Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/629 Esas 2022/6158 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/629
Karar No: 2022/6158
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/629 Esas 2022/6158 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, müvekkilinin hisselerinin hukuki temeli olmayan bir şekilde devredildiğini ve davalının akli melekelerinin bozulduğu dönemlerde gerçekleştiğini iddia ederek hisse devirlerinin tespiti ve iptali için dava açmıştır. Mahkeme, Dairemizin bozma ilamına uyarak davalı ... lehine reddettiği davanın husumet yönünden, diğer davalı hakkındaki davanın da esastan reddine karar vermiştir. Ancak Dairemiz, hisse devir sözleşmesinin aslının dosyaya ibraz edilmediği sürece geçerli olmadığını, hamiline yazılı hisse senetlerinin zilyetliğin geçirilmesiyle kazanıldığını ve zilyetliğin kimde olduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, karar davacı yararına bozulmuş ve davacıya duruşma vekalet ücreti ödenmesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: 6762 sayılı TTK'nın 415. maddesi, 6102 sayılı TTK'nın 489. maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2022/629 E.  ,  2022/6158 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14.12.2018 tarih ve 2017/266 E. - 2018/355 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 20.09.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, dava dışı ...San. A.Ş.’nin hissedarı olan müvekkilinin aynı zamanda hissedarlardan ...’nın mirasçısı olduğunu, 12.11.2003 tarihinde ölen Rahmi'nin sağlığında ve akli melekeleri yerinde değilken, hisselerinin bir kısmını devir ettiğinin ortaya çıktığını, bunu müvekkilini yönetimden uzaklaştırmak amacıyla gerçekleştirildiğini, devirlerin hukuki temellerinin olmadığını ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, ...’nın akli melekelerinin bozulduğu dönemlerde hisse devir işlemlerinin hangi tarihlerde ve kimler arasında yapıldığının tespitine ve bu devirlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, ...Anonim Şirketi'nin hisse senetlerinin hamiline yazılı olduğu, davalı ... vekili tarafından dosyaya sunulan hisse devir sözleşmesinden hisse senetlerinin devralan ...'ya teslim edildiğinin belirtildiği, geçerli bir biçimde pay sahipliğinin kazanılması için söz konusu hisse senetlerinin zilyetliğinin devralınmış olması gerektiği, dava konusu hisse devir sözleşmesinin iptalini gerektirir bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin davalı ... yönünden ıslah edilen davanın husumet yönünden, davalı ... hakkındaki ıslah etmiş olduğu davasının ise esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

    -/-

    Dairemizin 15.09.2021 tarih ve 2019/5401 Esas - 2021/5514 Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmişse de davalılar vekillerinin karar düzeltme istemli dilekçeleri üzerine Dairemizin 26.05.2022 tarihli tutanağı ile murafaa gününün davalı ... vekiline 13.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı ... vekiline murafaa gününü bildirir davetiyenin sehven hiç çıkarılmadığı, 14.09.2021 tarihinde murafaanın sadece davacı vekilinin katılımı ile yapıldığı, savunma hakkının kısıtlanmasına yol açacak şekilde gerçekleştirilen murafaalı inceleme neticesinde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek 15.09.2021 tarih ve 2019/5401 Esas- 2021/5514 Karar sayılı Dairemiz ilamının kaldırılmasına, yeniden murafaa günü tayinine, taraflara murafaa gün ve saatini bildirir davetiye çıkarılması için dosyanın kaleme iadesine, bu aşamada davalılar vekillerinin karar düzeltme istemlerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Bu itibarla yeniden yapılan murafaalı inceleme sonucunda davacı vekilinin mahkemenin 14.12.2018 tarih ve 2017/266 Esas - 2018/355 Karar sayılı kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, davalı ... ile davadışı muris ... arasında imzalanan hisse devir sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, Dairemizin 20.04.2017 tarihli ilamında, hisse devir sözleşmesinin aslı dosyaya ibraz edilmediği sürece geçerli olmadığı, ayrıca hamiline yazılı hisse senetleri salt zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devredildiği için hisse senetlerini sunamayan kişinin pay sahibi olduğunun kabul edilemeyeceği, geçerli bir hisse devir sözleşmesinin aslının sunulamaması karşısında taraf mirasçılarından hangisinin elinde olursa olsun hamiline yazılı hisse senetlerini elinde bulunduran mirascının tereke adına zilyet olduğu, bu durumda salt hisse senetlerini elinde bulundurmanın mirasçıya hisse senedinin mülkiyetini kazandırmayacağı hususları açıklanarak mahkemece bir değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
    Söz konusu bozma kararından sonra devam olunan yargılamada; davalı ... hisse devir sözleşmesinin aslını dosyaya ibraz etmiş ve 13.09.2011 ve 08.02.2012 havale tarihli dilekçelerinde sözleşmede yazılı olduğu üzere hisse senetlerinin muris ... tarafından kendisine teslim edildiğini beyan etmiş; davacı ise muris ...’dan intikal eden senetlerinin kendi zilyetliğinde olduğunu iddia ederek çok sayıda hisse senedi örneğini dosyaya sunmuştur.
    Hisse devir sözleşmesi 22.09.2003 tarihinde düzenlenmiş olup, gerek o tarihlerde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 415. maddesi, gerekse 6102 sayılı TTK'nın 489. maddesi uyarınca, hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle (teslim ile) hüküm ifade eder. Bu durumda, her iki taraf da şirket tarafından hamiline yazılı hisse senedi çıkarıldığını ve bu senetlerin kendi ellerinde olduğunu iddia ettiğine göre, hisse senetlerinin hangi tarafın zilyetliğinde bulunduğu ve hangi sıfatla zilyet olduklarının açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta hiçbir araştırma ve inceleme yapılmaksızın sadece sözleşme metninde “...hisse senetleri devralan ...’ya teslim edilmiştir.” ibaresinin yazılı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara