Esas No: 2021/3794
Karar No: 2022/5848
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3794 Esas 2022/5848 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3794 E. , 2022/5848 K.Özet:
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bozma kararına uyularak verilen karar, tarafların temyiz başvurusu sonrasında incelenmiştir. Davacı, davalıların müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesinde belirtilen kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle başlattığı takiplerin davalılar tarafından itiraz edildiği gerekçesiyle itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ise kredi ödemelerine ilişkin dekont ve virmanlarda yer alan imzaların kendilerine ait olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkeme, davacının imzasının olmadığı banka kredi sağlama evraklarından ötürü sorumlu bulunmadığını vurgulayarak alacakların düşürülmesi ve davalıların sorumlularının tespit edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Kararda, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyulması sonucunda oluşan usuli müktesap hakkının ihlal edilmesi durumunda hüküm verilmesinin yanlış olduğuna dikkat çekilmiş ve davacı lehine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Temyiz eden asıl davacıya harçtan mu
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
BİRLEŞEN DAVALAR : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'NİN 2006/367 VE 2006/368 ESAS
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16.02.2021 tarih ve 2019/239 E. - 2021/95 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda, davalılardan ... ile imzalanan genel kredi sözleşmesinin diğer davalı ... tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığını kullanılan kredi borcu ödenmediğinden başlattığı takiplerin davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, asıl davaya cevap vermemiş, birleşen davalarda kredi ödemelerine ilişkin dekont ve virmanlardaki imzaların davalılara ait olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının imzasının olmadığı banka kredi sağlama evraklarından ötürü sorumlu bulunmadığı, bu nedenle takip tarihi itibariyle bu meblağlar düşülerek davalıların sorumlularının tespiti gerektiği, ayrıca imza inkarına konu evrakın karşılaştırmalı olarak incelendiği ve ulaşılan sonuca göre, asıl ve birleşen 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2006/368 Esas Sayılı dosya bakımından ilk karardan farklı bir sonuca ulaşılmadığı, birleşen Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/367 E. sayılı dosyasında davacının takibe konu ettiği ticari işlek kredi alacağı nedeniyle 8.845,92 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalıların itirazda haksız oldukları ve alacağın belirlenebilir olduğu gerekçesiyle asıl davada Kayseri 3. İcra Dairesinin 2006/9611 Esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen ticari artı para kredisi yönünden 11/09/2006 takip tarihi itibariyle davalı borçluların 17.359,39-TL asıl alacak, 85,94-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 17.445,33-TL alacak için yapmış oldukları itirazların iptali ile takip tarihi itibariyle bu alacak miktarı üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen, toplam alacak miktarının % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalı borçlulardan alınarak davacı alacaklıya verilmesine, birleşen 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2006/367 Esas sayılı dosya yönünden Kayseri 3. İcra Dairesinin 2006/9613 Esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen ticari işlek kredisi yönünden 11/09/2006 takip tarihi itibariyle davalı borçluların 8.759,98-TL asıl alacak, 85,94-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 8.845,92-TL alacak için yapmış oldukları itirazların iptali ile takip tarihi itibariyle bu alacak miktarı üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen, toplam alacak miktarının % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalı borçlulardan alınarak davacı alacaklıya verilmesine, birleşen 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2006/368 Esas Sayılı dosya yönünden Kayseri 3. İcra Dairesinin 2006/9612 Esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen tasitli ticari kredi yönünden 11/09/2006 takip tarihi itibariyle davalı borçluların 37.697,08-TL asıl alacak, 1.673,75-TL işlemiş faiz, 83,68-TL BSMV, 85,94-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 39.540,45-TL alacak için yapmış oldukları itirazların iptali ile takip tarihi itibariyle bu alacak miktarı üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen, toplam alacak miktarının % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalı borçlulardan alınarak davacı alacaklıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- 5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2021 yılı için 4.270- TL' dir. Davacı vekilince temyize konu edilen asıl davada reddedilen miktarın 981,23-TL olması nedeniyle 16.02.2021 tarihli kararın asıl davaya ilişkin kısmı kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle davacı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı aleyhine kurulan son kararda Dairemiz bozma ilamından önce kurulan önceki hükümlerdekilerden daha fazlasına hükmedilmemiş ve davalıların da önceki kararları temyiz etmemiş olmalarına; davacı vekilinin ise ana dosya ile birleşen 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2006/368 esas numaralı dosyaya ilişkin temyiz sebeplerine göre, davalılar vekilinin asıl ve birleşen dosyalara ilişkin, davacı vekilinin ise birleşen 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/368 esas numaralı dosyaya ilişkin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Dosya kapsamında verilen 25.04.2013 tarih 2012/7 esas 2013/104 karar numaralı kararda birleşen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2006/367 esas numaralı dosyaya ilişkin olarak Kayseri 3. İcra Dairesinin 2006/9613 esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen ticari işlek kredisi yönünden 11/09/2006 takip tarihi itibariyle davalı borçluların 71.725,49-TL asıl alacak, 85,94-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 71.811,43-TL alacak için yapmış oldukları itirazların iptali ile takip tarihi itibariyle bu alacak miktarı üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine karar verilmiş anılan karar davacı temyizi üzerine 2014/10461 esas numaralı bozma ilamı ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Ancak temyiz incelemesine konu son kararda, birleşen bu dava için Kayseri 3. İcra Dairesinin 2006/9613 Esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen ticari işlek kredisi yönünden 11/09/2006 takip tarihi itibariyle davalı borçluların 8.759,98-TL asıl alacak, 85,94-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 8.845,92-TL alacak için yapmış oldukları itirazların iptali ile takip tarihi itibariyle bu alacak miktarı üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Bozma kararı, mahkemece uyulması halinde lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak oluşturur. 09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere, bir mahkemenin bozma kararına uyması sonucunda kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verme mükellefiyeti meydana gelir ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı olması usuli müktesap hakkın (kazanılmış hakkın) ihlalini teşkil edecek olup bu hakkın ihlali münhasıran bozma sebebi teşkil eder. Bu durumda mahkemece birleşen dosya için davacı lehine kesinleşen usuli müktesep hakkın ihlali suretiyle verilen ilk karardan daha azına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın anılan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl dosyaya ilişkin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin asıl ve birleşen davalara ilişkin, davacı vekilinin ise birleşen 2006/368 esas numaralı dosyaya ilişkin temyiz istemlerinin REDDİNE ve birleşen 2006/368 nolu dosyaya ilişkin kararın ONANMASINA, (3) numaralı bentte belirtilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile birleşen 2006/367 esas numaralı dosyaya ilişkin kararın davacı taraf lehine BOZULMASINA, davacı ... Yönetim A.Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davacı ... Yönetim A.Ş.'ye iadesine, aşağıda yazılı bakiye 3.371,96 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.