Esas No: 2021/5125
Karar No: 2022/6217
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5125 Esas 2022/6217 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/5125 E. , 2022/6217 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ(İLK DERECE SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
İstanbul Tahkim Komisyonu Hakem Heyetince verilen 03.12.2020 günlü kararın iptali istemi ile İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Bölge Adliye Mahkemesine açılan davanın yargılaması sonucunda davanın reddine ilişkin verilen 20.04.2021 gün ve 2020/8-2021/2 sayılı karar, yasal sürede duruşmalı olarak davacı vekilince temyiz edilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 20.09.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av..... ile davalılar vekili Av. ..... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların sorumluluğunda taşınan emtianın hasarlanması üzerine sigortalıya ödenen sigorta bedelinin tahsili amacıyla başvurulan hakem heyeti tarafından geçerli bir tahkim anlaşması bulunmadığı gerekçesi ile hakem heyetinin uyuşmazlığın çözümünde yetkili olmadığına oy çokluğu ile karar verildiğini, oysa konişmentonun ön yüzünde yer alan "Çarter parti ile birlikte kullanılır" ve arka yüzünde yer alan "uygulanacak hukuk ve tahkim klozu dahil çarter partinin tüm hükmü konişmentoya dahil edilmiştir" klozları gereğince çarter partiye açıkça atıf yapılmış olduğundan, konişmento hamili Sheel Processing (Midlands) Ltd.'nin tahkim şartı ile bağlı olduğunu, bu nedenle aksi yöndeki hakem heyeti kararının iptali gerektiğini, tahkim şartının geçersizliğinin yalnızca konişmento hamili gönderilen Sheel Processing (Midlands) Ltd. tarafından ileri sürülebileceğini, tahkim yoluna konişmento hamilinin halefi sıfatıyla sigortacı başvurduğundan, çarter partiye atıf yapılıp yapılmadığının önemi olmadığını, TTK 1237/3 maddesi hükmünün konişmento hamilini korumak amacıyla düzenlendiğini, taşıyanın kendi imzaladığı çarter parti hükümlerinden kurtulması için gerekçe olamayacağını, taşıyanın kendi hazırladığı çarter partide yer verdiği tahkim şartının geçersizliğini iddia etmesinin dürüstlük kuralının düzenlendiği MK 2. maddeye aykırı olduğunu, hakem heyeti kararının bu sebeple iptali gerektiğini, davalı tarafın benzer carter partilerin kullanıldığı başka olaylarda hukuk mahkemeleri nezdinde açılan davalarda tahkim itirazında bulunduğunu, tahkim davası açıldığında ise tahkim şartının geçersizliğini ileri sürdüğünü, çelişkili davranış yasağına aykırı ve kötü niyetli itirazı dikkate alındığında tahkim şartının geçersiz olduğuna karar verilmesinin haksız olup iptali gerektiğini, dava konusu taşıma kapsamında tek bir çarter parti düzenlendiğinden konişmentoda çarter partinin tarihine atıf yapılmasının gerekmediğini, bu nedenle de hakem heyeti kararının iptali gerektiğini ileri sürerek hakem heyetinin 03/12/2020 tarihli kararının Milletlerarası Tahkim Kanununu 15/1-d maddesi uyarınca iptaline ve hakem heyetinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, hakem kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini talep etmişitr.
Bölge Adliye Mahkemesince (İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla) incelenen dayanak konişmentoya göre, konişmentoda "Carter partiler ile birlikte kullanılacaktır" kaydı mevcut olup carter parti refarans numarası veya tarih yazılmadığı, carter parti tercümesinden 21/09/2018 tarihli navlun sözleşmesinin davalı Adasun Denizcilik ile dava dışı gönderen Tosyalı Toyo Çelik A,Ş, arasında düzenlendiği uyuşmazlığa konu konişmentoda tahkim kaydı yer almadığından ve navlun sözleşmesinde yer verilen tahkim kaydına davacı dayanamayacağından, hakem heyetince verilen yetkisizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu tahkim kaydının yer aldığı navlun sözleşmesinin Türkçe yapılmadığı ve sözleşmede yer alan tahkim kaydının da geçerli olmadığı, geçerli olmayan tahkim kaydına dayanarak uyuşmazlığın çözümünde tahkime müracaat etmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle iptali talep edilen hakem heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, hakem kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı, denizyolu ile davalıların sorumluluğunda taşınmakta olan emtianın hasarlanması üzerine dava dışı sigotalıya ödenen hasar bedelinin tahsili amacıyla tahkim yoluna başvurmuş olup, Tahkim Heyetince 4686 sayılı Milletlerası Tahkim Kanunu madde 4/2 anlamında geçerli bir tahkim anlaşması bulunmadığı, dolayısıyla hakem heyetinin uyuşmazlığın çözümünde yetkili olmadığı yönünde oyçokluğu ile karar verilmiştir. Uyuşmazlık taraflar arasında geçerli bir tahkim anlaşması bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 1228. maddesi gereği konişmento, bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı, ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğu senet olup, konişmentonun hukuki ilişkiyi ispat işlevi bulunmaktadır. Nitekim TTK’nın 1237. maddesinde, taşıyan ile konişmento hamili arasındaki hukuki ilişkilerde konişmentonun esas alınacağı, taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkilerin ise navlun sözleşmesinin hükümlerine bağlı olduğu ve konişmentoda, yolculuk çarteri sözleşmesine gönderme varsa, konişmento devredilirken çarter partinin bir suretinin de yeni hamile ibraz edilmesi gerektiği, bu takdirde çarter partide yer alan hükümlerin, nitelikleri elverdiği ölçüde konişmento hamiline karşı da ileri sürülebileceği düzenlenmiştir. Çarter sözleşmesi ise, navlun sözleşmelerinin bir türü olup, yolculuk çarteri ve zaman çarteri olarak düzenlenebilmektedir. TTK’nın 1138. maddesinde yolculuk çarteri, taşıyanın, navlun karşılığında eşyayı, geminin tamamını veya bir kısmını ya da belli bir yerini taşıtana tahsis ederek denizde taşımayı üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, 07.10.2018 tarihli konşimentonun ön yüzünde "çarter partiler ile birlikte kullanılacaktır" kaydının, arka yüzünde ise ''önyüzde tarihi belirtilmiş olan çarterpartinin tüm hüküm ve şartları, hak ve istisnaları, tabi olunan hukuk ve tahkim klozu da dahil olmak üzere bu suretle geçerli kılınmıştır'' ibaresinin yer aldığı görülmüştür. Dosyada mübrez çarter partide ‘’OWISE TEMİZ GENCON 94+YUKARIDAKİ HÜKÜMLER+TAHKİM YERİ İSTANBUL, TÜRK HUKUKU GEÇERLİ, MÜŞTEREK AVARYA İÇİN LONDRA’DAKİ İNGİLİZ HUKUKU GEÇERLİ ‘’ kaydı yer almaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tahkimde görülmesi gerektiğine yönelik düzenlemenin bulunması halinde malın alıcısı konumunda olan dava dışı sigortalının da bu düzenleme ile bağlı olacağı tartışmasızdır. Tahkim heyetince görülmesi gereken bir uyuşmazlıkta mahkeme yargısında görülebilmesinin tek istisnası, yasal süre içerisinde “Tahkim İlk İtirazında” bulunulmamasıdır. Geçerli bir tahkim sözleşmesinin varlığı halinde atanan tahkim heyeti davanın esasına girmekten imtina edemez. Dava dışı sigortalı alıcı, konişmentoyu ciro ile alıp, bunu ibrazla yükü teslim almada kullandığı anda, konişmentonun şartları ile de bağlanmış olur ve tahkim şartının taşıyanla yükleten arasında akdedilen çarter sözleşmesinde kararlaştırılmış olduğu, sigortalının üçüncü şahıs durumunda bulunduğu ve bu nedenle konişmentoda kararlaştırılan tahkim şartı ile bağlı tutulamayacağı düşünülemez. Davacı sigorta şirketi davasını konişmentoya dayandırmış olup, sigortalı, taşınan malları teslim aldığına göre, konişmentoda yer alan tahkim şartı böylece gönderileni bağlayacağı gibi, TTK’nun 1472'nci maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca davacı sigorta şirketini de bağlar. Bir başka deyişle, konşimentonun arka yüzündeki atıf, taşıyanın konşimentodan doğan uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümünü kabul ettiğini gösteren açık bir irade beyanıdır. Konşimento hamili/gönderilen sigortalı SPM ise davalı taşıyanın çarter partiye koyduğu ve konşimento ile açık atıf yaptığı tahkim şartını kabul ederek dava konusu tahkim yargılamasını başlatmıştır. Konşimentoya atıf yoluyla dahil edilen tahkim şartı ile bağlı olmadığını ileri sürme hakkını kanunkoyucu esas itibariyle konşimento hamiline tanımıştır. Konşimento hamili bu tahkim şartı ile kendisini bağlı gördüğü takdirde, artık taşıyanın bizzat tanzim ettiği çarter parti ve konşimento hükümlerinde yer alan tahkim şartının geçersizliğini iddia etmesi dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder.
Öte yandan mahkemece 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun’un 1. ve 4. maddeleri nazara alınarak, uyuşmazlığa konu tahkim kaydının yer aldığı navlun sözleşmesinin Türkçe olarak yapılmadığı, bu nedenle navlun sözleşmesinde yer alan tahkim kaydının geçerli olmadığı yönündeki değerlendirmede de isabet bulunmamaktadır. Zira her ne kadar taraflar Türk tabiiyetinde ise de, yukarıda taraflar için bağlayıcı olduğu kabul edilen Konişmento arkasında “Türkçe” ifadelerle tahkim sözleşmesinin varlığı karşısında, atıf yapılan “Çarter Parti” sözleşmesinde aynı ifadelerin “İngilizce” olarak yer almasının sonuca etkisinin olmadığının kabulü ile hakem heyeti tarafından işin esasına girilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirmeyle buna dair iptal davasının reddine karar verlmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.