Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1431 Esas 2012/3846 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1431
Karar No: 2012/3846
Karar Tarihi: 31.05.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1431 Esas 2012/3846 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, ihtiyati haciz kararının infazı için borçlunun adresine gidildiğinde haczi mümkün mal bulunamadığını, davalı şirketin piyasadan önemli miktarda mal alarak karşılığında çek ve senet verdiğini, satın aldığı malları ise saklayarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, davalının taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması, mallarını saklayarak ve satarak alacaklılarının haklarını ihlal etmesi nedeniyle İİK'un 177/1 maddesi koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, davalı şirketin İİK'un 177/1 maddesi uyarınca iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davalının alacaklıdan mal kaçırdığı iddiasının davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığını belirterek kararı bozmuştur.
İİK'un 177/1 maddesi şöyledir:
\"Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;\"
23. Hukuk Dairesi         2012/1431 E.  ,  2012/3846 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, ihtiyati haciz kararının infazı için borçlunun adresine gidildiğinde haczi mümkün mal bulunamadığını, şirket yetkililerinin de işyerinde olmadıklarını, davalı hakkında başlatılan başka bir takipte, borçlunun ödeme yapmadığı ve mal beyanında bulunmadığını, borçlunun tespit edilen iki aracı üzerinde pek çok haciz bulunması nedeniyle alacaklarının tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin piyasadan önemli miktarda mal alarak karşılığında çek ve senet verdiğini, satın aldığı malları ise saklayarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, davalının, taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması, mallarını saklayarak ve satarak alacaklılarının haklarını ihlal etmesi nedeniyle İİK"nun 177/1 maddesi koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, davalı şirketin İİK"nun 177/1 maddesi uyarınca iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, yapılan tebligata rağmen cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dayandığı, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçtığı iddiasının kabul edilebilmesi için borçlunun, alacaklılarına zarar vermek kastı ile hileli hareket etmiş olması ve aleyhindeki icra takibinin imkansız hale gelmesi gerektiği, davalı borçlunun, alacaklıdan mal kaçırdığı iddiasının davacı tarafça ispat edilemediği, haciz sırasında şirket yetkilisinin ... ilinde olduğunun belirtildiği, İİK"nun 177/1 maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, İİK"nun 177/1 maddesine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir. İİK"nun 177/1 maddesinde; "Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;" hükmüne yer verilmiştir. Davacı, anılan bentte yer alan tüm nedenlere dayandığına göre, davalı hakında başlatılan takiplere ilişkin icra dosyalarının getirtilmesi, davacının dayandığı tüm delil ve belgelerin celp edilmesi, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve İİK"nun 177/1 maddesindeki iflas nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tek tek ele alınıp tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve ulaşılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara