Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1445 Esas 2022/5738 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1445
Karar No: 2022/5738
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1445 Esas 2022/5738 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı banka ile dava dışı Tekstil Ltd. Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmeleri sebebiyle borcun ödenmemesi sonucu yapılan takibe davalı tarafından itiraz edildiği ve itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebi ile açılan davada, Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından davalının kefil olduğu kredi sözleşmesinde süre bulunmadığı için sözleşmenin süresiz olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve davacının dava konusu krediyi sonraki tarihli başka bir kredi sözleşmesine istinaden kullandırdığı gerekçesiyle istinaf talebinin yerinde olmadığı, bu sebeple istinaf talebinin kabul edilmemesi, dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 355 vd. ve 369/1, 371, 370/1 ve 372 maddeleri uyarınca yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve onanmasına karar verilmiştir.
İlgili kanun maddelerinin açıklamaları:
11. Hukuk Dairesi         2021/1445 E.  ,  2022/5738 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.03.2018 tarih ve 2017/313 E. - 2018/324 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.06.2020 tarih ve 2018/1311 E. - 2020/583 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı ...Tekstil Ltd. Şti. arasında 08/05/2008 tarihli 244 nolu 150.000,00 TL ve 244/2 nolu 28/08/2012 tarihli 650.000,00 TL tutarlı iki adet genel kredi sözleşmesi imzalandığını, 08/05/2008 tarihli sözleşmenin limitinin 03/03/2009 tarihinde yapılan limit arttırım sözleşmesi ile 250.000,00 TL'ye çıkarıldığını, davalının bu sözleşmeyi 350.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere kefil sıfatı ile imzaladığını, hesap kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi sebebiyle yapılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin oğlunun isteği üzerine 03.03.2009 tarihinde 244 nolu kredi sözleşmesinin teminatı olmak üzere taşınmazı üzerine banka lehine 250.000,00 TL bedelli birinci dereceden ipotek tesis edildiğini, takip borcunun 244/2 nolu kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, bu sözleşmede kendisinin imzasının bulunmadığını, müvekkili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla da takip başlatıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı bankanın genel kredi sözleşmesine dayalı olarak yapmış olduğu ilamsız takipte takip dayanağı olan 244 ve 244/2 nolu iki adet genel kredi sözleşmesinden 244 nolu genel kredi sözleşmesinin 08.05.2008 tarihinde düzenlendiği ve kredilerin bilirkişi raporunun 6.sayfasında yer aldığı üzere kullandırıldığı ancak bu kredilerin daha sonradan kapatıldığı, takibe konu olan borcun kaynağını oluşturan kredilerin ise 28.08.2012 tarihli genel kredi sözleşmesine dayandığı, davacının bu sözleşmede imzasının bulunmaması nedeniyle sorumlu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı alacaklının banka olması, yaptığı takibin dayanağının ve borçluları tespit edebilecek durumda bulunması, davalı hakkında yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle %20 kötü niyet tazminat tutarı olan 70.000,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalının kefil olduğu kredi sözleşmesinde süre bulunmadığı için sözleşmenin süresiz olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda kredi sözleşmesi ile verilen kredinin ödenerek borcun kapatılmasının sözleşmeyi sona erdirmeyeceği ve bu sözleşme ile borçluya yeniden kredi kullandırılması halinde kefilin sorumluluğu devam edecektir. Ancak kredi sözleşmesi ve banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporuna göre davacının kefil olduğu sözleşme nedeni ile kullandırılan kredi borcunun sona ermesinden sonra davalı banka ile davalı borçlu şirket arasında yeniden değişik tarihli kredi sözleşmesinin akdedildiği ve bu sözleşmeye davacının kefil olmadığı, yani davacının dava konusu krediyi sonraki tarihli başka bir kredi sözleşmesine istinaden kullandırdığı gerekçesiyle bu hususa ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı, 244/2 nolu genel kredi sözleşmesi için davalının kefaletinin geçerli olduğu iddiası ile yapılan takipte bankanın ihmali varsa da kötü niyet anlamını taşımayacağı gerekçesiyle bu husus yönünden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.482,84 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara