Esas No: 2022/5177
Karar No: 2022/6170
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5177 Esas 2022/6170 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/5177 E. , 2022/6170 K.Özet:
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilin davalıdan 114.999,24 TL borcu olduğu iddiasıyla takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacının itirazının iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına karar verilmesi talep edildiği belirtilmektedir. İlk derece mahkemesi, taraflar arasındaki protokol ve mutabakatta mahsuba dair herhangi bir hüküm olmadığı gerekçesiyle davacının talebinin kabul edilmesine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de bu kararı onamış ve yapılan istinaf başvurusunun reddedilmesine karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak HMK'nın 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri uygulanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.05.2017 tarih ve 2015/1039 E. - 2017/431 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.09.2020 tarih ve 2017/5144 E. - 2020/1474 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan distribütörlük sözleşmesi gereğince taraflar arasında ticari ilişki kurulduğunu, bu ticari ilişki nedeniyle müvekkili şirketin davalıdan 114.999,24 TL bakiye alacağı bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıya borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre taraflar arasındaki ihtilafın 31/05/2015 tarihli 115.015,68 TL tutarlı davalının davacıya tanzim ettirdiği faturadan kaynaklandığı, davacının faturaya itirazda bulunduğu, Mahkememizce davalının cevap dilekçesinde belirttiği vadesinde yapılmayan ödemelere ilişkin mahsuptan kaynaklı takip konusu alacaktan borçlu olmadığı beyanının açıklanması için süre verilmiş olup, davalı vekili aralarındaki sözleşme ilişkisinin protokol ile sonlandığını, mutabakata göre 753.713.- TL üzerinde anlaşma sağlandığını, distribütörün 3 adet fatura düzenlediği, sonrasında da davalı tarafından 2013-2014 pepsi promosyonu kampanya şartları nedeniyle alacaklı olduklarını ve buna binaen fatura düzenlenerek mahsuptan ötürü borçlarının kalmadığını beyan ettiği, davalının mahsuba konu ettiğini bildirdiği 31/05/2015 tarihli faturanın zaten mevcut mutabakatta fark kısmında yer alan 2 adet kaleme ilişkin olduğu, tarafların mutabık olduğu tarafa ilişkin olarak alacaklı olduğu tutar 114.999,24 TL olup davacının bu tutarı takibe konu ettiğinin anlaşıldığı, davalının delil olarak sunduğu mutabakat metninde mutabık olmayan kısma dayanarak tanzim edilen fatura nedeniyle mahsup işlemini gerek protokol gerekse de mutabakat kapsamında mahsubuna dair herhangi bir hüküm olmadığı, bilakis protokolde davacının ayrıca davalıyı borçlandırıcı işlemlerinin kayıtlara alınmasının ve davalı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığının anlaşıldığı, davalının davacıyı borçlandırıcı işlemlerinin kabulü ya da karşılıklı protokol ve mutabakatta kararlaştırılmadığı görülmekle mahsup gerektirir taraflar arasında bir kararlaştırma bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davacının cari hesap bakiyesini talep ettiği, davalının ise; sözleşme gereği düzenlediğini savunduğu hizmet faturası ile hesabın sıfırlandığını savunduğu, tarafların akdi ilişkiyi sonlandırdığı ve protokol düzenledikleri tartışma konusu olmadığı, protokolde davacının ayrıca davalıyı borçlandırıcı işlemlerinin kayıtlara alınmasının ve davalı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı, davalının gecikmiş alacağı bulunmadığı, 31/05/2015 tarihli faturanın zaten mevcut mutabakatta fark kısmında yer alan 2 adet kaleme ilişkin olduğu anlaşılmakla davalı faturasının dayanağının bulunmadığının anlaşıldığı, bu nedenle ilk derece mahkemesinin davacının cari hesap alacağının tahsili amacına yönelik kurduğu itirazın iptali hükmünün yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.891,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.