Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1876 Esas 2012/3566 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1876
Karar No: 2012/3566
Karar Tarihi: 23.05.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1876 Esas 2012/3566 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalının aidat borçlarını ödemek için kötüniyetli olarak üyelikten istifa ettiğini ve icra takibine haksız yere itiraz ettiğini iddia ederek, vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talep etmiş. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve davalının vaki itirazının iptal edilmesine, icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilmesine ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermiştir. Ancak, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay, davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerektiğini ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu belirleyerek, hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu, Madde 1124: Katılma payı veya bağımsız bölüm maliklerinin ortak giderleri karşılama yükümlülüğü.
- Türk Borçlar Kanunu, Madde 1125: Ortak yerlerden yararlanma hakkı ve ortak giderlerin sorumluluğu.
23. Hukuk Dairesi         2012/1876 E.  ,  2012/3566 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olan davalının tahsis edilen konutunun tapusunu aldıktan sonra kötüniyetli olarak aidat borçlarından kurtulmak amacıyla üyelikten istifa ettiğini, diğer üyelerin aidat ödemeye devam ettiğini, aidat ve gecikme zammı borçlarının tahsili için aleyhine girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin 1. kısım ortağı olarak tabir edilen 41 kişilik üye grubuna dahil olduğunu ancak üyelikten istifa ettiğini, gecikme zammı uygulamasının hiçbir üyeye uygulanmadığını savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının istifa ettiği tarihe kadar aidat ve gecikme zammı borcu olduğu, istifa tarihinden sonra aidat borcuna yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının vaki itirazının iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2) Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; dava, aidat alacaklarının tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak davalı, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği aidat borçlarından, istifa etmiş olsa da istifa tarihine kadar sorumludur. İstifa tarihinden sonra aidat borçlarından sorumlu değil ise de istifadan sonra takip tarihine kadar davacı kooperatifin birinci kısmında bulunan dairesi nedeniyle genel hizmetlerden yararlandığına göre, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden de sorumlu olacaktır. Bu durumda, mahkemece açıklanan hususlar üzerinde durulup, davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
    3) Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; davalının 10.06.2002 tarihinde noter aracılığıyla istifa ettiği ancak istifanın hangi tarihte davacı kooperatife tebliğ edildiği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Söz konusu istifananın tebliğine ilişkin belgeler ilgili noterlikten celp edilerek, davacının istifa tarihinin, tebliğ tarihi olarak belirlenmesi gerekirken, bilirkişi raporunda istifa tarihinin istifa talebinin reddine ilişkin yönetim kurulu karar tarihi olan 17.06.2002 olarak kabul edilmesi ve bu kabule göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması doğru olmamıştır.
    Diğer yandan, davada harca esas değerin 8.445,00 TL olarak gösterilmiş olmasına rağmen, davanın toplam kabul miktarı olan 8.891,25 TL’nin % 40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve talebe konu dönemlere ilişkin kooperatif defter ve kayıtları celp edilerek bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2 ve 3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara