Esas No: 2021/1894
Karar No: 2022/6272
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1894 Esas 2022/6272 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1894 E. , 2022/6272 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUKDAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.05.2017 tarih ve 2010/315 E- 2017/417 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.12.2020 tarih ve 2020/48 E- 2020/378 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının Garanti Bankası Sahra-i Cedid Şubesi'nin müşterisi olduğunu, müvekkilinin davalı bankaya açtığı hesaplara Euro ve USD birikimini yatırdığını, müvekkilinin maliki olduğu otomobilinin satış bedelinin 309.000,00 USD'sini 16/05/2008 tarihinde 277/9095664 numaralı USD hesabına havale edildiğini ve hesaba geçtiği 32.400 Euronun ise 29/05/2008 tarihinde aynı bankanın 277/9094245 numaralı hesabına havale edilerek hesaba geçtiğini, bu paraların banka hesaplarında bulunduğunu düşündüklerini, davalı bankaya müracaat ettiklerinde hesaptaki 309.000,00-USD'nin 16/05/2008, Euro hesabındaki 32.400Euronun ise 29/05/2008 tarihinde sahte talimatla ... isimli şahsa ödenmiş olduğunu öğrendiklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.400 Euro ve 9.000 USD karşılığı olan 18.102,12 TL’nin davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiş, 22.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 32.400 Euro ve 309.000 USD’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, dava konusu paraların davacının imzası bulunan talimatlara istinaden ...'a ödendiğini, kendisinin aranarak teyit alındıktan sonra ödemelerin yapıldığını, söz konusu işlemlerde müvekkili bankanın herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı her ne kadar ...'ı tanımadığını beyan etti ise de bu şahsın davacının oğlu olan ...'in sahibi bulunduğu İ.B.T. Uluslararası Nakliyat isimli firmanın çalışanı olduğunu ve yapılan incelemelere göre davacının oğlunun şirketinde talimat ile işlemler gerçekleştiren kişi olduğunu, müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ... plakalı aracın satışından davalı bankadaki hesaplarına yatırılan 309.000,00-USD ve 32.400,00-€ miktarlı paraların ... isimli şahıs tarafından kendisine talimat olmaksızın sahte talimatla çekildiğini, bu nedenle bu paraların bankanın kusuru ile ödendiğinden kendilerine iade edilmesini talep etmiş ise de; parayı çeken ... hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunulduğu, 2014/179988 soruşturma numarası ile yürütülen soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, itirazın İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2015/1824 değişik iş sayılı dosyası ile reddedildiği ve kararın kesinleştiği, dava dışı ...'ın ifadesinde, müşteki ...'in, oğlu ...'in sahibi olduğu IBT (Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi)'nde çalıştığını, şirketin noter, banka, getir götür işleri ile şoförlük işlerini yaptığını, müştekinin hesabından yapılan çekim işlerinin onun talimatı ile yapıldığını, diğer iki arkadaşı ile birlikte müştekinin hesabından zaman zaman bilgisi dahilinde para çektiklerini, tamamen müştekinin talimatı ile yapıldığını ve yasal işlemler olduğunu ifade ettiği anlaşıldığı, dava dışı IBT Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi ve IBT Lojistik Uluslararası Nakliyat ve Dış Ticaret Limited Şirketleri'nin davalı bankaların ticari müşterileri olduğu, davacının hesabına yatırılan paraların aynı gün dava dışı ... tarafından çekilerek davacının daha önceleri hissedarı olduğu ve oğluna ait bulunan dava dışı IBT (Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi)'nin hesabına yatırıldığı, davacının haberi olmaksızın bu işlemlerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, bu işlemlerden sonra hesapta ayrıca işlem yapıldığı, davacının hesapta bulunan veya bulunmayan para hakkında bilgi sahibi olduğu, 309.000,00-USD'nin bankadan çekildiği tarih olan 16/05/2008 ve 32.400,00-€'nun bankadan çekildiği tarih olan 29/05/2008 tarihinden itibaren davalı bankanın teftiş kurulu başkanlığına gönderilen dilekçe tarihi olan 03/11/2009 tarihine kadar geçen süre içerisinde davacının bankadaki hesabı ile hiç ilgilenmemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, hesapta bulunan para hakkında bilgi sahibi bulunduğu, dolayısı ile bu işlemlere de icazet vermiş sayılacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ile davalı banka arasında para çekme işleminin banka talimatı ile yapılarak paranın 3. kişiye ödenmesi konusunda bir teamül oluştuğunun açık olduğu, davacının savcılık ifadesinde de, oğlunun şirket ortağı iken ihtiyaç duyulduğu zamanlarda imzasını içerir talimatlarla hesabından fazla para çektiğini ifade ettiği, dava konusu talimat uyarınca da davacının Euro hesabından çekilen 32.400,00 Euro'nun tamamının para çekme işleminden bir sonraki işlemle, Dolar hesabından çekilen 309.000,00 USD'nin ise 272.000,00 USD'lik kısmının yine bir sonraki işlemle IBT Uluslararası Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti. hesabına yatırılmış olması karşısında bu işlemlerin davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, her ne kadar davacının oğlu ... şirket hisselerini devretmiş ise de şirketle olan münasebetini sürdürdüğü anlaşıldığı, davacının dolar hesabından 18/11/2008 ve 24/12/2008 tarihlerinde dask sigortası için açıklaması ile IBT Uluslararası Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti. hesabına 2 adet para transferi yapılmış olup, bu durumda davacı ile bu şirket arasındaki ilişki talimat tarihleri itibariyle son bulmadığı, zaman içinde uygulanmaya devam eden bu teamül karşısında, davacının iddiasına göre de bu uygulamanın sona erdiği ihtar edilmediği gibi, dava konusu talimatlardaki davacıya atfen atılan imzaların davacı ...'in tahkiki imza modellerinden istifade edilmek sureti ile taklit yöntemi ile husule getirilmiş imzalar olması karşısında imzaların sahteliğinin anlaşılamaması noktasında davalı bankaya kusur yüklenmeyecek olması ve en nihayetinde dava konusu talimatlarla çekilen paranın büyük çoğunluğunun davacının ve oğlunun ilişkili bulunduğu şirket hesabına yatırılmış olması gözetilerek davalı bankaya sorumluluk yüklenmesinin mümkün olmadığı, HMK'nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.