Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3164 Esas 2022/5793 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3164
Karar No: 2022/5793
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3164 Esas 2022/5793 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı bankaya kredi borcu nedeniyle ipotek vermiş, borç ödenmediği için taşınmazı satılmıştır. Davacı davalıya rücu hakkı talep etmiştir. Mahkeme, kredi borcunun davalıya ait olduğunu, davacının sadece müteselsil borçlu olduğunu, borçlu tarafından kapatılmadığı ve taşınmazın bedeli üzerinden rücu hakkının olduğunu kabul ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay 19. Hukuk Dairesi bozma kararı vermiştir. Dava dosyası daha detaylı incelenerek borç-alacak tespiti yapılması gerektiğini belirtmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri: Medeni Kanun Madde 19, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Madde 74, İcra ve İflas Kanunu Madde 56.
11. Hukuk Dairesi         2021/3164 E.  ,  2022/5793 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12.10.2020 tarih ve 2019/204 E. - 2020/373 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı ... ile TEB A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının kredi nedeniyle taşınmazını banka lehine ipotek verdiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine taşınmazın satıldığını ve borcun ödendiğini, davacının davalıya rücu hakkı bulunduğunu, başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, bankadan çekilen kredinin birlikte kullanıldığını, taraflar arasında protokol düzenlendiğini ve protokolde ... ve ...'in kredi borçlusu olarak yazılı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; protokolde kredinin davacı ve davalı tarafından birlikte çekildiği, borçlusunun davalı olduğu, davacının çekilen kredi karşılığında davalıya 75.340,00 TL ödemesi gerektiğinin belirlendiği, her ne kadar davacının da kredi ödemesinden sorumlu olduğu iddia edilmiş ise de ödemelerin birlikte yapılacağına dair düzenlemenin yer almadığı, asıl borçlunun davalı ... olduğu, davacının genel kredi sözleşmesini müteselsil borçlu sıfatıyla imzaladığı, kredi ödemesinden davacının sorumlu olduğa dair protokol dışında başka delil sunulmadığı, davalının kredi borcunun 77.915,41 TL'lik kısmını ödediği, kalan borcun ödenmediği, davalı tarafından kredi borcu kapatıldığında ve ipotek kaldırıldığında davacının 75.340,00 TL'lik ödemeyi davalıya ödeneceği, protokol kapsamına alınan kredi borcunun davalı tarafından kapatılmadığı, davalı ... ile dava dışı TEB A.Ş arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı bankanın ... ile ... hakkında takip başlattığı, takip neticesinde davacı ...'in taşınmazının ihale yolu ile 79.050,00 TL bedelle satıldığı, davacının taşınmazının satılması ile davalının borcunun ödenmiş olduğu, davacının taşınmazının borca karşılık satılması nedeni ile davacının alacaklı olan bankaya halef olduğu, davacı ...'in davalı aleyhine ilamsız takip yapmasının yasal ve doğru olduğu, ...'ın bu takibe itiraz etmesinin herhangi bir yasal dayanağının bulunmadığı, bilirkişi raporuna göre ihale ile satılan davacının taşınmazının 90.000,00 TL değerinde olduğu, dolayısıyla davacının davalıya taşınmazının değeri kadar rücu hakkının olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile takip dosyasına itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına dava konusu alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Mahkemece Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 11/09/2018 tarih ve 2017/3189 Esas. 2018/3995 Karar. sayılı bozma ilamına uyulmuşsa da ilamın gereği yerine getirilmemiştir. İlamda; dava dosyası içinde bulunan taraflar arasında imzalanmış protokolde; tarafların birlikte TEB bankasından kredi çektikleri, bu kredinin davalı ... üzerine olduğu, kredinin davalı ... tarafından kapatılacağı, davacı ...’in bunun karşılığında davalıya 75.340,00 TL'lik senet verdiğini, davacının ayrıca evini teminat olarak bankaya ipotek verdiğini, ipotek kaldırıldığında davacının davalıya yukarıda yazılı miktarı ödeyeceği hususlarının yer aldığı, davacının çekilen kredi karşılığında davalıya 75.340,00 TL ödemesi gerektiği, mahkemece davalı tarafından çekilen kredi ile ilgili bankadan tüm belgeler getirtilerek belirtilen protokol kapsamı içerisinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak toplanacak tüm deliller doğrultusunda alacak borç durumunun tespitinin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
    Bozma ilamında belirtildiği gibi davacının çekilen kredi karşılığı davalıya 75.340,00 TL ödemesi gerekirken davacı bu ödemeyi yapmadığından bu bedel mahsup edilmeksizin davacıya ait ipotekli taşınmazın satılması nedeniyle taşınmazın tüm değeri üzerinden rücu hakkının varlığının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Mahkemece taraflar arasında geçerli protokolde belirtilen tüm kredi borçlarının bankaya ödenip ödenmediğiyle, paraya çevrilen taşınmaz ipotek bedelinden dava dışı TEB’in takip alacağının kalanının ödenip ödenmediğiyle, bankanın başka alacağı olup olmadığının tespiti amacıyla dosya kapak hesaplarının yaptırılmaması doğru olmamıştır. Hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi uzman olmayıp, rapor da bozma hükmünün gereklerini karşılamamaktadır. Eksik inceleme ile konusunda uzman olmayan bilirkişinin raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir. Bu durumda mahkemece ödemelerin protokol kapsamında değerlendirilerek hesaplanması, banka kayıt ve belgelerinin de yerinde inceletilerek alacak borç hesabının yaptırılması için bankacılık konusunda uzman bankacı ve mali müşavir bilirkişilerin de içinde olacağı yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara