Esas No: 2012/1311
Karar No: 2012/3435
Karar Tarihi: 10.05.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1311 Esas 2012/3435 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kooperatif üyesi olduğunu, ödenmemiş aidat ve faiz borçları nedeniyle hakkında takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itirazda bulunup takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı kooperatife 1996 yılında üye olarak girdiğini, aidatlarını yıllarca aksatmadan ödediğini, 1998 yılında genel kurulda alınan karar gereğince kooperatifte peşin satış sistemine geçildiğini, müvekkilinin de kabul ederek 7.500,00 TL. civarında para verdiğini, böylece evi anahtar teslimi olacak şekilde 2 yıl içinde alması gerekirken evin teslim edilmediğini, evin kaba inşaat şeklinde yıllar sonra müvekkiline teslim edildiğini, kalan işlerin kredi çekilmek suretiyle davalı tarafından yapıldığını, müvekkilinin 1 ev yerine 3 ev parası harcadığını, bu yetmiyormuş gibi davacının halen para istediğini, daireyi Şubat 2011 yılında banka borcu nedeniyle sattığını, istenilen paranın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının kooperatife Haziran 2008-Şubat 2010 ayları arasına ait toplam 21 aylık aidat borcu bulunduğu, bunun incelenen deftelerden anlaşıldığı, her ne kadar davalı aidat borcu olmadığını savunsa da talep edilen dönemlere ait herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, defterlerin incelenmesine ve aidat borcunun hesabına ilişkin bilirkişi raporunun açık, denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptaline, 2.900,00 TL. asıl alacak üzerinden takibin devamına, işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, davacı kooperatifçe girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. madde hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği taktirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunmak zorundadır. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın, (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de,
kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğuna engel değildir. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı yasanın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağın farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davalının talep edilen dönemlere ait herhangi bir ödemesi olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. Davalı vekili 01.05.2011 tarihli cevap dilekçesinde 1998 yıllarında kooperatifte peşin satış sistemine geçildiğini, müvekkilinin de kabul ederek kooperatife 7.500,00 TL civarında para verdiğini, bir daha para istenmeyeceğini ve dairenin anahtar teslimi olarak teslim edileceğini, o tarihte alınan genel kurul toplantısında bu durumun yazıldığını savunduğundan, kooperatifin tüm defter, kayıt, belgeleri ile yönetim kurulu ve genel kurul kararları üzerinde kooperatifler hukuku konusunda uzman bir bilirkişi seçilerek inceleme yaptırılıp, davalının peşin ödemeli ortaklık savunması üzerinde durulup değerlendirilerek, yukarıda belirilen ilke doğrultusunda davalının borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarını belirtir gerekçeli, açıklamalı ve denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.