Esas No: 2021/1575
Karar No: 2022/6447
Karar Tarihi: 29.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1575 Esas 2022/6447 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1575 E. , 2022/6447 K.Özet:
Davacı şirket, ürünlerinin taklit edilerek piyasaya sürüldüğünü ve haksız rekabete yol açıldığını iddia ederek davalıya karşı dava açmıştır. Mahkeme, delillerin yeterli olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf edilen karar, istinaf kabul edilerek reddedilmiştir. Temyiz başvurusu sonucunda da karar onanmıştır. Kanun maddeleri olarak ise; HMK'nın 355 vd., 369/1., 371, 370/1. ve 372 maddelerine atıfta bulunulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince (FSHH Mahkemesi sıfatıyla) verilen 22.01.2019 tarih ve 2016/434 E- 2019/94 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2019/524 E- 2020/1057 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ürünlerinin Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescilli olduğunu, aynı sektörde faaliyet gösteren davalı tarafın taklit etmek suretiyle ürünlerini üreterek piyasaya sunduğunu, bu durumun müvekkili şirketin müşterileri tarafından taraflarına bildirildiğini ve buna ilişkin fotoğrafların müşterileri tarafından çekildiğini, durumun tespiti bakımından Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/80 Değişik İş sayılı dosyası ile uzman bilirkişiler refakatinde mahallinde tespit yapıldığını ve rapor aldırdıklarını, bu rapora göre davalı tarafın müvekkili şirketin ürünlerine "belirtilen ürünler bakımından tecavüz şartlarının gerçekleştiği" kanaatiyle rapor verildiğini, buna göre her türlü tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafın bu eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet yarattığının tespiti ile yaratılan haksız rekabetin men'ini, haksız rekabet neticesinde oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet oluşturan davalı eylemlerinin durdurulması mahiyetinde üretimi yapılarak satılan ürünlere yönelik bulundukları her yerde el konulması ve toplatılması bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini, tecavüz teşkil eden fiillerin tespiti ile durdurulmasına, tecavüz sonuçlarının giderilmesine, haksız eylemin hükmen tespitine, önlenip yasaklanmasına, haksız rekabet neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, bu durumun ilan yolu ile kamuya duyurulmasına, yargılama ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin üretmekte olduğu sobalara ilişkin endüstriyel tasarımlarını TPE nezdinde 13/05/2016 tarih ve 236486 sahip numarası ile başvuruda bulunduğunu, 2016 03839 tescil numarası ile müvekkili adına tescil edildiğini, dava konusu yapılan endüstriyel tasarımların çok eski yıllardan bu yana yurt dışında bir çok emsalleri bulunan ürünler olduğunu, aslında müvekkili adına tescilli olan şömineli soba tasarımının davacı tarafça bire bir iktibas ve iltibas edilerek TPE'ne tescil ettirildiğini, buna ilişkin itirazlarının bulunduğunu, itirazlara ilişkin belgeleri dilekçelerine eklediklerini, müvekkilinin ürünlerinin boyu, iç hacmi, dökümleri ve işlevlerinin incelenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın davalarını ispatlamamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, meni istemlerine ilişkin olup, davacının maddi ve manevi tazminat istemi bulunmamaktadır. Bu nedenle, somut uyuşmazlıkta, reddedilen talepler için davalı yararına bir ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi için geçerli vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde iki vekalet ücretine göre karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.