Esas No: 2021/2123
Karar No: 2022/6066
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2123 Esas 2022/6066 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2123 E. , 2022/6066 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.12.2019 tarih ve 2019/501 E- 2019/890 K. sayılı kararın davalı müflis şirket iflas idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine-kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2020/612 E- 2020/1024 K. sayılı kararın davalı müflis şirket iflas idare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine verilen temyiz isteminin reddine dair verilen 21.12.2020 tarihli ek kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı müflis şirket iflas idare vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 28/02/2014 tarihli yönetim kurulu kararıyla davalı şirketin yönetim kurulu üyeliğine atanan davacının, 17/11/2014 tarihinde davalı şirkete gönderdiği dilekçe ile yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, davalı şirketin yönetim kurulunun ticaret sicile bildirimde bulunmaması nedeniyle, bu istifanın tescil edilemediğini ileri sürerek, davacının davalı şirketten 17/11/2014 tarihinde istifa ettiğinin ve istifasının bu tarih itibariyle sonuç doğuracağının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Müdürlüğü temsilcisi; davacının noter ihtarnameleri ile yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğinin tescil edilmesini talep ettiğini ancak ticaret sicil yönetmeliği ve Türk Ticaret Kanunu gereğince davalı şirkete tescile davet yazısı gönderilmesine rağmen davalı şirketin usulüne uygun şekilde başvuruda bulunmaması sebebiyle tescilin yapılamadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı müflis şirket iflas idaresi vekili, müflis şirket hakkındaki iflas kararı kesinleşmemiş olduğundan İİK'nın 194. madde gereği ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar bu davanın bekletilmesi gerektiğini, davacının istifasının diğer yönetim kurulu üyelerince yapılacak toplantıda karar defterine yazılacak karar ile kararın noter tasdikli suretinin Antalya Ticaret ve Sanayi Odasına ibrazı ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilanı ile geçerli olacağını sadece ihtara bağlı istifanın geçerli olmayacağını savunarak yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; müflis şirket yönetim kurulu üyesi olan davacının yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği hususunun davalı şirkete 06/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, tek taraflı bozucu yenilik doğuran hak niteliğindeki istifanın şirket yönünden bu tarihten itibaren sonuç doğuracağı ve üçüncü kişiler açısından ise ticaret siciline tescil ve ilan ile sonuç doğuracağı gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 2536 sicil numarasında kayıtlı Ataç İnşaat ve Sanayi Anonim Şirketinin yönetim kurulu üyeliğinden 06/12/2014 tarihinde istifa ettiğinin tespiti ile ticaret siciline tesciline, keyfiyetin ticaret sicil gazetesinde ilanına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı müflis şirket iflas idaresi vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı müflis şirket iflas idaresi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ve re'sen tespit edilen nedenlerle esastan kabulüne bu tür davalarda mahkemece sadece davacının şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifasının tebliğ edildiği 06/12/2014 tarihi itibariyle istifa ettiğinin tespitine karar vermek ile yetinmek gerekirken, Ticaret Sicil Memurluğu yerine geçerek tescil ve ilana da karar verilmesi yerinde görülmemiş davalı müflis şirket iflas idare vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin hüküm kısmının birinci bendinde yer alan "ile ticaret siciline tesciline, keyfiyetin Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına" bölümünün hükümden çıkartılarak kararın düzeltilmesine kesin olarak karar verilmiş olup ek kararla davalı müflis şirket iflas idaresi vekili temyiz başvurusunu reddetmiştir.
Kararı, davalı müflis şirket iflas idaresi vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava, anonim şirket yönetim kurulu üyesinin 17/11/2014 tarihinde istifa ettiğinin tespiti talebine ilişkindir. Mahkemece, tek taraflı bozucu yenilik doğuran hak niteliğindeki istifanın şirket yönünden ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ tarih olan 06/12/2014 tarihinden itibaren; üçüncü kişiler açısından ise ticaret siciline tescil ve ilan tarihi itibariyle sonuç doğuracağı gerekçesiyle istifanın tespitiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifasının tebliğ edildiği 06/12/2014 tarihi itibariyle istifa ettiğinin tespitine karar verilmesi ile yetinmek gerekirken, Ticaret Sicil Memurluğu yerine geçilerek tescil ve ilana da karar verilmesi doğru bulunmamış re'sen davalı müflis şirket iflas idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüyle kararın kaldırılıp davanın kabulüyle davacının yönetim kurulundan istifa ettiğinin tespitine karar verilmiştir.
Davalıların temyiz istemleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 362/1 maddesi gereğince karar tarihi itibariyle 72.200.-TL temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin 21/12/2020 tarihli ek kararı ile reddedilmiştir. Temyiz edilemeyen kararlara ilişkin Hukuk Muhakemesi Kanunu 362. maddesinde miktar ve değeri bilinenler açısından belirli miktar öngörülmüş olup diğer kararlara ilişkin de kendi özel yasalarına atıf yapılmıştır. Somut olayda dava konusu yönetim kurulu üyeliğinden istifanın tespiti talebi olup dava parayla değerlendirilen davalardan değildir. Dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesince parasal sınır esas alınarak ek karara ilişkin davalıların temyiz isteminin reddedilmesi HMK’nın yukarıda anılan hükümlerine aykırı olmuştur. Bunun yanında talep konusunu HMK’nın 382. maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargı işleri kapsamında değerlendirmek de mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz başvurusunu değerlendiren 21/12/2020 tarihli ek kararının kaldırılması gerekmiştir.
2-) Davalının esasa ilişkin temyiz itirazlarına gelince; eldeki dava yönetim kurulu üyesi istifasının şirketçe herhangi bir işleme tabi tutulmaması, sicile tescil ve ilana ilişkin işlemin yerine getirilmemesinden kaynaklı olduğu görülmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ticaret siciline tescil ile ilgili 34. maddesi; “(1) İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler. (2) Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, sicil müdürünün kararı, üçüncü kişilerin sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir.” şeklindedir. İlgililerin ticaret siciline kaydedilecek hususlar ile ilgili başvuruda bulunabilecekleri, başvurunun reddi halinde ise kararın tebliğinden itibaren 8 gün içinde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemelerine dilekçe ile itiraz edebileceği hususu düzenlenmiştir. Eldeki davada davacı 6100 sayılı TTK. 34. maddesi 1. bentte öngörülen bu süreci işletmeden doğrudan dava açtığından mahkemece davacının hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz başvurusunu değerlendiren 21/12/2020 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı müflis şirket iflas idaresine iadesine, 20/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.