Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1419 Esas 2012/3601 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1419
Karar No: 2012/3601
Karar Tarihi: 23.05.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1419 Esas 2012/3601 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/1419 E.  ,  2012/3601 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-

    Davacı vekili, dava dışı müteahhit ortaklığı ile davalı kooperatif arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin, dava dışı müteahhit ortaklıktan bir kısım işleri taşeron sıfatıyla yapma konusunda 29.08.2002 tarihli sözleşme imzaladığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin taban tahtası çakma, silme ve vernikleme işi yapacağını, bu iş karşılığında müteahhit ortaklığına isabet eden ikinci blok iki numaralı daire ile altıncı blok 16 numaralı dairenin müteahhit tarafından müvekkiline verileceğinin kararlaştırıldığını, dairelerin anahtar teslimi usulüne göre verilmesi ile davacının hiç bir ödemede bulunmayacağının kararlaştırıldığını, bu sözleşmede davalı kooperatifin de kaşesinin bulunduğunu, müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirdiğini ancak davalı kooperatifin ihtarname göndererek davacıdan aidat talep ettiğini, oysa yapılan sözleşmede her hangi bir ödeme yapmayacağının kabul edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife aidat borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının, kooperatif üyeliğini müteahhit ortaklığından tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devraldığını, davacının dayandığı sözleşmede kooperatifin taraf olmadığını, kooperatifin, davacının taşeron sıfatıyla müteahhide yaptığı iş bedelini müteahhide ödediğini, davacı, üyeliği devraldığına göre ihtarname ile istenilen aidatlardan da sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia,savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin, davacı ile üçüncü kişi arasında yapılan 29.08.2002 tarihli sözleşmede taraf olmaması nedeniyle sözleşmenin davalıyı bağlayıcı olmadığı, sözleşmede kooperatif kaşesinin bulunmasının, davalı kooperatifi sözleşmeye taraf kılmadığı, kooperatif üyeliğinin bu sözleşmeye değil 23.03.2003 tarihli kooperatif üyelik devir sözleşmesine dayandığı, davacının bu sözleşmeye göre üyeiği aktif ve pasifleri ile birlikte devralması nedeniyle aidat borçlarından sorumlu tutulacağı, yaptığı işlerin karşılığında hiç bir bedel ödemeden dairelerin kendisine verileceği şartını içeren sözleşmede kooperatif taraf olmadığından iş bedellerini müteahhitten talep edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kooperatif aidat alacağı için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Davacı, davasını peşin ve sabit bedelli üye konumunda bulunduğu iddiasına dayandırmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Bu ilkenin dışındaki bir uygulama için genel kurul kararının bulunması gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Bu açıklamalar ışığında, davacının üyelik statüsünün belirlenmesi ve borçlu bulunup bulunmadığının, borcun miktarının ve niteliğinin ne olduğunun tespiti için, kooperatif konusunda uzman bilirkişi heyeti aracılığıyla kooperatifin kayıt, defter, yönetim ve genel kurul kararları ile 23.03.2003 ve 29.08.2002 tarihli sözleşmeler üzerinde inceleme yapılarak, gerekçeli, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara