Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2089 Esas 2022/6058 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2089
Karar No: 2022/6058
Karar Tarihi: 20.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2089 Esas 2022/6058 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, dava dışı bir kişi ile genel kredi sözleşmesi imzalayan ve kefil olan davalı, kredi borcunu ödemediği için takibe alınmıştır. Ancak davalı, takibe itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesi, takibin kısmen kabulüne ve icra inkar tazminatına karar vermiştir. Bu karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi, istinaf başvurusunu esastan reddetmiş ve karar temyiz edilmiştir. Yapılan incelemeler sonrasında, mahkeme kararının isabetsizlik göstermediği sonucuna varılmış ve istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Kanun maddelerine göre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 586/1. maddesi uyarınca, kefilin takibe alınabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya ödeme güçsüzlüğü gibi nedenlerin var olması gerekmektedir.
11. Hukuk Dairesi         2021/2089 E.  ,  2022/6058 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.03.2018 tarih ve 2017/90 E- 2018/357 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.11.2020 tarih ve 2018/2089 E- 2020/1211 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, dava dışı ...’in davacı banka ile genel kredi sözleşmesi imzaladığını, davalının kefil olduğunu, kredi borcunun ödememesi üzerine dava dışı ... hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, 28/02/2017 havale tarihli beyan dilekçesinde davanın reddini, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı banka ile dava dışı ... arasında 10/03/2015 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşmede müteselsil kefil olarak yer aldığı, kredi kat ihtarnamesinin davalıya 07/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, temerrütün 12/04/2016 tarihinde gerçekleştiği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 75.869,37 TL asıl alacak, 2.959,11 TL işlemiş faiz ve 147,96 TL BSMV olmak üzere 78.976,44 TL üzerinden devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bursa Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; 6098 sayılı TBK'nın 586/1. fıkra uyarınca alacaklının asıl borçluya takip yapmadan veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğünde olması gerektiği, dava konusu olayda asıl borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığı, müteselsil kefil olan davalıya yönelik takip yapılmasında bu nedenlerle kanuna bir aykırılık görülmediği, bilirkişi raporunun denetime elverişli, kapsam ve niteliği itibariyle hüküm vermeye yeterli bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin isitaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.046,16 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara