23. Hukuk Dairesi 2011/4442 E. , 2012/3536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, dava dışı borçlu şirket aleyhine davalının başlattığı icra takibinin kesinleştiğini, düzenlenen sıra cetvelinde birinci sıraya alınan davalının alacağının muvazaaya dayandığını ileri sürerek, sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava dışı borçlu şirkete kredi kartlarını kullandırması nedeniyle alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının kredi kartlarını dava dışı borçlu şirketin ortakları ve temsilcileri olan kayınbiraderleri ... ve...’ye mali durumu bozuk olan şirkette kullanmak üzere vermesi nedeniyle dava konusu bononun düzenlendiği ve alacağın muvazaalı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasında olup, ispat yükü davalı alacaklıdadır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, alacağın varlığını üçüncü kişilere karşı ispata yeterli değildir.
Somut olayda davalı, dava dışı borçlu şirketin ortakları ve temsilcileri olan kayınbiraderlerine, mali durumu bozuk olan şirkette kullanılmak üzere kredi kartlarını verdiğini, ayrıca muris kayınbabasından kalacak olan eve masraf yaptığını, ancak evin murisin borçları nedeniyle icrada satılması üzerine kendisine miras payının verilmediğini , bu nedenlerle takip konusu bononun tanzim edilerek verildiğini savunmuştur.Yapılan inceleme sonucunda hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalıya ait kredi kartları ile dava dışı borçlu şirketten mal satın alındığı anlaşılmakla davalının iddiasını ispat edemediği gibi, kredi kartlarını verdiği dava dışı şirketin temsilcilerinin bu kartları şirkette kullanmak için aldıklarına dair iddianın da şirketin ayrı tüzel kişiliği bulunması nedeniyle yazılı delil ile kanıtlanması gerekmektedir.
Diğer yandan, davalı muristen kalan eve masraf yaptığını ancak miras payının verilmemesi nedeniyle de 17.000,00 TL alacak için de bu bononun düzenlendiğini savunmuş olup, bu savunmasını da kanıtlayamamıştır.
Bu durumda, mahkemece ispat yükü kendisinde olan davalının iddiasını ispat edememesi nedeniyle davanın kabulü gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.