23. Hukuk Dairesi 2012/455 E. , 2012/3600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının, üyeliğinin başlangıçtan beri aidatlarını düzenli olarak ödemediği gibi kooperatif aleyhine menfi tespit davası açtığını, davanın reddine karar verildiğini, davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının yetki ve esas yönünden takibe itirazda bulunduğunu, borçlunun yetki itirazının ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi"nce kaldırılmış olduğunu, davalının borca yaptığı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin, her hangi bir borcunun bulunmadığını, davacının tek taraflı olarak müvekkiline borç çıkartarak alacak talebinde bulunduğunu, talep edilen alacağın neye ilişkin, hangi kalemlerden ibaret olduğunun belli olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nce, asıl alacağa 2006 yılı Mayıs ayına kadar aylık %15 gecikme faizi üzerinden işlemiş faiz hesaplandığı, oysa dosya içinde yalnızca 2000, 2001 ve 2002 yılları genel kurul tutanaklarının bulunduğu, kural olarak sonraki genel kurullarda yeni bir faiz oranı belirlenmedikçe, daha önce belirlenen gecikme faizi oranının sonraki yıllarda da uygulanacağı, bu nedenle 2002 yılından sonra genel kurul tutanakları getirtilerek bu husus incelenmeksizin hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, 24.02.2001 tarihli genel kurulda, 31.12.2000 tarihi öncesinden doğan alacaklar için gecikme faizinin alınamayacağı şeklinde karar alındığı, davalı vekilince şerefiye bedelinin 2000 yılına ait olduğu savunulmuş olduğu halde davacının 2000 yılı ve öncesine ait gecikmiş ödemesinin bulunup bulunmadığı ve anılan genel kurul kararına göre 2000 yılı ve öncesinden kalan alacaklar için gecikme faizi hesaplanıp hesaplanmadığı konusunda açıklık içermeyen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilmiş olduğu gerekçesiyle bozulmuş olup, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, 24.01.2001 günlü genel kurulda 31.12.2000 tarihinden önceki gecikme zamlarının kaldırılmasına karar verildiği, ancak yeni bir gecikme zammı belirlenmediği, 02.03.2003 günlü genel kurulunda ise 2002 yılı borçlarının 30.03.2003"e kadar ödenmesine, aksi takdire %15 gecikme zammı uygulanmasına ve geç ödemelerde bu oranda gecikme zammı uygulanmasına karar verildiği, takip tarihine kadar bu oranın uygulandığı, buna göre 2002 tarihinden önceki borçlara gecikme zammı uygulanmasının söz konusu olamayacağı, gecikme zammı uygulamasının başlangıcının ise 01.04.2003 tarihi olacağı, taraflar arasındaki uyuşmazlığa esas alacak miktarının bilirkişi raporuyla çözümlenmeye muhtaç olması nedeniyle alacağın likit sayılmayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının 640,00 TL asıl, 3.552,00 TL işlemiş faiz yönünden itirazının iptaline, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif aidatı borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece Yargıtay 16. Hukuk Dairesi bozma ilamına uyularak tekrar yargılama yapılarak aldırılan bilirkişi raporu kapsamında karar verilmişse de bilirkişi raporu yeterli incelemeye dayalı bulunmamaktadır. Kural olarak, sonraki genel kurullarda yeni bir faiz oranı belirlenmedikçe, daha önce belirlenen gecikme faizi oranı sonraki yıllarda da uygulanacaktır. Bu ilke gözetilerek, 24.02.2001 tarihli genel kurul toplantısında 31.12.2000 tarihi öncesinden doğan alacaklar için gecikme faizi alınmayacağı kararlaştırılmış olup, bu tarihten sonrası için faiz hesabının 01.04.2003 tarihinden itibaren yapılması doğru değildir. Mahkemece, kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla kooperatif kayıt, defterleri, yönetim ve genel kurul kararları ile varsa banka kayıtları üzerinde, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/346 esas, 2005/719 karar sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu ve deliller de gözetilerek inceleme yaptırılarak, 31.12.2000 tarihinden sonra doğan alacaklar için 24.02.2001 tarihinden önce yapılan genel kurul kararında belirlenen faiz oranı esas alınarak her dönem alacak ve faizi usulünce hesaplandıktan sonra düzenlenecek gerekçeli ve denetime elverişli rapor sonucuna göre oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.