Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5091 Esas 2022/6381 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5091
Karar No: 2022/6381
Karar Tarihi: 28.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5091 Esas 2022/6381 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/5091 E.  ,  2022/6381 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03.11.2020 tarih ve 2019/71 E. - 2020/633 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, İstanbul'da bulunan bir dairesini satılığa çıkardığını, daireyi satın almak isteyen davalılarla buluştuğunu, müvekkiline silah gösterilip tehdit edilerek davaya konu senedin boş olarak imzalattırıldığını, söz konusu senedin davalı tarafından üzeri doldurulmak suretiyle İstanbul 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2266 E. sayılı dosyasından takip başlatıldığını ileri sürerek icra takibi nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile davalılar aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davacı ... ile ...'in davacının Silivri İlçesi ... Köyü'ndeki arsasının ...'e 1.400.000.- TL bedelle satılması konusunda anlaşmaları üzerine diğer davalı ...'in müvekkilden borç para istemesi üzerine müvekkilinin ...'e 1.000.000.-TL borç para verdiğini ve bunun karşılığında dava konusu senedi aldığını, davacının senet bedelini ödememesi üzerine davacı ve diğer davalı hakkında icra takibi başlatıldığını davacı iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., davacının Silivri İlçesi ... Köyü'ndeki arsasının 1.400.000.-TL bedelle satın aldığını, diğer davalı ...'tan borç olarak aldığı 1.000.000,00 TL'yi verip karşılığında dava konusu senedi cirolayarak ...'a verdiğini, geri kalan 400.000,00 TL'yi tapuyu aldıktan sonra vereceğini ancak davacının kendisini oyaladığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu bononun davalıların ikrahı nedeniyle sakatlanan irade sonucu imzalandığının iddia edildiği, iddianın ispatı için dinlenen tanığın beyanında davacının bonoyu tanzim iradesinin ikrah yolu ile sakatlandığına dair görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı, soruşturma dosyası içeriğinde de davacı iddiasını destekler kanıt mevcut olmadığı, irade sakatlığı iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı, davalı ... tarafından dava konusu bononun davacıya verilen 1.000.000,00 TL nakit nedeniyle tanzim edildiğinin savunulduğu, senet metnindeki "nakden" kaydı karşısında, bononun veriliş nedeninin talil edilmediği, bu halde bononun bu davalıya başka bir sebeple verildiğini yazılı delil ile ispat yükünün davacı üzerinde olduğu ancak davacının bu yönde bir delil de sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Dava, icra takibine konu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı taraf, icra takibine dayanak yapılan bononun iradesi sakatlanarak düzenlendiğini ve karşılıksız olduğunu ileri sürerek işbu davayı açmış olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Somut olaya uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 201. maddesi uyarınca senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler tanıkla ispat olunamaz. Davalı taraf, takibe dayanak bononun davacının iradesinin sakatlanarak alındığını kabul etmediğine göre davacı yan işbu bononun karşılıksız olduğunu yukarıda açıklandığı şekilde geçerli delillerle ispat etmek zorundadır. Bunun dışında elinde kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir bir bono bulunan davalının ayrıca alacağının nereden kaynaklandığını açıklama mecburiyeti olmadığı gibi bonoda yazılı miktarda alacaklı olduğunu kanıtlama yükümlülüğü de bulunmamaktadır. O halde, davacı taraf, dava konusu bononun iddia edildiği şekilde verildiğini geçerli başka yazılı delillerle ispatlayamadığına göre, mahkemece davacı tarafın delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığı hususu nazara alınıp davacıya yemin hakkı hatırlatılarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    3- Davacı vekili delil istesinde isticvap deliline de dayanmış olup, duruşmada her iki davalıya isticvap davetiyesi gönderilmesini talep etmiş, mahkemece kurulan ara kararda bu talebin bir sonraki celse değerlendirileceği kararlaştırıldığı halde, bu hususta herhangi bir karar verilmeden davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 169. ve devamı maddeleri uyarınca davalıların isticvabı talebi hakkında da bir karar verilmeden davanın reddi doğru görülmemiş kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nederlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara