Esas No: 2012/2063
Karar No: 2012/3706
Karar Tarihi: 28.05.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2063 Esas 2012/3706 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali, menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkili hakkında verilen çıkarma kararının haksız olduğunu, müvekkilinin, dava dışı kooperatifin yüklenicisi ile yaptığı 01.12.2005 tarihli gayrimenkul hisse satış sözleşmesi ile daire edinerek ortak olduğunu ve borcunun bulunmadığını ileri sürerek, müvekkili hakkında verilen çıkarma kararının iptaline ve müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı ile davalı kooperatif ve yüklenici arasında A Blok B Giriş 4 nolu bağımsız bölümün 51.000,00 TL bedel ile satışına ilişkin 01.12.2005 tarihli sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmede davalı kooperatifin de kaşe ve imzasının da bulunduğu, imzalara kooperatifçe itiraz edilmediği, bu sözleşmeye göre daire bedeli 51.000,00 TL olarak kabul edilerek davacı tarafça kooperatife ödenen 19.000,00 TL "nin mahsubu ile kalan 32.000,00 TL nin dava dışı yüklenici firma tarafından davalı kooperatife ödenmesinin kararlaştırıldığı, kooperatifin veya yüklenici firmanın davacıdan başkaca herhangi bir bedel talep etmeyeceğinin ve davacının kooperatif üyesi olarak kabul edildiğinin belirtildiği, bu sözleşmeye istinaden dava dışı yüklenici firmanın davacı adına kooperatife 30.620,00 TL ödeme yaptığı, davacının ve yüklenicinin toplam ödemesinin 49.620,00 TL olduğu, ödemelerin gecikmesinden kaynaklanan 4.917,30 TL ile 235,00 TL abonelik gideri düşüldüğünde davacı ödemesinin 44.468,00 TL olduğu, genel kurul kararlarına göre ödemesi gereken toplam tutarın ise (kat farkı da dahil olmak üzere) 38.600,00 TL olduğu, buna göre davacının üyelikten dolayı ödemesi gereken borcunu fazlasıyla ödediği, kooperatifçe 11.05.2010 tarihi itibariyle kesin maliyet hesabı da yapıldığı, bedelin 42.468,00 TL olarak belirlendiği ancak buna rağmen davalı kooperatifçe davacıdan noter ihtarı ile 31.730,65 TL kesin hesap maliyet borcu istendiği, sözleşme hükümlerine göre davacının kooperatife karşı borcunun dava dışı yüklenici tarafından yükümlenmesi ve kooperatifin de bu sözleşmeye imza koyarak kabul etmesi nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle davalı kooperatife 31.730,65 TL miktarında bir borcunun da bulunmadığı, bir borç varsa bunun dava dışı yükleniciye ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı kooperatif yönetim kurulunun 25.10.2010 tarihli ve 218 sayılı ihraç kararının iptaline, davacının dava tarihi itibarı ile davalı kooperatife 31.730,65 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ortaklıktan çıkarma kararının iptali ve kooperatif ortaklığından doğan bir borcun bulunmadığının tespiti istemlerine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23 ncü maddesi uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği taktirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunmak zorundadır. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın, (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam .... Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğuna engel değildir. Bu durumda mahkemece, anılan ilke ışığında, davacının ortak olarak alınmasının kararlaştırıldığı 01.12.2005 tarihli sözleşmeye izin veya icazet anlamında alınan bir genel kurul kararının bulunup bulunmadığı araştırılarak, davacının peşin bedelli ortak olup olmadığı belirlenip, sonucuna göre davacının borç miktarı ile ilgili ek bilirkişi raporu alındıktan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.