Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2477 Esas 2012/3886 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2477
Karar No: 2012/3886
Karar Tarihi: 04.06.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2477 Esas 2012/3886 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/2477 E.  ,  2012/3886 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili ile ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, imal edilen yapının ruhsatsız, kaçak ve imara aykırı bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshine, davalılar adına olan tapunun iptâli ile davacı adına tesciline ve davalıların müdahalelerinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davalılardan ... ve... aleyhine aynı konulara ilişkin olarak açılan dava bu dava ile birleştirilmiş, ..., ..., ... ve ... davaya dahil edilmiştir.
    Bir kısım davalılar vekilleri ile bir kısım davalılar, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 12.05.2010 tarih, 2009/2183 E. 2010/2800 K. sayılı ilamı ile “3194 sayılı İmar Kanunu"nun amir hükümleri uyarınca her türlü inşaatın ilgili mercilerden ruhsat alınarak plân ve projesine uygun şekilde yapılması zorunludur. Davalılardan yüklenici, izin almadan inşaata başlamış, belediyece inşaatın kaçak olması sebebiyle yapı tatil tutanakları düzenlenmesine rağmen kaçak yapıya devam etmiş ve üç kez yıkım kararı alınmıştır. Mahkemece davacının kaçak yapıdan haberdar olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de imara aykırı bir yapının hukuk düzenince korunması mümkün bulunmamaktadır. İmara aykırılık kamu düzeni ile igili olup mahkemece de re"sen gözetilmelidir. Bu nedenle kural olarak akdin feshi davasında fesih şartları oluşmuştur. Kaçak yapıdan daire satın alan diğer davalıların da iyi niyetli olduklarının kabulü mümkün bulunmamaktadır.
    Hal böyle olmasına rağmen inşaatın yasal hale getirilip getirilemeyeceği mahkemece araştırılmamıştır. İmara uygun hale getirilme imkânının olup olmadığı belediyeden sorulmalıdır. Yıkımı gereken bir inşaat sözkonusu olup yasal hale getirilme imkânı yok ise davanın kabulüne, yasal hale getirme imkânı varsa bu takdirde davalı yükleniciye veya inşaattan daire satın alan diğer davalılara yetki ve uygun bir süre verilip sonucuna göre dava karara bağlanmalıdır” gerekçeleriyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında dava dışı Beykoz Belediye Başkanlığının, imal edilen binanın imara uygun hale getirilmesinin mümkün olmadığı yönündeki yazısı nazara alınarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili, davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili ile ... vekili temyiz etmiştir.
    1-Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HUMK"nun 388 nci (HMK"nun 298/3 ncü) maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HUMK"nun 389 ncu (HUMK"nun 294/3"ncü) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada HUMK"nun 381/son (HMK"nun 294/4 ncü) fıkra hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tutanağa geçirilip, tefhim edilmekle, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, HUMK"nun 389 ncu (HMK"nun 294/3 ncü) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyeti ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK"nun 298/2"nci maddesinde, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa"nın 141 nci maddesi ile HUMK"nun ve HMK"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
    Somut olayda, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, dava dilekçeleriyle, sözleşmenin feshini, davalılar adına olan tapunun iptali ile tescilini ve davalıların müdahalelerinin iptalini istemiş, mahalli mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen kısa kararla tüm davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, gerekçeli kararda ise; sözleşmenin feshine, bir kısım davalılar adına olan tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, davalıların müdahalelerinin önlenmesine dair istem hakkında herhangi bir karar verilmemiştir. Bu hali ile gerekçeli kararla kısa karardan farklı hüküm tesis edilmiştir.
    Bu durumda mahkemece, 10.04.1992 gün ve 1992/7 esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararı çerçevesinde, bu kısa kararla bağlı kalınmadan, yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davacı vekili, davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili ile ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 no"lu bentte açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, 2 no"lu bentte açıklanan nedenle, davacı vekili, davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili ile ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan haçların istek halinde temyiz edenlere iadesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara