Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4079 Esas 2022/6388 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4079
Karar No: 2022/6388
Karar Tarihi: 28.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4079 Esas 2022/6388 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı şirket, davalı bankadan kredi aldıkları sırada sözleşmede belirtilen giderler dışında fazladan kesinti yapıldığı gerekçesiyle 5.000 TL'nin iadesini talep etti. Mahkeme, davacının talebini kısmen kabul etti ve 5.159,87 TL'nin davalıdan tahsiline karar verdi. Taraflar kararı temyiz etti ancak davacının talebinin temyiz sınırının altında kaldığından vekilinin temyiz istemi reddedildi. Mahkemenin verdiği karar onandı ve davacının 264,37 TL temyiz ilam harcı dışındaki diğer harçları temyiz eden davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verildi.
Kanun Maddeleri:
- HUMK'un 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir.
- HUMK 432/4 madde ve fıkrası ile 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyizi kabil olmayan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği.
11. Hukuk Dairesi         2021/4079 E.  ,  2022/6388 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18.02.2021 tarih ve 2020/151 E. - 2021/79 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı şirketin davalı bankadan muhtelif tarihlerde kredi kullandığını, bankanın sözleşmede kararlaştırıldığından bahisle davacıdan dosya masrafı, işlem masrafı, komisyon gibi adlar altında kesintiler yaptığını, sözleşmede yer alan masraf tahsilatına ilişkin hükümlerin haksız şart niteliğinde hükümler olması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalı bankaca çeşitli isimler altında tahsil edilen 5.000.-TL’nin istirdadını istemiş, akabinde ıslah suretiyle talebini toplam 9.141,20 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, davacı yanın sözleşme imzalanmadan tahsil edilecek masraflar hakkında yazılı olarak bilgilendirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; emsal banka uygulamalarına göre davacının kullandığı krediler nedeni ile davacıdan 2.060,00 TL+506,25 TL+618,00 TL olmak üzere toplam 3.184,25 TL komisyon ücreti, dosya ücreti, ipotek ve ekspertiz ücreti adı altında fazladan ücret alındığı, yine hiç bir açıklama içermeden ve gerekçesi belirtilmeden sadece şube hizmet gelirini arttırmaya yönelik olarak tahsil edilen 5.956,95 TL ile birlikte davacı şirketten toplam 9.141,20 TL (5.956,95 TL+ 3.184,25 TL= 9.141,20 TL) fazladan masraf alındığı, dolayısı ile 9.141,20 TL'nin davacıya iadesinin gerektiği ancak, davacı vekili tarafından ilk bozma kararından önce dava ıslah edildiğinden, davacının ilk ıslah talebi ile bağlı kalınarak 5.159,87 TL'nin tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 5.159,87 TL'nin 5.000,00 TL'si yönünden dava tarihinden, bakiye kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-) HUMK'un 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 18/02/2021 tarihi itibariyle 4.270,00 TL'dir. Davacı taraf, 9.141,20 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 5.159,87 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dolayısıyla davacının talebinin red edilen tutarının kararın verildiği tarih itibariyle temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, HUMK 432/4 madde ve fıkrası ile 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyizi kabil olmayan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz isteminin miktar bakımından REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 264,37 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara