Esas No: 2021/4151
Karar No: 2022/5680
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4151 Esas 2022/5680 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/4151 E. , 2022/5680 K.Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nde görülen bir dava, yabancı bir mahkemenin verdiği kararın tenfiziyle ilgilidir. Davacı vekili, Federal Almanya Cumhuriyeti Düsseldorf Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararının Türkiye'de tenfiz edilmesini istemiştir. Ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi, tenfiz şartlarından biri olan kamu düzenine aykırılık bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Buna karşın, kararın farklı bir gerekçeyle reddedilmesi nedeniyle, davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
Kararda bahsi geçen kanun maddeleri şunlardır:
- 7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesi: Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek açılan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir.
- MÖHUK'un 54/1-c maddesi: Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi, Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil etmemesi koşuluyla gerçekleştirilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11.05.2017 tarih ve 2016/28 E. - 2017/241 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.04.2021 tarih ve 2019/1748 E. - 2021/505 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü
Davacı vekili, Federal Almanya Cumhuriyeti Düsseldorf Asliye Hukuk Mahkemesi 5. Sivil Hukuk Dairesi'nin 5 O 113/05 numaralı dosyasında verilen 21/03/2006 tarihli kararın ve yargılama masraflarına dair masraf tespit kararlarının 5718 sayılı MÖHUK hükümlerince tenfizine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden savunma hakkı kısıtlanarak karar verildiği, kesinleşme şerhi olsa da, MÖHUK'daki tenfiz şartlarından olan kamu düzenine aykırılık bulunduğundan usulüne uygun kesinleşmiş bir yabancı mahkeme kararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. .
Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce, İlk Derece Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de usulüne uygun kesinleşmiş bir yabancı mahkeme kararı bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Tenfiz davasına konu dava Bera Holding A.Ş.'ye karşı açılmış, geçerli ortaklık ilişkisi kurulmadığından bahisle alacak istemine ilişkin olup, yabancı mahkemece davanın kabulüne verilmiştir. Oysa Türkiye’de açılan bu tür davalarda dosya hangi aşamada olursa olsun 7194 sayılı Yasa gereğince davacıların, davalı şirkete ortak olduğu kabul edilerek dava hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmekte ve kararlar bu şekilde kesinleşmektedir. Buna karşın eldeki dosyada olduğu gibi yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen ortak olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacak, ayrıca Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki karara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılacak ve netice olarak bu durum MÖHUK’un 54/1-c maddesinde düzenlenen Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edecektir. Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesince 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi ve MÖHUK’un 54/1-c maddesi birlikte değerlendirilerek yabancı mahkeme kararının tenfizinin Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekmekte ise de mahkemece davanın farklı gerekçeyle reddine karar verilmiş olması sonuç olarak doğru olduğundan davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle kararın bu şekilde gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/4. maddesi uyarınca yukarıda açıklanan şekilde düzeltilen gerekçeyle ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/09/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi ile 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a eklenen geçici 4. maddede “birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir” hükmü yer almaktadır. Dava konusu yabancı mahkeme kararı yukarıda anılan madde kapsamında kalan Bera Holding A.Ş.ye karşı açılan alacak istemine ilişkindir ve bu kararın tenfizine ilişkin eldeki dava halen derdesttir. Bu itibarla bu kararın tenfizine ilişkin davanın da yukarıda anılan madde kapsamına girdiği ve mahkemece anılan yasal düzenleme kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden kararın bu nedenle bozulması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.