Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2079 Esas 2012/3771 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2079
Karar No: 2012/3771
Karar Tarihi: 29.05.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2079 Esas 2012/3771 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, sıra cetveline itiraz davasıdır ve borçlunun takip dosyasındaki sıra cetvelindeki 20.000 TL'lik borcun ipotek alacaklısı davalıya ödendiği iddiasıyla açılmıştır. Muvazaaya dayalı olduğu iddia edilen ipotek alacağının sıra cetvelinde yer almasına karşı çıkılmaktadır. Mahkeme, davalının babasının tanık olarak verdiği ifadeye dayanarak, borcun 15.000 TL olduğunu ve 14.100 TL'sinin ödendiğini tespit etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüyle davalıya 900 TL ödenmesine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi kararı, resmi belge niteliğindeki ipotek belgesinin aksi ancak resmi nitelikteki delillerle kanıtlanabileceğine işaret ederek, hüküm kurulmasının doğru olmadığına hükmetmiştir. Kararda belirtilen kanun maddesi ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 164. maddesidir.
23. Hukuk Dairesi         2012/2079 E.  ,  2012/3771 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasında düzenlenmiş sıra cetvelindeki paranın 20.000,00 TL’sinin satıma konu taşınmazlardaki ipotek alacaklısı davalıya ödendiğini, müvekkilinin davacısı olduğu aynı taşınmazlarla ilgili kesinleşen tasarrufun iptali davasında davalının babasının tanık olarak dinlenildiğini, tanığın ifadesinde 20.000,00 TL’lik ipoteğe konu borç miktarının aslında 15.000,00 TL olduğunu, bunun 14.100,00 TL’sinin ödendiğini, bakiye 900,00 TL borç bulunduğunu beyan ettiğini, ayrıca tarafların aralarındaki ipoteğin muvazaaya dayalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetveli kapsamında davalıya 900,00 TL ödenmesini, bakiye 19.100,00 TL’sinin sıraya göre ödenmesine karar verilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi durumunda ipotek alacağı muvazaalı olduğundan 20.000,00 TL’nin sıraya göre ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin babasının başka bir dava dosyasındaki tanıklık beyanının kendilerini bağlamayacağını, 20.000,00 TL bedelli ipoteğin takip borçlusu ile müvekkili arasındaki ticari bir alacaktan kaynaklandığını, ipotek nedeniyle her hangi bir ödeme yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının babasının kesinleşmiş tasarrufun iptali davasında tanık olarak vermiş olduğu beyanına göre ipoteğe konu borcun 15.000,00 TL olduğu, bunun 14.100,00 TL’sinin ödendiği, bakiye 900,00 TL borç bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalıya 20.000,00 TL ödenmesine ilişkin derece kararının iptaline, davalıya 900,00 TL ödenmesine, bakiye 19.100,00 TL’nin sıraya göre ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Davalının alacağı 06.05.2004 tarihli ipotek belgesine dayanmaktadır. Resmi belge niteliğindeki ipotek belgesinin aksi ancak resmi nitelikteki delillerle kanıtlanabilir. Mahkemece bu ilke göz ardı edilerek, davalının babası...’ın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/674 esas ve 2007/380 karar sayılı dosyasındaki ipotek bedeli ile ilgili beyanına itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının muvazaaya yönelik terditli talebi ile ilgili olarak işin esasına girilerek ve taraf delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara