Esas No: 2021/3761
Karar No: 2022/6201
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3761 Esas 2022/6201 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3761 E. , 2022/6201 K.Özet:
Mahkeme, davacının davalı bankadaki hesabından yapılan işlemlerle ilgili açtığı davada, müvekkilinin hesabından sürekli fon alımı ve satımı yapıldığını, davacının davalıya güvenerek ona imzalı boş makbuzları verdiği ve hesap hareketleri incelendiğinde hesaba çoğu kez nakit para girişinin yapıldığı tespit edilmiştir. Yargıtay kararlarına göre davacıya kusur izafe edilemeyeceğine göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak daha sonra yapılan kök raporda davacının alacağı 1000 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen, mahkeme dosyaya eklenen ek rapora dayanarak 39.820,49 TL tutarında karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: N/A (Kararda geçen kanun maddesi bulunmamaktadır)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ceyhan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23.03.2021 tarih ve 2020/40 E. - 2021/57 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdindeki hesabını kontrol ettiğinde hesabında olması gereken 40.000,00 TL'nin bulunmadığını, mevduatının davalı banka personeli ...'ün suistimalleri ile boşaltıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 39.820,49 TL'ye artırmıştır.
Davalı vekili, davacıya ait mevduat hesabından yapılan 1.000,00 TL'lik işlem dışındaki tüm işlemlerdeki imzanın davacıya ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının hesap hareketleri incelendiğinde hesaptan sürekli fon alımı ve satımı yapıldığı, davacının davalıya güvenerek ona imzalı boş makbuzları verdiği bu sayede davalının da davacı hesabındaki parayı işlettiği, davacının son güne kadar hesabındaki paranın ne kadar olduğunu bilmesinin muhtemel olduğu, zira 09.04.2010 tarihinde hesaptan çekilen 500,00 TL ödeme dava dışı ... değil de 43652 sicil numaralı başka bir banka çalışanı tarafından yapılmış, o tarihte hesap bakiyesinin 574,26 TL olduğu, ancak hesap hareketleri incelendiğinde hesaba çoğu kez nakit para girişinin yapıldığı, dava dışı ...’ün davacıya sağladığı güven nedeniyle hesabına başka hesaptan her zamanki gibi nakit girişi yapılacağı kanısıyla davacının dava dışı banka çalışanından şüphelenmemiş olmasının da muhtemel olduğu, Yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere davacıya kusur izafe edilemeyeceğine göre davacının hesap hareketleri incelenmek sureti ile hazırlanan bilirkişi raporunda hesabı yapılan 39.820,49 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, mevduat hesabında bulunan paranın davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir. Dairemizin 23.09.2014 ve 25.04.2018 tarihli bozma ilamlarında, davacının hesabından çekilen para miktarının tam olarak belirlenmediği, ceza davasındaki davacı ile dava dışı banka görevlisi ...’ün beyanları, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporları dikkate alınarak davacının alacağının tam olarak belirlenmesi gerektiği belirtilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak bozma kapsamında bilirkişi raporu alınmıştır. 14.10.2020 tarihli kök raporda ceza dosyasındaki beyanlar ve bilirkişi raporları incelenerek davacının alacağının 1000.-TL olduğu tespit edilmiştir. Ek raporda ise davacı, 07.07.2010 tarihli dava dilekçesinde 18.11.2009 tarihinde hesabında 49.520.-TL bulunduğunu, hesabından 9.000.-TL çektiğini, hesabında 40.000.-TL olmadığını gördüğünü beyan ettiği ve bu hususun dikkate alınması halinde hesabının 18.11.2009 tarihindeki bakiyesi 49.520,36 TL, bu tutarın 9.000.-TL kısmını aldığını beyan ettiği ve hesaptan Tedaş, sabit telefon faturaları, hesap işletim ve ekstre ücreti ödendiği, hesap bakiyesi 108,66 TL dikkate alındığında 39.820,49 TL talep edebileceği belirtilmiş, mahkemece de ek rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir. Mahkemece davacı beyanları doğrultusunda hazırlanmış ve bozma ilamındaki hususları içermeyen ek rapora dayanarak karar verilmesi doğru görülmemiş, dosya içeriğinden davacının alacağının 1000 TL olduğu anlaşılmakta olup bu miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken 39.820,49 TL’nin tahsiline karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.