Esas No: 2021/1472
Karar No: 2022/5776
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1472 Esas 2022/5776 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1472 E. , 2022/5776 K.Özet:
Davacı, bir taşınmaz üzerinde tesis edilen 16 yıllık intifa hakkının süresi 2022 yılında bitecek şekilde kendisi lehine tesis edildiğini iddia ederek, davalılardan iade edilmeyen toplam 1.633.310,00 TL+KDV alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsil edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davacının iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, dosyadaki fatura örneklerine göre davacı tarafından ödenen bedelin intifa süresi boyunca geçerli olduğu ve intifa hakkının bedelsiz olarak çıplak mülkiyet malikleri lehine terkin edildiği anlaşıldığından, davacının artık hak talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Temyiz incelemesi sonucunda ise, usul ve yasaya uygun olmadığına dair bir neden bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilmiştir.
HMK’nın 355 vd. maddeleri dahilinde yapılan inceleme sonucunda, somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken kanun kurallarına aykırı bir nokta olmadığı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.11.2016 tarih ve 2014/837 E. - 2016/575 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.12.2020 tarih ve 2018/856 E. - 2020/2155 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacının dağıtıcı lisansıyla akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının, davalılardan ... adına kayıtlı bulunan taşınmazın 05/04/2006 tarihinden başlamak üzere 16 yıl süreli intifa hakkını resmi senetle aldığını, üzerinde davacı şirketin intifa hakkı bulunan bu taşınmazın mülkiyetinin daha sonra davalı ... Petrol A.Ş.'ye, sonrasında da 2008 yılında diğer davalılara geçtiğini, davacı şirket lehine süresi 05/04/2022 tarihinde bitecek şekilde tesis ettirilmiş olan intifa hakkının ve akaryakıt istasyonunun işletilmesine yönelik imzalanan Bayilik ve İşleticilik sözleşmesi ile protokollerin, Rekabet Kurulu'nun 13/05/2011 tarih 298 sayılı kararı sonrasında 05/04/2011 tarihi itibariyle geçersiz hale geldiğini, ortaya çıkan bu durum karşısında, tarafların imzalanan anlaşmalar doğrultusunda verilenlerin sebepsiz zenginleşmeye göre iadeye tabi olduğunu ileri sürerek iade edilmeyen toplam 1.633.310,00 TL+KDV alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Baydilli Petrol ... A.Ş. şirketi; 2006 yılında bayilik sözleşmesinin imzalandığını, bayilik sözleşmesinin gerektirdiği tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacının bilgisi çerçevesinde bayilik sözleşmesini tüm hak ve borçlarıyla birlikte Maydalar Petrol Şti.'ye devrettiklerini, Maydalar Ltd. Şti.'nin 05/04/2011 tarihinde intifa hakkı sona erince, başka bir dağıtıcıyla anlaşarak, lisanlarının bir başka dağıtım firması lehine tadil ettirdiğini beyan ettiğini, bu uygulamanın bayilik sözleşmesini devralan Maydalar ... Ltd. Şti.'nin sorunu olduğunu, bu nedenle kendilerine hukuki sorumluluk yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Pet. ... Ltd. Şti. vekili; talep edilen bedelin, davacı şirket tarafından 2006 ve 2007 yıllarında diğer davalı ... A.Ş. firmasına ödendiğini, davacı ile Baydilli firması arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin 5 yıllık olup, davacı tarafından ödenen bedelin bu 5 yıllık bayilik ilişkisine istinaden ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar ..., ..., ..., ... vekili; davacı ile müvekkilleri arasında bir ticari ilişki olmadığını, davalılara ödenen bir bedel olmadığını, müvekkillerinin davacı şirket markası altında faaliyetinin söz konusu olmadığını, diğer davalılar ile davacı arasında akdedilen sözleşmelerden bu davalıların sorumlu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı ... Petrol A.Ş. ile akdedilen 24/04/2006 tarihli sözleşmenin süresinin 5 yıl için geçerli olduğu, ipotek bedelinin tapuda 15.000.-TL olarak gösterildiği, bayilik sözleşmesi kapsamında gayrinakdi hak bedeli olarak ödenen bedelin intifaya ilişkin olduğu hususu taraflar arasındaki sözleşmelerde kararlaştırılmadığı, davacı tarafça ödenen bedelin intifa süresi boyunca geçerli olduğu iddia edilmişse de, bu iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı, dolayısıyla davacı tarafından ödenen bu bedelin 5 yıllık bayilik süresi için verilmiş olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; dosyada mevcut fatura örnekleri incelendiğinde; "gayri nakdi hak bedeli" açıklamalı faturaların davalı ... Petrol A.Ş. adına keşide edildiği ve ödendiği, davalı ... Petrol A.Ş. ile davalı ...'nin bu hususu inkar etmedikleri, davalı ... Ltd. Şti. ise cevap dilekçesinde taşınmazın 15.000.-TL intifa ile yükümlü olduğunu bilerek bayiliği devraldıklarını belirttikleri, yeni malik davalıların ise bedel ve sorumluluk yönünden itirazlarını sunduğu, taşınmazın intifa tesisine ilişkin resmi akit tablosu incelendiğinde ise; 16 yıl süre ile 15.000.-TL bedel yönünden intifa tesis edildiği yazılı olduğu, bayilik sözleşmesinde bedel yer almamış ise de 05.04.2022'ye kadar intifa hakkı tesis edildiği açıkça yazılı olduğu, tüm davalıların bedel yönünden açıkça kabulü olmasa da intifa resmi akit senedinde intifanın açıkça 16 yıl süre ile tesis edildiği dikkate alınarak davacının iddiasının buna göre değerlendirilmesi gerekli olduğu, Beyoğlu 34. Noterliği'nin 15.06.2011 tarihli vekaletnamesinde; davacının, davalı ...’ı "..., Merkez/2 ilçesi, .... Mahallesinde kain, ... ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde şirketimiz lehine tesis edilmiş olan 05.04.2006 Tarih ve 2393 sayılı intifa hakkını bedelli veya bedelsiz olarak terkin etmeye, fek takrirlerini vermeye, yukarıdaki işlemlerle ilgili olarak tapu defteri ve sicilini ve tüm evraklarını münferiden imzalamaya, bu vekaletnamedeki yetkilerin tamamı veya bir kısmı ile başkalarını tevkile, mezun ve yetkili olmak üzere" vekil tayin edildiği, vekaletnameye göre 05.07.2011 tarihinde davacı vekilinin; "yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerinde lehtarı olduğumuz intifa hakkının tamamından bedelsiz olarak çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim" şeklindeki talebine istinaden 05.07.2011 tarihinde intifanın bedelsiz olarak terkin edildiği, intifa hakkından bedelsiz olarak çıplak mülkiyet malikleri lehine terkini talep etmiş olduğu anlaşıldığından işbu davada artık intifanın kullanılmayan kısmı için davacının hak talep edemeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf istemlerinin gerekçe yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.