Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/246 Esas 2022/6156 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/246
Karar No: 2022/6156
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/246 Esas 2022/6156 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/246 E.  ,  2022/6156 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30.04.2019 tarih ve 2011/471 E- 2019/161 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.10.2020 tarih ve 2019/2044 E- 2020/1762 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için belirlenen 20.09.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuşsa da, 17.11.2020 tarihinde davacının diğer vekili Av....’in tebligat alanına konulan gerekçeli kararın 22.11.2020 tarihinde mevzuat gereği okundu sayıldığı, Av....’in 18.11.2020 tarihli dilekçesi ile “davada 2019 tarihinden itibaren davacı vekili olarak dosyadan çekilmiş olduğumuz ve davacının başka bir vekil tarafından temsil edilmesi nedeni UYAP’tan vekil olarak kayıtlarının silinmesini” istediği, bunun üzerine mahkeme kararının davacının diğer vekili Av....’ya 25.11.2020 tarihinde bir daha tebliğ edildiği, vekillikten çekilme dilekçesinin davacıya tebliğine dair bir belgeye rastlanmadığı, davacı vekili Av.... tarafından temyiz dilekçesinin 09.12.2020 tarihinde mahkemeye sunulduğu anlaşılmaktadır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 41/1 maddesi “Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder.”, yine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır.” hükümlerini içermektedir. Bu durumda, davacı vekili Av....’in vekillikten çekilme dilekçesinin davacı asıla tebliğine dair bir belge bulunmadığından, tebliğ edilse bile tebliğden itibaren 15 gün süre ile vekilliği devam ettiğinden Av....’e yapılan mahkeme kararı tebliğ işlemi geçerli bir tebligattır. Dosya içerisinde davacı vekili Av....’in daha önce vekillikten çekildiğine dair belgeye de rastlanmadığından 22.11.2020 tarihinde davacı vekili Av....’e yapılan tebligat geçerliliğini korumakta olup davacının en geç 07.12.2020 tarihinde kararı temyiz etmesi gerekmekte olup, süresinden sonra 09.12.2020 tarihinde yapılan temyiz isteminin süreden reddi gerekir. Bu itibarla, süresinde yapılmayan temyiz istemiyle ilgili olarak mahkemece karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süreden REDDİNE, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dosyanın tetkikinde; Avukat ... tarafından 21.09.2011 tarihli vekaletname ile eldeki davanın 21.11.2011 tarihinde açıldığı, davacı vekili olduğunu bildiren Avukat ... tarafından dosyaya 10.02.2012 tarihli vekaletnamenin ibraz edildiği, 16.04.2013 tarihli ön inceleme duruşmasına Av. ...'nun katıldığı, bu aşamadan sonra Av. ... tarafından dosyada hiçbir işlem yapılmadığı gibi tüm iş ve işlemlerin Av. ... tarafından takip edildiği, İlk Derece Mahkemesi karar başlığında davacı vekili olarak sadece Av. ...'nun gösterildiği, istinaf yargılaması sırasında tüm tebligatların Av. ...'ya yapıldığı, Bölge Adliye Mahkemesi kararında davacı vekili olarak Av. ... ile birlikte Av. ... 'inde birlikte vekil olarak gösterildiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının Av. ... 'e elektronik yolla 17.11.2020 tarihinde tebliği üzerine adı geçen vekil tarafından dosyaya 18.11.2020 tarihinde dilekçe sunularak 2019 yılından itibaren vekillikten çekildiği, davacının başka bir vekil tarafından temsil edildiği belirtilerek UYAP'tan vekillik kaydının silinmesinin istendiği, Bölge Adliye Mahkemesince kararın bu kez diğer vekil Av. ...'ya 25.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının Av. ... tarafından 09.12.2020 tarihli dilekçe ile temyiz edildiği anlaşılmıştır.
    Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesi kararının Av. ... 'e tebliğ edilmesinin geçerli olup olmadığı, temyiz süresinin Av. ... 'e yapılan tebligat ile mi yoksa Av. ...'ya yapılan tebligat ile mi başladığına ilişkindir.
    Görüldüğü üzere Av. ... tarafından dosyada sadece dava açılmış olup 16.04.2013 tarihli ön inceleme duruşması da dahil olmak üzere bu aşamadan itibaren dava Av. ... ve tevkil ettiği avukatlar tarafından takip edilmiş, ön inceleme duruşmasından sonra Av. ... tarafından hiçbir işlem yapılmamıştır.
