Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1343 Esas 2022/6061 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1343
Karar No: 2022/6061
Karar Tarihi: 20.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1343 Esas 2022/6061 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi, \"BURGU\" markasının tanınmış marka olup olmadığına ilişkin davada, davanın reddine karar vermiştir. İlk derece mahkemesinin kararının istinaf edilmesi üzerine verilen karar da onanmıştır. Mahkeme, davacının eldeki somut davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını ve tanınmış marka vasfının kazanılması için markanın kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili gerçekleşen bir kullanım sonucu elde edilen bilinirliğin gerekli olduğunu belirtmiştir. Kararda, HMK'nın 114/-h maddesinde yer alan \"Dava açmakta hukuk yararın bulunması\" dava şartının sonradan tamamlanamayacağı ifade edilmiştir. Ayrıca, tanınmışlık özelliğinin sabit bir olgu olmadığı ve her bir somut olayda o markanın tanınmış olup olmadığının ve tanınmışlığını sürdürüp sürdürmediğinin münferiden ispatlanması gerektiği de vurgulanmıştır. Buna göre, davalı kurumun, kendisine başvuru halinde başvuru konusu markanın tanınmışlık niteliğini haiz olup olmadığı konusunda inceleme yapabileceği ancak böyle bir sicil oluşturma yetkisinin bulunmadığı belirtilmiştir. Kararda, HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektiren nedenlerin bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 114/-h maddesi: \"Dava açmakta hukuk yararın bulunması\" dava şartıdır.
- HMK'nın 369/1. ve 371. maddeleri: Temyiz edilecek hükümlerin neler olduğunu belirtir ve temyiz incelemesinin usul ve yasaya uygunluğunu, hatalı olup olmadığını kontrol eder.
11. Hukuk Dairesi         2021/1343 E.  ,  2022/6061 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ





    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06.02.2019 tarih ve 2017/485 E- 2019/23 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.11.2020 tarih ve 2019/553 E- 2020/931 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının burgu peynir olarak piyasada tanıtılan peynirin tasarımını bularak dünyada ilk kez burgu şekliyle piyasaya sunduğunu, yurt içinde ve yurt dışında bir çok tasarım tescillerinin bulunduğunu, marka olarak 2015/28257 tescil numarasıyla şekil markası olarak tescil edildiğini, BURGU'nun çok tercih edilmesi nedeniyle üçüncü kişiler tarafından sıklıkla tecavüze uğradığını, 10.06.2016 tarihinde "BURGU" markasının tanınmışlığının tespiti istemiyle davalı kuruma başvuruda bulunduklarını, istemin nihai olarak YİDK'in 2017/M-9071 sayılı kararıyla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının tanınmış markalar için aranan kriterleri karşıladığını, markanın ilgili çevrede tanınmışlığının yeterli olduğunu, davacının Türkiye'de en bilinen ilk peynirleri arasında bulunduğunu, markanın orjinalliği ve ayırt edici gücü ile tanınmışlığa ilişkin kamuoyu araştırma şirketleri raporu nazara alındığında, davacı markasının tanınmışlığının ortada olduğunu ileri sürerek, davalı Türk Patent YİDK kararının iptalini ve davacıya ait "BURGU" markasının Türk Patent markalar siciline tanınmış marka olarak kayıt edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, bir markanın tanınmışlığının belirlenmesinde birçok kriter olduğunu, davacının sunduğu deliller kapsamından "BURGU" markasının tanınmış olduğunu kabulüne yeterli kanaat edinilemediğini, davalının kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait "BURGU" ibareli markanın tanınmış bir marka olduğunun kanıtlanamadığı, davacının "BURGU" ibareli markasının kapsamında yer alan ürün ve hizmetler için kullanılarak markasal bir bilinirlik elde ettiğini gösteren kanıt bulunmadığı, oysa tanınmış marka vasfının kazanılması için markanın kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili gerçekleşen bir kullanım sonucu elde edilen bilinirliğin gerekli olduğu, anılan markanın kapsamındaki ürün ve hizmetler bakımından geniş bir coğrafyada kullanılan, yazılı ve görsel tanıtım araçlarıyla gerçekleştirilen kuvvetli reklam ve yaygın dağıtım ile reklam ve haberlerle davacı teşebbüsüne sıkı sıkıya bağlı olan; hizmet veya ürünlerinin taşıdığı garanti ve kalite ile bilinen; müşteri, akraba, dost ve düşman ayrımı yapılmaksızın, coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin, tüm insanlar tarafından refleks hâlinde hemen hatırlanan bir marka olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dava şartları bir davada yargılamanın her aşamasında mahkemelerce re’sen dikkate alınması zorunlu ön şartlar olduğu, maddi hukuka ilişkin dava şartları bir çok kanun maddesine ayrı ayrı düzenleme konusu olmakla birlikte, usule ilişkin dava şartları 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde düzenlendiği, buna göre HMK’nın 114/-h maddesinde, “Dava açmakta hukuk yararın bulunması” dava şartlarından sayıldığı, hukuki yarara ilişkin dava şartının sonradan tamamlanması da mümkün olmadığı, davalı Kurum tarafından Tanınmış Marka Sicili oluşturularak kendisine başvuru halinde başvuru konusu markanın tanınmışlık niteliğini haiz olup olmadığı konusunda inceleme yapılarak, bu nitelikte gördükleri markalar için sicil oluşturulmuş ise de; davalı Kurumun kanunen böyle bir sicil oluşturma yetkisi olmadığı, tanınmışlık özelliği sabit bir olgu olmadığından, herhangi bir davada dayanılan markanın tanınmış olduğunun ileri sürülmesi halinde, her bir somut olayda o markanın tanınmış olup olmadığının ve tanınmışlığını sürdürüp sürdürmediğinin münferiden ispatlanması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince, davacının eldeki somut davayı açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği (Yargıtay 11. HD.'nin 05.02.2020 tarih ve 2019/2980 E.- 2020/991 K. sayılı ilamı) gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kararının kaldırılmasına, davanın açıklanan gerekçelerle reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara