Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2057 Esas 2022/6211 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2057
Karar No: 2022/6211
Karar Tarihi: 22.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2057 Esas 2022/6211 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nin verdiği karar, bir marka davasıyla ilgilidir. Davacı, müvekkilinin \"DİESEL\" esas ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu ve davalının 2015/13913 kod numarasını alan başvurusuna itiraz ettiğini iddia ederek, davayı açmıştır. Davalı, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesi olmadığını ve davacının itirazının yerinde bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili bunun üzerine istinaf yoluna başvurmuş ve Bölge Adliye Mahkemesi, \"e-dies\" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet \"DIESEL\" asıl unsurlu markalar arasında karıştırılma tehlikesi bulunduğuna dair karar vermiş ve YİDK'in 17/03/2016 tarih, 2016-M-2949 sayılı kararının 25. sınıfta yer alan belli mallar yönünden iptaline karar vermiştir. Karar temyiz edilmiş, ancak temyiz istemi reddedilmiştir.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b, 8/4 ve 8/5 maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmamıştır.
11. Hukuk Dairesi         2021/2057 E.  ,  2022/6211 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14.02.2019 tarih ve 2018/275 E- 2019/31 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.10.2020 tarih ve 2019/518 E- 2020/906 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin "DİESEL" esas ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “e-dies” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2015/13913 kod numarasını alan başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, ayrıca müvekkili markalarının tanınmış olduklarını ve davalı gerçek kişinin bu markaların tanınmışlığından haksız yarar sağlamak için dava konusu başvuruyu yaptığını, "DİESEL" markasının ilk ve gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davalının kötü niyetli olarak dava konusu başvuruyu yaptığını ileri sürerek, YİDK'in 2016-M-2949 sayılı kararının iptaline, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Türk Patent vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı, davacının aynı KHK’nın 8/5 maddesine dayalı itirazının yerinde bulunmadığı, davacının itirazına mesnet “Diesel” ibareli markalarının, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında tanınmış olduğunun ispatlanamadığı, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli olduğu iddiasının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, "e-dies" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "DIESEL" asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamındaki 25. sınıf mallarla, bu sınıf malların satışına özgülenmiş 35/05. sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, bunun dışındaki hizmetler yönünden ise böyle bir benzerliğin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 14/02/2019 gün ve 2018/275 E. - 2019/31 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile YİDK'in 17/03/2016 tarih, 2016-M- 2949 sayılı kararının, 25. sınıfta yer alan "Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler." malları ile 35. sınıfta yer alan "Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. -Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, keplerin bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)" malları yönünden iptaline, belirtilen mallar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
    Karar, davalı TPMK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK'dan alınmasına, 22/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara