Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1575 Esas 2012/3407 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1575
Karar No: 2012/3407
Karar Tarihi: 09.05.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1575 Esas 2012/3407 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/1575 E.  ,  2012/3407 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki birleştirilen genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı asıl davada, ortağı olduğu davalı kooperatifin 29.06.2008 tarihli genel kurulun 10., 28.06.2009 tarihli genel kurulun 12. ve 27.06.2010 tarihli genel kurulun 9. maddelerinde belirlenen huzur hakkının fahiş olduğunu, kooperatif mevzuatındaki kooperatif ortaklarına ucuz ve eşit konut teslim etme anlayışına aykırı olduğunu, anasözleşmenin 49. maddesi gereğince huzur hakkının aylık belirlenmesi gerektiğini, kooperatif ortaklarının çoğunun İMKB çalışan kişiler olması ve kooperatif yönetim ve denetim kurullarının personel ataması ve sözleşmenin yenilenmesinde etkili konumlarda olması sebebiyle alınan kararı desteklediğini, İMKB Personel Yönetmeliği"nin 20. maddesine göre İMKB personelinin yapı kooperatiflerinde ücretli çalışamayacağını, huzur hakkı konusunda anılan alınan genel kurul kararlarının iyiniyete aykırı olduğunu, 27.06.2010 tarihli genel kurulun 9. maddesinde belirlenen kooperatiften pay almaya yönelik değerlerin 10. maddedeki değerlerden çok düşük olduğunu ve 9. maddede görüşülmeyen bazı hususların tutanağa eklendiğini ileri sürerek, iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı birleşen davada, ortağı olduğu davalı kooperatifin 26.06.2011 tarihli genel kurulun 8. maddesinde belirlenen huzur hakkının fahiş ve gabin niteliğinde olduğunu, yönetim kurulunun, belirlenen huzur hakkını hak edecek faaliyetlerde bulunmadığını, kooperatif ortaklarının çoğunun İMKB çalışan kişiler olması ve kooperatif yönetim ve denetim kurullarının personel ataması ve sözleşmenin yenilenmesinde etkili konumlarda olması sebebiyle alınan kararı desteklediğini ileri sürerek, 26.06.2011 tarihli genel kurulun 8. maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili asıl davada, 1 aylık hak düşürücü süreden sonra davanın kötüniyetle açıldığını, 263 ortaktan sadece 17 sinin İMKB de çalıştığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı vekili birleşen davada, gabinin subjektij şartının olmadığını, anasözleşmenin 49. maddesiyle huzur hakkının belirlenmesinde genel kurula bu alanda serbestlik tanındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, 29.06.2008 ve 28.06.2009 tarihli genel kurul kararlarının iptalleri isteminin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53. maddesinde öngörülen 1 aylık hak düşürücü süreden sonra yapıldığı, 27.06.2010 ve 26.06.2011 tarihli genel kurullarda iptali istediği maddelere ilişkin red oyu kullanarak maddelere karşı çıktığı ve tutanağın altını imzaladığı, ancak muhalefet gerekçesini tutanağa yazdırmadığı ve muhalefetine ilişkin ayrı bir dilekçe vermediği, usulüne uygun bir muhalefet şerhi olmadığı, huzur ücretine ilişkin kararların kanun, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2) Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53 ncü maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olması durumunda, toplantıda bulunan ortaklar alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için dava açabilir. Ancak,emredici kurallara aykırılık halinde genel kurul kararları mutlak butlanla batıl olacağından bu halde iptalleri için açılacak davalarda muhalefet şerhi aranmaz. Somut olayda, 27.06.2010 ve 26.06.2011 tarihli genel kurul kararlarında usulüne uygun olarak kararlara muhalif kalınarak, keyfiyetin tutanağa geçirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, kooperatif konusunda uzman seçilecek bir bilirkişi heyetinden, kooperatifin defter ve kayıtları incelenerek, genel kurullarda kararlaştırılan dönem için belirlenen huzur hakkının, kooperatifin anılan dönemdeki durumu, yapılan ve yapılacak işler, uzmanlık gerektirebilecek muhasebeci ve benzeri istihdamın yapılıp yapılmadığı, huzur hakkı alacak kişilerin belirlenen zamanda yapacakları iş ve altına girdikleri sorumluluğun karşılığı ve süregelen uygulamalarda dikkate alınarak, fahiş olup olmadığı, kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil edip etmediği üzerinde durulmadan, muhalefet gerekçesinin tutanağa yazdırılmadığından ve muhalefete ilişkin ayrı bir dilekçe verilmediğinden bahisle usulüne uygun bir muhalefet şerhi olmadığının kabulüyle, eksik incelemeye dayalı yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara