Esas No: 2021/2054
Karar No: 2022/6449
Karar Tarihi: 29.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2054 Esas 2022/6449 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2054 E. , 2022/6449 K.Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi, bir marka davasında verilen İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf başvurusunu esastan reddetti. Davacı, \"KÜLTÜR\" ibaresi üzerinde gerçek ve üstün hak sahipliğinin olduğunu iddia ederek, yeni bir markayı tescil etmeye çalışan davalının başvurusunun tüketiciler için karıştırıcı olacağını belirtti. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, dava konusu markanın 556 sayılı KHK'nın 5. maddesi anlamında marka olabilecek işaretlerden olduğunu ve karıştırılma tehlikesi bulunmadığını belirterek, mahkemenin kararının usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğunu vurguladı. Bu nedenle, temyiz isteminin reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararının onanması kararlaştırıldı.
Kanun maddeleri:
- 556 sayılı KHK'nın 5. maddesi: Marka olabilecek işaretler
- 556 sayılı KHK'nın 7/I-f maddesi: Markanın tescil edilmemesi gereken haller
- 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi: Karıştırılma tehlikesi yaratacak benzer markaların tescili
- 556 sayılı KHK'nın 8/3 maddesi: Öncelik hakkı
- 556 sayılı KHK'nın 8/4 bendi: Tanınmış markalar
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04.12.2018 tarih ve 2018/90 E- 2018/442 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.12.2020 tarih ve 2019/724 E- 2020/1136 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "kültür üniversitesi "okul kültür'dür", "tc istanbul kültür üniversitesi ikü yayinevi şekil", "üniversite kültür'dür", "şekil", "avrupa culture", "avrupa kültür", "avrupa staj konsorsiyumu", "istanbul avrupa kültür koleji", "avrupa kültür koleji", "genç kültür", "ikek istanbul kültür eğiti, kurumlan şekil", "ikek yaşadıkça eğitim şekil", "ikupress", "ikü", "ikü", "ikü bst", "ikü cats "ikü orıon", "İkü yayinevi", "ikü yaşadıkça eğitim şekil", "iküsem", "istanbul kültür universit ikupress şekil", "istanbul kültür üniversitesi", "istanbul kültür üniversitesi", "istanbul kültt üniversitesi güncesi", "kitap kültür'dür", "kültür cats", "kültür hizmetleri yaşadıkça eğitim' "kültür üniversitesi” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "AK AMERİKAN KÜLTÜR EĞİTİM KURUMLARI" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvuruda bulunduğunu, 2016/73336 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve reddi gerektiğini, davalının başvurusunun iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu, müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, müvekkilinin bir vakıf üniversitesi olduğunu, dava konusu markanın coğrafi kaynak belirtmesi nedeniyle yanıltıcı olduğunu, davalının kullanmadığı alanlarda tescil talep etmesi nedeniyle kötü niyetli bulunduğunu, müvekkilinin "KÜLTÜR" ibaresi üzerinde gerçek ve üstün hak sahipliğinin olduğunu, bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, 2018-M-1231 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin ak kültür markasını 2014 yılından bu yana kullandığını, müvekkilinin markasının yanıltıcı olmadığını, müvekkilinin 2004 yılından bu yana Amerikan Kültür markasının gerçek hak sahibi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu marka işaretinin 556 sayılı KHK’nın 5. maddesi anlamında marka olabilecek işaretlerden olduğu, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi bulunmadığı, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, dava konusu marka başvurusunun yanıltıcı olmadığı ve 556 sayılı KHK'nın 7/I-f maddesi kapsamına girmediği, davacının 556 sayılı KHK'nın 8/3 maddesi anlamında öncelik hakkının bulunmadığı, dava konusu başvuru bakımından, önceki tarihli markalarından dolayı davalının kazanılmış hakkının olmadığı, davacı markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 bendi anlamında tanınmış marka olduğunun ispatlanamadığı, davalının kötüniyetli olmadığı, iptali istenen YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "AK AMERİKAN KÜLTÜR EĞİTİM KURUMLARI" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "KÜLTÜR" asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan 41. sınıf hizmetler yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 25.05.2016 tarih ve 2015/10945 E., 2016/5739 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, başvuru konusu işaretin kapsadığı 41. sınıf hizmetlerin alıcılarının, dikkat düzeylerinin yüksek olduğu, bu nedenle taraf markaları karıştırmayacakları, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.02.2019 tarih, 2017/4911 E., 2019/1371 K. sayılı ilamının da bu yönde bulunduğu, ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere başvurunun kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 29/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.