Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5235 Esas 2022/6338 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5235
Karar No: 2022/6338
Karar Tarihi: 27.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5235 Esas 2022/6338 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2022/5235 E.  ,  2022/6338 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.12.2021 tarih ve 2021/489 E- 2021/883 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.06.2022 tarih ve 2022/470 E- 2022/736 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, Safapen Plastik İnşaat Turizm Tekstil Gıda ve Hayvancılık San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin ...'ne kayıtlı bir şirket olup 18/12/2015 tarihinde resen terkin edildiğini ve sicil kaydının kapatıldığını, şirket sigortalılarından ... 'nin 05/07/2006 tarihinde maruz kaldığı iş kazası sonucu iş göremez duruma girmesi sebebiyle mahkemece ihya davası açmak üzere süre verildiğini, derdest olan davada taraf teşkilinin sağlanabilmesi ve SGK kurum zararının bundan sonraki infaz işlemlerine yönelik 6100 sayılı HMK'nın 52. ve 54. maddeleri hükmünün yerine getirilmesine gerek kalmaksızın Safapen Plastik İnşaat Turizm Tekstil Gıda ve Hayvancılık San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün 6102 sayılı TTK'nın 32. ve Ticaret Sicili Yönetmeliği'nin 34. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkilinin vergi kaydının terkin edildiğini ve son beş yıla ait genel kurul toplantılarının gerçekleştirilmediği hususunun belirlenmesinin ardından 18/02/2015 tarihinde yapıldığını, müvekkilince şirkete verilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerinin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmesi ya da tasfiye memurunun bildirilmesi hususunda tebligat yapıldığını, şirketin verilen süre içerisinde söz konusu yükümlülükleri yerine getirmediğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının,, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmünü haiz olduğunu, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın şirketi sicile yeniden tescil etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın ihyası talep edilen şirkete karşı açmış olduğu rücuen tazminat davasının, şirketin davalı ... tarafından sicilden terkin edildiği 18/02/2015 tarihinden sonra açıldığı, terkin tarihi itibariyle şirket hakkında devam eden dava bulunmadığı, dolayısıyla davalı tarafından yapılan terkin işleminin geçici 7. madde kapsamında olduğu ve hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiği, davacı tarafça ihya davasının terkin tarihinden itibaren beş yıl dolduktan sonra 08/07/2021 tarihinde açıldığı, hak düşürücü sürenin geçmiş olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece davanın hak düşürücü süreye tabii olmadığı ve yapılan terkin işleminin de usulüne uygun olmadığı hususu gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamış davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından, mahkeme kararının kaldırılmasına derdest dava dosyasındaki işlemlere hasren şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline ve ilanına davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı ... müdürlüğünden tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına şirketin terkin tarihinde aleyhinde Bakırköy 11. İş Mahkemesi'nin 2008/179 Esas sayılı dosyasında derdest dava bulunması nedeniyle 6102 sayılı Yasa'nın Geçici 7/2 maddesi gereğince şirket hakkında Geçici 7. madde hükümlerinin uygulanamayacak olmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara