Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1690 Esas 2022/6329 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1690
Karar No: 2022/6329
Karar Tarihi: 27.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1690 Esas 2022/6329 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1690 E.  ,  2022/6329 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 02.04.2019 tarih ve 2018/974 E. - 2019/312 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.12.2020 tarih ve 2019/835 E. - 2020/1228 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, "TEPEOĞLU" markasının 04.06.2018 tarihinden itibaren on yıl süre ile 9, 35. ve 40. sınıflarda davacı adına tescil edildiğini, markanın fiili olarak kullanıldığını, işletmenin bu marka ile birlikte cam, gözlük ve optik hususunda haklı bir üne kavuştuğunu, davacıya ait tescillenmiş markanın davalı tarafından izin alınmaksızın kullanıldığını, ihtara rağmen marka hakkına tecavüzün davalı tarafından durdurulmadığını, davalı tarafından yalnızca marka hakkı kullanmadığını aynı zamanda "TEPEOĞLU" markasına ait olduğu belirtilen ürünlerin satıldığını ve ticari faaliyet gerçekleştirildiğini, yine markaya özel bu ismi kullanarak cam ve optik cam işleme hizmetleri yapıldığını, davalının davacıya ait olan marka hakkını sonra tescil ettirmesinin tecavüzü haklı çıkarmayacağını ileri sürerek, davalının davacıya ait markaya tecavüzün önlenmesi ve menine, markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, internet sitesindeki bilgilerin kaldırılmasına, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazeteden biri ile ilanına, maddi ve manevi tazminat haklarının saklı kalmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının işletmesinde bulunan tabela ve reklamların TTK'da zikredilen haksız rekabet içeren fiil niteliğinde olduğu, yine davalının bulunan tabela ve reklamların SMK'da zikredilen marka hakkının ihlalini içerir eylemlerden sayılacağı, davacının haksız rekabete dayanan marka hakkının korunmasına ilişkin davasında, mevzuat ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda haksız rekabet varlığı ile marka hakkının ihlali unsurlarının bir arada bulunduğunun anlaşıldığı, TTK çerçevesinde anılan haksız müdahalenin önlenmesi ve yine SMK çerçevesinde tecavüz fiillerinin durdurulması ve tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne, davalının davacıya ait "tepeoğlu optik" adlı markasına tecavüzün önlenmesi ve men'ine, davalı tarafından kullanılan davacıya "tepeoğlu optik" adlı markasının bulunduğu tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, internet sitesindeki bilgilerin kaldırılmasına, kararın masrafı davalıdan alınarak tirajı en yüksek beş gazeteden birinde ilan edilmesine, davacının maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlık davacının marka tescilinde kötüniyetli olup olmadığı, davalının önceye dayalı hakkının bulunup bulunmadığı ve davacının davalı tarafın kullanımına sessiz kalıp kalmadığı noktalarında toplandığı, davacının marka başvurusu dava tarihinden sonraki bir tarih olan 30.11.2018 tarihinde yayınlanmasına rağmen dava sürecinde tescilin ilan edildiği anlaşıldığından bu konuda hukuka aykırı bir durum bulunmadığı, davacının 1991 yılından bu yana faal olan bir eczane işlettiği, işyerinin dış tabelasında "Eczane Tepeoğlu" ibaresinin bulunduğu, davacının optik alanında faaliyet gösterdiğine ilişkin yeterli delil sunmadığı gibi önceye dayalı olarak "TEPEOĞLU OPTİK" ibareli markayı markasal olarak kullanımına yönelik ispata elverişli bir delil de sunmadığı, diğer taraftan, "TEPEOĞLU OPTİK" işletmesinin 12.09.2006 tarihinde ... tarafından kurulduğu, ...'nun ölümünün ardından 01.06.2018 tarihinde davalının dava konusu gözlük/optik mağazasını, ...'nun mirasçılarından aldığı, işletmenin dışında "TEPEOĞLU OPTİK" ibaresinin olduğu, davalının ticari işletmesinin 10.08.2018 tarihinde faaliyete geçtiği, dosya kapsamındaki verilerden davalının işletmeyi devraldığı kişilerin murisi olan ...'nun "TEPEOĞLU OPTİK" ibaresi üzerinde, optik alanında, davacıya nazaran bir öncelik hakkının dahi bulunduğu, önceye dayalı hak sahibi olan kişinin, markanın tesciline itiraz etmemiş ve yapılan tescil aleyhine hükümsüzlük davası açmamış olsa bile, tescilli marka hakkı sahibinin, bu işareti önceden beri marka veya sair bir tanıtma işareti olarak kullanan kişiyi, bu tanıtma işaretini önceki kapsamı ile kullanmaktan men edemeyeceği, davacının dava dışı ...'nun akrabası olması ve yıllarca birlikte faaliyet göstermeleri ve bu süreçte "TEPEOĞLU OPTİK" isminin kullanımına dair bir karşı çıkmasının bulunmadığı, davacının bu tarihe kadar "TEPEOĞLU OPTİK" şeklinde bir markasal kullanımının da olmadığı, davalının işletmeyi devir almasından hemen sonra bu şekilde bir marka başvurusunda bulunmasının TMK’nın 2. maddesine aykırı düşeceği, diğer bir deyişle davacının marka başvurusunun davalı kullanımını engellemek için yapılmış olduğu, davalının dava konusu "TEPEOĞLU OPTİK" şeklindeki kullanımının davacının marka hakkına tecavüz olmadığı ve haksız rekabete de yol açmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara