Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2044 Esas 2022/6328 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2044
Karar No: 2022/6328
Karar Tarihi: 27.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2044 Esas 2022/6328 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/2044 E.  ,  2022/6328 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06.02.2019 tarih ve 2017/381 E- 2019/39 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.12.2020 tarih ve 2019/613 E- 2020/1109 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının 2016/44397 sayılı "SAMSUN NET ÇÖZÜM ÖZEL EĞİTİM KURSU" marka başvurusuna davacının yaptığı itirazın Türk Patent YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, "SAMSUN NET ÇÖZÜM ÖZEL EĞİTİM KURSU" ibaresindeki, Samsun ibaresinin bir şehrin ismi olduğunu, Özel Öğretim Kursunun ise sunulan hizmeti tanımladığını, markadaki asıl unsurun "net çözüm" ibaresi olduğunu, davacının çok daha önceden beri tescilli olarak kullandığı "çözüm” unsurunun aynı işlerde kullanılması nedeniyle iltibasa neden olacağını, davaya konu olan markanın kapsamındaki 41. sınıftaki hizmetlerin birebir aynı olduğunu, davalının "çözüm" unsurlu bu markası ile davacının aynı sektörde "özel eğitim amaçlı bir kursu" veya benzeri işyeri açması durumunda tüketicinin bu markayı davacının markası olarak algılamasının muhtemel olacağını, davacının 25 yıldır faaliyette bulunan "çözüm yayınları", "çözüm okulları" "çözüm koleji" ve "çözüm özel öğretim kurslarının" sahibi olduğunu, davacının değişik il ve ilçelerde okulların olduğunu, Samsun'da 2 adet şubenin olduğunu, ülke genelinde 65 adet etüt merkezinin bulunduğunu, davalının "özel eğitim kursu” ile eğitim alanında Samsun’da hizmet vermesi ile toplum nezdinde davacının o ilde başka şube açtığı zannı oluşturabileceğini, davacının markasının tanınmış marka olduğunu, bu nedenle davaya konu olan markanın davacıya ait seri markaların ayırt edici karakterine ve itibarına zarar vereceğini, markasının tanınmışlığından haksız olarak yararlanacağını, davalının bu markayı tercih ederek tescil başvurusunu yapması ile kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, Türk Patent YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Özel Samsun Çözüm Eğitim Kurumları Ltd. Şti. vekili, davalının marka başvurusu ile davaya mesnet gösterilen markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını, davalının başvuru markasında itiraz markalarıyla kıyaslanmayacak derecede farklı şekil unsuru ve renk kombinasyonunun bulunduğunu, davacının markalarının hiçbirinde yer almayan "SAMSUN” ve "Net Özel Eğitim Kursu” gibi kelimelerin olduğunu, başvuruda "Çözüm” ibaresinin ortak olması ile tek başına markaların karıştırılması veya ilişkilendirilmesi sonucuna yol açmayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, davalının kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının "Şekil+SAMSUN NET ÇÖZÜM Özel Öğretim Kursu" ibareli marka başvurusu ile davacının "ÇÖZÜM" ibareli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makul düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu 41. sınıftaki hizmetler için ayırdığı yararlama süresi içinde, davalının "Şekil+SAMSUN NET ÇÖZÜM Özel Öğretim Kursu" ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait "ÇÖZÜM" ibareli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının "ÇÖZÜM" ibareli tescilli markalarının 41. Sınıftaki hizmetinden yararlanmak isterken davalının "Şekil+SAMSUN NET ÇÖZÜM Özel Öğretim Kursu" ibareli başvuru markalı hizmetinden yararlanmak yanılgısı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan aynı hizmet markası algısı oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK 8/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı, davacı tarafın başvuru ibaresi üzerinde önceye dayalı hakkının kanıtlanmadığı, 556 sayılı KHK'nın 8/3. maddesindeki koşulların oluşmadığı, tanınmışlık iddiası açısından ise taraf marka işaretleri benzemediği gibi davalının marka başvurusunda davacı tarafın tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin kanıtlanmadığı, 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesindeki koşulların da oluşmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığının kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacının itirazına mesnet markalarının “ÇÖZÜM şekil”, “ÇÖZÜM şekil” ve “ÇÖZÜM AKADEMİK şekil” ibarelerinden oluştuğu, markalarda ayrıca mezuniyet kepi giymiş bir insan figürünün bulunduğu, davacı markalarının tamamının ÇÖZÜM ibaresi etrafında oluşturulmuş seri markalar olduğu, dava konusu davalı markasının ise "Şekil+SAMSUN NET ÇÖZÜM Özel Öğretim Kursu" ibaresinden oluştuğu, 41. sınıf hizmetler bakımından çağrışımsal gücü yüksek, zayıf bir marka işareti olmakla birlikte, 41. sınıftaki hizmetler açısından doğrudan vasıf bildirici bir kelime olmadığı gibi herkesin kullanımına açık bir ibare de olmadığı, "ÇÖZÜM" kelimesinin taraf markalarında ortak olarak bulunması nedeniyle, davacının tescili ÇÖZÜM esas ibareli markalarının hükümsüz kılınmadığı müddetçe bu ibareyi asli ve esaslı unsur olarak içeren markaların aynı mal ve hizmetler üzerinde üçüncü kişiler tarafından markasal kullanılmasını engelleyebileceği, davacının itirazına mesnet markaları ile davalının başvurusu arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makul düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının başvurusuna konu ibare ve biçimli işareti gördüğünde bunun davacının itirazına mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, başvuruya konu markanın davacı adına tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının yüksek ihtimal dahilinde olduğu, başvuruya konu markada yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliğe sahip olmadığı, bu itibarla davalının başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu, kötü niyetin ispat edilemediği, Türk Patent YİDK tarafından tesis edilen 06.09.2017 tarih ve 2017-M-3069 sayılı kararın yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne Türk Patent YİDK’in 2017-M-3069 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
    Kararı davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Kurum'dan alınmasına, 27/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara