Esas No: 2021/1466
Karar No: 2022/5873
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1466 Esas 2022/5873 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1466 E. , 2022/5873 K.Özet:
Davacılar, dava dışı borçlu şirket tarafından kullanılan kredinin teminatı olarak davacıların taşınmazına ipotek konulduğunu ve bu ipoteğin hatır ipoteği olduğunu ileri sürerek davalı bankaya borcu olmadıklarının tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteklerin kaldırılmasına, kötü niyet tazminatının davacılara verilmesine karar verilmesini dava etmiştir. Mahkeme, davacıların taleplerini reddetmiştir. İstinaf Mahkemesi de bir isabetsizlik olmadığını belirterek davacıların temyiz talebini reddetmiş ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 584. Maddesi. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/b-1, 370/1 ve 372. Maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12.HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07.06.2018 tarih ve 2017/988 E- 2018/652 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 01.12.2020 tarih ve 2018/2475 E- 2020/1261 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, Dava dışı borçlu şirket tarafından davalı bankadan kullanılan kredinin teminatını oluşturmak üzere davacı ...'un taşınmazına ipotek konulduğunu, ipoteğin hatır ipoteği niteliğinde olduğunu, ...'un kullanılan kredilere geçerli şahsi kefaleti bulunmadığını, diğer davacı ...'un ise davacı ...'un eşi olduğunu ve ipoteğe rızasının bulunmadığını, davalı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, söz konusu tebligattan hiç bir şekilde haberdar olmadıklarını, taşınmazın satışı gerçekleştirilip davalı tarafından alacağa mahsuben satın alındığını, ancak eşin rızasının bulunması gerektiğine dair 6098 sayılı TBK'nın 584. maddesine aykırı bulunması nedeniyle, borca kefalet niteliğindeki ipotek işleminin yok hükmünde olduğunu belirterek davalıya borcu bulunmadığının tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteklerin kaldırılmasına, kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın, bankanın alacağını sürüncemede bırakmaya yönelik olup davacının icra takibinden haberi olmadığına dair beyanlarının mahkemeyi yanıltmaya yönelik ve gerçek dışı olduğunu, davacı ... kredi borçlarının kefili olmayıp, ipotek veren 3. kişi olarak maliki olduğu taşınmaz üzerine isteyerek ve bilerek kayıtsız şartsız bir değil, iki adet ipotek tesis ettirdiğini, kandırıldığına, hatır ipoteği verdiğine dair iddialarının asılsız olduğunu, davacı ... ile müvekkili banka arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığı, aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle bu davacı yönünden davanın usulden reddine karar verilmesini, ayrıca dava konusu ipotekli taşınmaz fabrika vasıflı olup, aile konutu da olmadığını belirterek, davacıların haksız ve kötü niyetli davasının reddine, davacılar aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ipotek veren davacı ...'un maliki olduğu taşınmaza dava dışı asıl kredi borçlusu lehine kayıtsız şartsız ipotek tesis ettiği, ipoteğin dava dışı asıl kredi borçlusuna kullandırılan kredilerin teminatını oluşturduğu, davacının kefil olduğuna dair hiç bir hüküm içermediği ve asıl kredi borçlusu ile imzalanan genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi kullandırılan kredilerin de kefili olmadığından davacı ... yönünden ipoteğin geçerli olduğu, taşınmazın tapu kayıtları uyarınca "fabrika ve arsası" niteliğinde olup ortada kefalet bulunmadığı ve ipotekli taşınmazın da niteliği gereği aile konutu olmadığından eşin rızasını gerektirir hiçbir hukuki işlem bulunmadığı, ... takipte borçlu olarakta gösterilmediği gerekçesiyle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine, davacı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 14/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.