    1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın "iş sahibinin işi başka bir avukata vermesi" başlıklı 172. maddesinde "iş sahibinin, ilk anlaşmayı yaptığı avukatının yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabileceği, iş sahibinin, ilk avukatın muvafakatını kendisine tevdi veya tebliğ edilecek bir yazı ile en az bir haftalık süre vererek talep edeceği, avukatın bu süre içinde cevap vermemesi durumunda muvafakat etmiş sayılacağı, ilk avukatın muvafakat etmemesi halinde, vekalet akdinin kendiliğinden sona ereceği..." düzenlenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta 16.04.2013 tarihine kadar davacı vekili olarak davayı takip eden Av. ... bu tarihten sonra davayı takip etmemiş, duruşmalara katılmamış, yazılı veya sözlü beyanda da bulunmamıştır.
    Bu tarihten itibaren tüm iş ve işlemler Av. ... tarafından gerçekleştirilmiştir.
    1136 sayılı Yasa'nın 172. maddesine uygun şekilde davanın yeni vekil Av. ... tarafından takibine ilişkin önceki vekilin muvafakatı bulunmadığından, davacı ile önceki vekil Av. ... arasındaki vekalet ilişkisi sona ermiştir.
    Vekalet ilişkisinin sona ermesine rağmen, 16.04.2013 tarihinden 7 yıl sonra Av. ... 'e istinaf mahkemesince 17.11.2020 tarihli karar tebliğinin hiçbir hukuki sonucu bulunmadığından, geçersiz tebligata dayalı olarak temyiz süresinin işletilmesi ve Av. ... 'e yapılan usulsüz tebliğin geçerli sayılarak yazılı şekilde temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetli değildir.
    Bu durumda 16.04.2013 tarihinden beri davacıyı temsil eden Av. ...'ya yapılan karar tebliği geçerli olup adı geçen vekil tarafından karar süresinde temyiz edilmiş olduğundan temyiz itirazlarının esastan incelenmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın Elektronik Tebligat başlıklı 7/a-9 maddesinde, "baro levhasına yazılı avukatlara" elektronik yolla tebligat yapılmasının zorunlu olduğu, Yasa'nın 7/4 maddesinde de "elektronik yolla tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı" düzenlenmiştir.
    Dosyadaki e-tebliğ mazbatasından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili Av. ... 'in hesabına 17.11.2020 tarihinde konulduğu, 22.11.2020 tarihinde de otomatik olarak okundu sayıldığı görülmektedir.
    7201 sayılı Yasa'nın 7. maddesi hükmüne göre kararın, adı geçen vekile tebliğ tarihi 22.11.2020 tarihidir.
    Davacı vekili Av. ... 22.11.2020 tebliğ tarihinden önce 18.11.2020 tarihli dilekçesi ile vekalet görevinin sona erdiğini bildirerek vekil kaydının silinmesini istemiş ve tebligatı mahkemeye iade etmiştir.
    HMK 81. maddesi gereğince vekilin istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, istifanın dilekçeyle bildirilmesi ve vekalet verene yapılacak tebligat giderinin de ödenmesi zorunludur.
    Nitekim Av. ... 18.11.2020 tarihinde dilekçe ile keyfiyeti mahkemeye bildirerek, tebligatı iade etmiş ve adının UYAP'tan silinmesini istemiştir.
    Av. ... 'in 22.11.2020 tebliğ tarihinden önce 18.11.2020 tarihinde keyfiyeti mahkemeye bildirmesi ile, karar tebliğinden önce vekalet ilişkisi mahkeme yönünden sona erdiğinden bu aşamadan sonra mahkemece yapılması gereken Bölge Adliye Mahkemesi kararının diğer vekile tebliğidir.
    Tebliğ tarihinden önce, 18.11.2020 tarihinde mahkeme açısından vekalet ilişkisi sonlandığından daha sonra vekalet görevi sona eren vekile yapılan 22.11.2020 tarihli tebligata geçerlilik tanıyarak temyiz süresinin işletilmesi mümkün değildir.
    Nitekim Bölge Adliye Mahkemesince Av. ... 'in 18.11.2020 tarihli dilekçesine itibar edilecek karar, davacı vekili Av. ...'ya 25.11.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, yeni vekil tarafından temyiz kanun yoluna süresinde müracaat edilmiştir.
    Açıklanan bu gerekçe ile de Av. ... 'e yapılan 22.11.2020 tarihli tebligata dayanılarak temyiz süresinin işletilmesi ve temyizin süresinden sonra yapıldığının kabulü mümkün değildir.
    Sonuç olarak, Bölge Adliye Mahkemesince Av. ... 'e yapılan tebligat hukuki sonuç doğurmadığından Av. ...'ya yapılan geçerli tebligata göre süresinde yapılan temyiz itirazlarının incelenerek esasa ilişkin karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde geçersiz ve usulsüz tebligata istinaden temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.



    Hemen Ara