Esas No: 2021/2359
Karar No: 2022/6281
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2359 Esas 2022/6281 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2359 E. , 2022/6281 K.Özet:
Dünya El ve Ayak Sağlığı Hizmetleri Limited Şirketi ile Dünya Ayak Bakım ve Güzellik Merkezi arasındaki davada, mahkeme ticaret unvanı ile markanın farklı amaçlar için kullanıldığını ve davacının ticari markasına tecavüz edilmediğini belirterek davayı reddetti. Ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi yapılan istinaf başvurusunu kabul ederek Dünya Ayak Bakım ve Güzellik Merkezi'nin kendi markasıyla davacının ticari markasına tecavüz ettiği sonucuna vardı ve davalıya ait markanın kısmen hükümsüz olduğuna karar verdi. Sonuç olarak, davalı vekilinin temyiz istemi reddedildi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onandı. Kanun maddeleri olarak, Türk Ticaret Kanunu'nun 50. ve ilgili maddeleri ile Sınai Mülkiyet Kanunu'nun ticari unvanın korunmasına ilişkin hükümleri ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 151/2(b) maddesi gösteriliyor.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21.02.2019 tarih ve 2017/454 E- 2019/44 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2019/618 E- 2020/1069 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 15.08.2006 tarihinde kurularak "Dünya El ve Ayak Sağlığı Hiz Ltd Şti" ibareli unvanının ticaret siciline tescil edildiğini ve 18.08.2006 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiğini, bu ticaret unvanı ile kuruluşundan bugüne kadar Türkiye çapında faaliyet yürüttüğünü ve ün kazandığını, davalının ise 2016/61161 sayılı "DÜNYA AYAK BAKIM VE GÜZELLİK MERKEZİ GÜZELLİĞE DAVETLİSİNİZ" ibareli markasını 11.09.2017 tarihinde kendi adına tescil ettirdiğini, markanın müvekkili şirketin yıllarca emek verdiği, ülke çapında tanıttığı, ün ve şöhret kazandırdığı ticaret unvanından haksız yarar sağlamak için kötü niyetli olarak tescil ettirildiğini, müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını, saygınlığının, ticari şeref ve haysiyetinin zedelendiğini belirterek, TTK’nın 50 vd. maddeleri ile SMK’nın ticaret unvanının korunmasına ilişkin hükümleri kapsamında davacının ticaret unvanına yönelik fiillerin tecavüz olduğunun tespitini, davalının marka hakkına dayanarak davacının ticaret unvanını kullanımının engellenmesine ve davacıdan para talebine yönelik tecavüz fiillerinin durdurulmasını, davalıya ait 2016/61161 sayılı markanın sicilden terkinini, hükmün ülke çapında yayın yapan 2 gazetede ve davalının kullanmakta olduğu “www.dunyaayaksagligi.com” web sitesinde yayınlanmasını, davalı tarafça kullanılan isim ve şeklin (logonun) işyeri, kartvizit ve her türlü tanıtım ve reklam araçlarından çıkarılmasını, davalı tarafından kullanılan internet sitesi adından (alan adı) “dünyaayaksaglıgı” ibaresinin, web sitesinin içeriğinde kullanılan dünya ve ayak şeklinden oluşan ibarenin silinmesini, sosyal medya araçlarında kullanmakta olduğu isim ve şekillerin kaldırılmasını, 6769 sayılı SMK’nın 151/2(b) maddesi göre
1.000.- TL maddi tazminat ve 10.000.- TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ticaret unvanı ve markanın amaç ve kullanım alanlarının birbirinden farklı olduğunu, müvekkili marka başvurusunun usulüne uygun şekilde yapılarak tescil edildiğini, tescil işlemine kadar herhangi bir itirazda bulunulmadığını, marka tescilinin kötü niyetli olmadığını, davacı Ankara’da faaliyet gösterirken davalının İstanbul’da faaliyet gösterdiğini, tarafların faaliyet merkezi, hitap ettiği müşteri çevresi ile bölgenin farklı olduğunu, tarafların kendi bölgelerinde itibar sahibi olduğunu, müvekkilinin davacı itibarından yararlanmasının olası olmadığını, davacı ticaret unvanının ülke çapında maruf olduğuna dair delil bulunmadığını, bu nedenle ülke çapında zarar görmesi ve kârdan mahrum kalmasının da mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı markasındaki şekil unsurunun ve hitap edilen tüketici kitlesinin farklılığı da dikkate alındığında davacının ticaret unvanı ile davalı markasının ilişkilendirilmesinin söz konusu olmayacağı, davalının tescilli markası ile marka kullanımlarının davacı taciri diğer tacirlerden ayırt etmeye yarayan ticaret unvanına tecavüz teşkil etmediği, SMK’nın 6/6’ncı maddesi gereğince bir markanın başkasına ait ticaret unvanını içermesinin nispi tescil engeli olduğu, davalı markasının davacının ticaret unvanı nedeniyle hükümsüzlüğünden söz edilemeyeceği, davalı markası davacının ticaret unvanına tecavüz teşkil etmediğinden maddi tazminat koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, davalının, davacının ticaret unvanı ile benzer bir ibareyi marka olarak tescil ettirmesinin tek başına ticaret unvanına tecavüz oluşturmayacağı, yine usulünce tescil edilmiş bir markanın kullanımının da ticaret unvanına tecavüz olarak kabul edilemeyeceği, davacının ticaret unvanına tecavüz oluşturacak biçimde kullandığının iddia ve ispat edilemediği, davacının tecavüz iddiasının yerinde olmadığı, hükümsüzlüğü istenilen dava konusu markanın asli unsurunun ise "DÜNYA" ibaresi olduğu, davacının faaliyet alanı ve dava konusu markanın kapsamı yönünden anılan ibarenin tanımlayıcı bir vasfının olmadığı, bu nedenle ibarenin ayırt edici olduğu, dava konusu markanın kapsamındaki, 44. sınıfta yer alan "Güzellik bakımı hizmetleri" ile davacının fiilen iştigal ettiği sektörler arasında benzerlik bulunduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulünün ve sayılan hizmetler yönünden davalı markasının hükümsüzlüğünün gerektiği gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli 2016/61161 sayılı markanın, marka kapsamındaki "Güzellik bakımı hizmetleri" yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 26/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.