 ve 407 sayılı borç senetlerine dayanılarak icra takibi yapıldığını, ancak takibe dayanak borç senetlerindeki imzaların davacıya ait olmadığını ileri sürerek, bu iki borç senedinden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tesbitini ve lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, takibe dayanak olan borç senetlerindeki imzaların davacıya ait olduğunu, takip talebindeki faizlerin doğru hesaplandığını, müvekkilinin icra takibi yapmakta kötüniyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamı, imza incelemesine ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine yapılan icra takibine dayanak borç senetlerinden 407 numaralı senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından 393 numaralı senetteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı tesbit edilemediğinden bu senetteki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle 393 numaralı senet yönünden menfi tesbit davasının kabulüne, 407 numaralı senet yönünden ise davanın reddine, şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatına hükmolunmasına yerolmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Dava, İİK"nun 72. maddesine dayalı olarak açılmış olup, borçlu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.
    1-HMK"nun 266. maddesi uyarınca " Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel bilgi ve teknik gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir."
    Mahkemece, icra takibine konu ve imzası davacı tarafından inkar edilen 393 numaralı ortaklık borç senedindeki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının kesin olarak tesbiti için, Kriminal Laboratuvarından ya da Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak imzanın davacıya ait olmadığı yönünde re"sen değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2-Bozma nedenine göre davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) Nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) Nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararının tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara