23. Hukuk Dairesi 2011/4779 E. , 2012/3436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 15.09.2000 tarih ve 13 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortak olduğunu ve tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği halde adına tahsisli N1 nolu taşınmazın tapusunun devredilmediğini, borcu bulunmadığına ilişkin yönetim kurulu kararı bulunduğunu, davalı kooperatifin ferdileşme kararı aldığını ve bir kısım üyelere tapuları verdiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının üyelik borcu bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatife karşı üyelik yükümlülüklerini tamamen yerine getirmediği, bu sebeple tapu iptal ve tescil şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ortaklığına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yapı kooperatiflerinde kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen, başka bir anlatımla kooperatife borcu bulunan ortakların tapu iptal ve tescil isteme hakları bulunmamaktadır. Ancak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik kuralı gereğince kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorundadır. Davacı, kendisi ile aynı durumda olan bir çok ortağa borca rağmen daire tapularının verildiğini ileri sürdüğüne göre, kooperatif kayıtları da incelenmek suretiyle konusunda uzman bilirkişiden ek rapor alınarak davacı ile aynı durumda olan ortaklara borca rağmen daire tapularının verilip verilmediği belirlenerek oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, davacının itirazlarını karşılamayan, eşitlik ilkesini göz önünde bulundurmayan bilirkişi raporuna dayanarak, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.