Esas No: 2021/1691
Karar No: 2022/6408
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1691 Esas 2022/6408 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1691 E. , 2022/6408 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17.12.2018 tarih ve 2017/434 E- 2018/475 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.12.2020 tarih ve 2019/792 E- 2020/1188 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2016/104518 sayılı "şekil" markasının, davalı TPMK’nın 2017-M-8074 sayılı YİDK kararı ile nihai olarak 556 sayılı KHK.'nın 7/1-a ve 7/1-c maddesi kapsamında reddedildiğini, oysa müvekkilinin "şekil" markasının çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, ayırt edici olan ve baskı yoluyla yayımlanabilen, çoğaltılabilen bir işaret olduğunu, alelade cips şekillerinden farklı bulunduğunu, taneciklerinin üzerinde deliklerin sıralı ve aynı biçimde olmasının, yine cips taneciklerinin kalıplarının elips şeklinde bulunmasının, şeklin kabartılmış, ürünün dışa doğru kabarık yüzeyinin çapraz çubuklar ile oluşturulan kafes görünümünde olmasının, başvuruya karakteristik özellikler ve ayırt edicilik vasfı kazandırdığını, müvekkiline ait 3 boyutlu şekil markasının "LAYSPOPPABLES" olarak bilindiğini ve kendisine has özellikleriyle dünyaca tanındığını, ortalama tüketicinin davaya konu olan markayı gördüğünde müvekkili ile bağdaştıracağını, davaya konu işaretin, piyasada herkesin kullanımına açık bırakılmasını gerektirecek bir cips cinsi olmadığını ileri sürerek, davalı YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2016/104518 sayılı marka başvurusunun davacıya ait "Patates/Mısır Cipsi" ürünlerinden birinin görseli olduğu ve 29. sınıfta yer alan “Patates cipsleri; kıtır patates cipsleri; patates esaslı atıştırmalık yiyecekler.” emtialarını kapsayacak şekilde, üç boyutlu marka tescil başvurusunun yapıldığı, böylesi bir figüratif unsurun tek başına tescil edilebilmesi için, o işaretin veya şeklin marka olarak kullanılacağı ürün grubundan uzaklaşmasının gerektiği, dava konusu “şekil” markasının tescil edilmek istendiği 29. sınıfta ağırlıklı olarak gıda mallarının yer aldığı, bu mallar ile ilgilenen, bunların alıcısı konumunda bulunan tüketici kitlesinin, orta düzeyli tüketici olduğunu, devamlı olarak aldıkları ürünler hakkında nispeten bilgi sahibi olan kişilerden oluştuğu, dava konusu figüratif unsurun incelendiğinde, marka konusu olan şeklin, tescil edilmek istendiği sınıftaki benzerinden farklı bir tasarıma sahip olduğu, bombeli oval yapının piyasadaki olağan form olan yuvarlak düz ya da üçgen, kare, çubuk yapıya nazaran oldukça farklılık yarattığı, yine söz konusu şeklin davacı firma tarafından uzun yıllardır patates ciplerinde kullanıldığı, bu durumda 3 boyutlu bir cipsi gören ilgili tüketici kitlesinin davacıya ait ürünü derhal ayırt edebildiği ve ilgili tüketici kitlesi tarafından derhal algılanabilecek bir özellikte olduğu, “pates cipsleri ya da mısır cipsleri” emtialarında cins vasıf bildirici niteliğe sahip olmadığı, ayırt edici bir niteliğinin bulunduğu, ilgili tüketicinin, ürün şeklini doğrudan davacıya ait cips markası ile eşleştireceği, alelade bir cips olarak algılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK 2017-M-8074 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve mahkemece görüşüne başvurulan ve içinde gıda mühendisi bilirkişinin de bulunduğu heyet incelemesi sonucunda, davacının başvuru markasının, tescil edilmek istenen kökten mümkün oldukça uzaklaştığının, teknik zorunluluk veya malın doğal yapısı gereği belli bir formda olmak zorunda bulunan şekillerden olmadığının, tasarımın sahip olduğu bombeli oval yapı ile piyasadaki diğer olağan düz, üçgen, kare veya çubuk şeklindeki formlardan ayrıldığının, dolayısıyla ilgili tüketicinin dava konusu markayı görünce derhal davacıyı algılayacağının tespit edildiği, somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK.'nın 7/1-c maddesi koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ... YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince dava konusu marka başvurusuna konu ibarenin mutlak red nedenleri kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bahisle davanın kabulüne, Bölge Adliye Mahkemesince de karara yönelik istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir. 556 sayılı KHK'nın 7/1-a maddesinde, 5. madde kapsamına girmeyen işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. KHK m.5’de "Marka, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu madde kapsamında tanımlanan ayırt ediciliğin, soyut ayırt edicilik olduğu bir işaretin soyut ayırt ediciliğinin varlığının kabul edilebilmesi için işaretin belli bir bütünlük arz etmesi gerektiği, yani, işaretin fark edilebilir, bir bütün olarak tanınabilir, sınırlarının tespit edilebilir olması anlamına geldiği, bu nedenle, işaretin tüketici tarafından uzun incelemeler sonucu anlaşılabildiği hallerde işaretin bütünselliğinden söz edilemeyeceği, bir markanın ayırt edici niteliğe sahip olduğundan bahsedebilmek için, bu markanın tescili talep edilen malların veya hizmetlerin belirli bir işletmeden kaynaklandığını göstermesi ve bu şekilde malların diğer işletmelerin mallarından ayırt edilmesini sağlaması, diğer deyişle markasal algı yaratması gerekmektedir. 556 sayılı KHK'nın 7/1-c maddesi uyarınca ise, ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmalar münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olarak tescilinin mümkün olmadığı, bir işaretin anılan bu madde kapsamında değerlendirilebilmesi için, mal veya hizmetin karakteristik özelliğini hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekir. Başvuru konusu işaretin patates cipslerinde kullanılacak şekil ibaresinden oluştuğu, ortalama tüketici nezdinde bu işaretin herhangi bir cips olarak algılanacağı, markanın tescili talep edilen malların veya hizmetlerin belirli bir işletmeden kaynaklandığını göstermesini ve bu şekilde malların diğer işletmelerin mallarından ayırt edilmesini sağlamasının söz konusu olmadığı kabul edilmelidir. Diğer bir ifade ile marka başvurusuna konu işaretin tescil edilmek istenen mallar yönünden somut ayırt ediciliği bulunmamaktadır.
Bu durumda, 7/1- c bendi gereği somut ayırt ediciliğe sahip olmayan dava konusu işaretin başvuru tarihinden önce kullanma yoluyla ayırt edicilik kazanıp kazanmadığı araştırılıp başvuru tarihi itibariyle ve yapılacak kapsamlı bir değerlendirme ile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.