Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1286 Esas 2022/5849 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1286
Karar No: 2022/5849
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1286 Esas 2022/5849 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1286 E.  ,  2022/5849 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12.HUKUK DAİRESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.05.2018 tarih ve 2016/1202 E- 2018/523 K. sayılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2018/2020 E- 2020/1024 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

    Davacı vekili, müvekkili ile davalı firma arasında distribitörlük sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin davalı firmaya 25/10/2015, 25/11/2015 ve 25/12/2015 vade tarihli üç adet senet verdiğini, senetlerin verilme amacının, müvekkilinin bayilik yaptığı bölgedeki müşterilerinin davalıdan aldığı ürünlerin ödemelerine ilişkin teminat olduğunu, müvekkilinin müşterilerinin ürün bedellerini ödemesi halinde teminat senetlerinin müvekkiline iade edileceği hususunda davalı ile anlaşıldığını, ancak davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettiği müvekkilinin sorumluluğu olamayacağını beyanla yurt dışı seyahat ücretini ödemek istemediğini, bunun üzerine davalının teminat senetlerinde tahrifat yaparak İstanbul Anadolu 17. İcra Dairesinin 2015/25748 esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu, çeklerin icra tehdidi altında ödenmesine rağmen, müvekkilinin hak edişi olan free ürünlerin gönderilmediğini belirterek, söz konusu senetler bakımından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, senetlerin ve senet borçlarına karşılık verilmiş olan çeklerin iadesine, ödenen çek bedellerinin istirdatına, davalının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davaya konu çeklerin toplamının 124.000.-TL olup harcın bu değer üzerinden tamamlanması gerektiğini, davacının müvekkiline 21/12/2015 tarihi itibari ile 213.006,24 TL cari hesap borcu bulunduğunu, bu hususun ticari defter ve kayıtlarla anlaşıldığını, senedin teminat senedi olduğu yönündeki beyanların gerçek dışı olup senetlerdeki imzaya bir itiraz bulunmadığını, çeklerde tahrifat olmadığını, davacının 24.12.2015 tarihli protokolle borcu kabul ederek belirtilen çekleri verdiğini, müvekkilinin davacının müşterileri ücretsiz yurtışı eğitim sunma yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek, davanın reddine, davacının %20'den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, toplam bedeli 24.000- USD olan bonoların davalı tarafından takibe konu edildiği, takibe konu edilen bonolarda nakden kaydının bulunduğu, haciz tutanağında takip borçlusunun borcu kabul ettiği, bonoların teminat senedi olduğu iddia edilmiş ise de, davacının bonolardaki nakden kaydının aksini yazılı delil ile ispatlayamadığı, ayrıca icra takibine konu edilen 2 adet bono ile icra takibine konu edilmeyen 11.440 USD bedelli bono borcu toplamı 124.000.-TL borca karşılık 5 adet çek verilmesinin 24/12/2015 tarihli protokol ile kararlaştırıldığı, bu protokol içeriğine göre bonoların teminat senedi olmadığı, ayrıca çek bir ödeme aracı olup bono karşılığında 5 adet çek verildiğine göre bonoların davalı takip alacaklısına ifa uğruna verildiği, davacının protokolün aksini yazılı delil ile ispatlayamadığı, çekin borç ödemesi için verildiğine karine teşkil etmesi nedeni ile davacı takip borçlusunun 2 adet bono karşılığında verilen 5 adet çekin bedelsiz olduğunu yazılı delil ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı istinaf etmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davaya konu bonoların teminat bonosu olduğu iddiasının ispatlanamadığı, borcun 124.000.-TL olduğunda mutabık kalınarak bonolar karşılığı yeni tarihli 124.000.-TL bedelli 5 adet çek verildiği, TBK 133 gereği mutabakat ile borcun yenilendiği, bu nedenle davanın tümüyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, dava konusu İstanbul Anadolu 17. İcra Dairesi'nin 2015/25748 esas sayılı dosyasında takibe konu edilen; keşidecisi ... olan 12/01/2015 tanzim ve 25/10/2015 vade tarihli, 12.000 USD bedelli; 12/01/2015 tanzim ve 25.11.2015 vade tarihli, 12.000 USD bedelli 2 adet bono ile takibe konu edilmeyen keşidecisi ... olan 12/01/2015 tanzim ve 25/12/2015 vade tarihli, 11.440 USD bedelli 1 adet olmak üzere 3 adet bono ve takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve istirdada ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, bonoya dayalı alacaklar nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti, çek iadesi ve ödenen çek bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
    Borcun yenilenmesi, 6098 sayılı TBK m. 133 hükmü gereği borcu sona erdiren bir müessesedir. Ancak anılan maddenin ikinci fıkrasında, mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulmasının veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesinin, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılamayacağı açıkça düzenlenmiş olup yenileme suretiyle eski borcun sona ermesi için yeni borç yaratma iradesinin açık olması aranmaktadır (KILIÇOĞLU Ahmet M., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Turhan Kitabevi, 14. Bası, s. 816).
    Somut olaya gelindiğinde davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden teminat vasfında senetlerin verildiğini ancak daha sonradan senetlere dayalı borcun yenilenerek 24.12.2015 tarihli protokole konu çeklerin verildiğini ileri sürmüş olup gerek ilk derece mahkemesince ve gerekse de bölge adliye mahkemesince davaya konu bonoların teminat amaçlı düzenlendiği yolundaki davacı iddiası yerinde görülmemiş ise de, Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünün aksine, sözü geçen protokolde yukarıda belirtilen biçimde bir yenileme ve buna bağlı olarak senetlere dayalı borcun sona ermesi yolunda açık bir iradeyi gösterir herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince anılan protokolün yenileme iradesi taşıdığı gerekçesi ile kurulan hüküm yerinde olmayıp, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazının ŞİMDİLİK İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



    KARŞI OY

    Keşidecisi davacı, lehdarı davalı olan 25.10.2015 vadeli 12.000 USD, 25.11.2015 vadeli 12.000 USD, ve 25.12.2015 vadeli 11.440 USD bedelli bonolar taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıya verilmiş olup bono bedellerinin vadesinde ödenmemesi üzerine alacaklı davalı tarafından İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü'nün 2015/25748 sayılı takip dosyasında 25.10.2015 ve 25.11.2015 vadeli bonolara dayanılarak 24.344,88 USD alacağın tahsili istemi ile davacı aleyhinde icra takibi yapılmıştır.
    İcra takibi sırasında taraflar arasında düzenlenen 24.12.2015 tarihli protokol ile icra takibine konu bonolar ile 25.12.2015 vadeli bono için davacı borçlunun toplam borcunun 124.000,00 TL olduğu konusunda taraflar mutabık kalmışlar, kararlaştırılan bu borç için borçlu tarafından davalıya 124.000,00 TL tutarlı 5 adet çek verilmiştir.
    İcra takibine konu bonolar ile takip dışı 25.12.2015 vadeli bonolarda borç USD cinsinden tayin edilmiş olup, icra takibinde de alacak USD olarak tahsili için takip yapılmıştır.
    24.12.2015 tarihli protokol ile bu kez her üç bono bedelinin TL cinsinden ve 124.000,00 TL olarak ödenmesi kararlaştırılmış, bu tutara karşılık verilen 5 adet çekten 4 adedi davacı tarafından ödenmiştir.
    24.12.2015 tarihli protokol, 6098 sayılı TBK 133/1 maddesinde düzenlendiği şekilde, borcun tecdidi için zorunlu olan tarafların açık iradesini göstermektedir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup davalının temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.



    Hemen Ara