Esas No: 2012/805
Karar No: 2012/3687
Karar Tarihi: 25.05.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/805 Esas 2012/3687 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleştirilen kooperatif genel kurul kararlarının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacılar vekili ve davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif ortağı olduklarını, 23.07.2006 tarihli genel kurul tarihinden 15 gün öncesinden itibaren kooperatif merkezinde bulundurulması gerekli evrakların bulundurulmadığını ve incelemeye hazır hale getirilmediğini, gündeme madde ilavesi isteğinin nazara alınmadığını, görüşmeler sırasında tutunağa geçirilmesi gereken hususların yerine getirilmediğini, divan başkanının, bakanlık temsilcisinin,katiplerin görevlerini yerine getirmediklerini tarafsız davranmadıklarını, genel kurulun 5,6,7,8,9,10,11,12,13,14 ve 17 maddeleri ile alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, bu kararların veya genel kurulda alınan tüm kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurulun usulüne uygun olarak yapıldığını, davacılar hakkında açılan ceza ve hukuk davalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu ile ek raporlara göre, davacıların iptalini talep ettikleri 2005 yılı olağan genel kurul toplantısında dava açmakta bir kısım talep yönünden hukuki yarar bulunduğu, genel kurulda Ocak 2005 - Haziran 2005 arası yönetim ve denetim kurulları faaliyet raporu okunmaksızın ibra oylamasına geçilmesinin yasaya ve ana sözleşmeye aykırı olduğu, ancak dava konusu edilen iptal nedenlerinin anılan kararların iptal için başlı başına sebep oluşturmayacağı, bir kısım itirazın derdest 2006/487 esas sayılı dosyası ile sonuçlanacağı, tasfiye kurulu seçilmesine de gerek olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile 23.07.2006 tarihli 2005 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 9.maddedeki yönetim kurulunun ibra edilmeme kararının iptaline, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davalı vekilinin temyizine gelince; asıl ve birleşen dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, genel kurulun 9. maddesinde alınan 01.01.2005-25.06.2005 tarihinde yönetim kurulu görevini yürüten davacılardan ..., ... ve ...’nun ibra edilmemelerine ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir.
Somut olayda, olduğu gibi yöneticilerin iptalini istedikleri genel kurul kararı, ibra edilmemelerine ilişkin ise, böyle bir karar tek başına henüz uygulanabilir bir karar değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak ortaklık adına sorumluluk davası açılabilmesi mümkün değildir. Bunun için, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98"inci maddesi yollaması ile kooperatiflerde de uygulanması gereken TTK"nun 341"inci maddesi hükmüne göre, genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar verilmesi gerekir. Sadece bu karar, sorumluluk davasının dayanağı durumundadır. Bu itibarla, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada davada edebilmeleri mümkün değildir. (Çamoğlu, Poroy/Tekinalp) Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku 8. Bası, Sh. 330 No:599 vd., H. Pekcanıtez, Prof. Dr. Kudret Ayiter"e Armağan, Sh.479, Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, Türk Ticaret Kanunu"na göre Anonim Ortaklara Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 3. Bası, Sh. 220 ve 221) Nitekim, Dairemiz"in yerleşik uygulaması da bu yöndedir. Ne var ki, ibra edilmeme kararına bağlı olarak açılmış bir sorumluluk davasının mevcut olması halinde, yöneticiler, ibra edilmeme kararının, toplantı ve karar nisabına aykırılık gibi şekli nedenlerle yokluğunun tespitini hemen dava edebilme hakları var ise de, esasa ilişkin iptal nedenlerinin açılmış sorumluluk davasında değerlendirilecek olması karşısında, yöneticilerin ibra edilmeme kararının esasa ilişkin nedenlerle iptali davasını açmakta hukuki yararlarının bulunmadığının kabulü gerekir. İbra edilmeme kararı ile birlikte sorumluluk davası açılması yönünde bir karar alınmış, ancak makul bir süre geçmesine rağmen böyle bir dava açılmamış ise, hukuki durumu askıda olan yöneticilerin, sorumluluk davası açılması kararının kanun, anasözleşme hükümleri ve iyiniyet esaslarına aykırı bulunduğu iddiasıyla dava açma hakları vardır.
Dava konusu yapılan genel kurulda sorumluluk davası açılması hususunda bir karar alınmayıp, ibra etmeme kararı alınmış olup, bu kararın tek başına uygulanabilirliği yok ise de; dosya içeriğinden davalı kooperatif tarafından ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/487 Esas sayılı dava dosyası ile sorumluluk davası açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar daha önceki genel kurulda alınan ibra kararının müktesep hak oluşturduğunu ve bundan dönülemeyeceğini, dava konusu ibra etmeme kararının da esas bakımdan doğru olmadığını ileri sürmüşler, toplantı ya da karar nisabının bulunmadığı iddiasına dayanmamışlardır. Dolayısıyla, davacıların işbu davada ileri sürdüğü hususlar açılan sorumluluk davasında incelenip değerlendirilecektir.
Diğer yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53/3. maddesi uyarınca ibra edilmeme kararının iptalini ancak ibra edilmeyen yönetim kurulu üyesi veya üyeleri isteyebileceğinden, davacılardan ..., ... ve ... dışındaki davacıların bu maddenin iptalini isteme hakları da bulunmamaktadır.
Şu halde, yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle davacıların 23.07.2006 tarihli genel kurulun 9. maddesinin iptalini istemekte hukuki yararı bulunmadığından, bu maddenin iptaline ilişkin talebin de reddi gerekirken, anılan hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.