Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4171 Esas 2022/6454 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4171
Karar No: 2022/6454
Karar Tarihi: 29.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4171 Esas 2022/6454 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin verdiği karara göre, davalı şirket ortağı sermaye borcunu ödemediği için ortaklıktan çıkartılmış ve şirketin zararından sorumlu tutulmuştur. İlk derece mahkemesinde davanın kabulüne karar verilmiş ancak davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusunu kabul ederek davanın reddine karar vermiştir. Daha sonra yapılan temyiz başvurusu sonucunda Dairemizin kararı doğrultusunda tekrar görülen davada davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve davalıdan 40.512,50 TL tahsil edilmesi hükmedilmiştir. Davacı ve davalı vekilleri karara karşı katılma yoluyla temyize başvurmuşlar ancak Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi'nin verdiği hükmün temyiz sınırının altında olduğunu belirterek, temyiz istemlerini reddetmiştir.
Kanun Maddeleri:
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 6763 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi ve Ek 1. maddesi
-HMK'nın 362/1-a maddesi
-HMK'nın 346/2. maddesi
-Türk Ticaret Kanunu'nun 529. ve 407. maddeleri
11. Hukuk Dairesi         2021/4171 E.  ,  2022/6454 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12.HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kabulüne dair verilen 17.02.2021 tarih ve 2020/521 E- 2021/212 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili; davalının müvekkili şirkette kuruluşta %80 pay sahibi olarak ortak olduğunu, ihtarnameye rağmen sermaye borcunu ödememesi üzerine Beyoğlu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/317 Esas 2010/476 sayılı kararıyla kesinleşen ortaklar kurulu kararı ile TTK'nın 529. maddesine göre ortaklıktan çıkartıldığını, verilen kararın 01.02.2011 tarihinde kesinleşerek ticaret sicilinde 05.01.2011 tarihi ve 7723 sayı ile tescil edildiğini, davalının ortaklıktan çıkarılma tarihine kadar sermaye borcunu ödemeyerek şirkete verdiği bilanço zararına ilişkin sorumluluğunun bulunduğunu, davalının sermaye borcunu ödemeyerek şirkete zarar verdiğini, şirketin 2009 yılında 169.852,24 TL ve 2010 yılında 129.425,47 TL olmak üzere toplam 299.277,71 TL zarar ettiğini, davalının şirketten çıkarılma tarihine kadar oluşan bu zarardan payı oranında sorumlu olduğunu, davalının hissesine düşen zararın 239.422,16 TL olduğunu, anılan zararın TTK'nın 407. maddesi gereği temerrüt faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğini ileri sürerek 239.422,00 TL’nin ticari temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak müvekkilinin kardeşi tarafından diğer ortak Şevket Kahraman'a birçok ödeme yapıldığını, tazmini istenen zararın nasıl oluştuğu ve vakıanın hangi kanıtla kanıtlanacağının belirtilmediğini, şirket bilançolarının müvekkiline tebliğ edilmediğini, hisse devri ve ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin alınan kararların usul ve yasaya uygun olmadığını, şirketin tek ortaklı olarak münfesih sayılması gerektiğini, şirketin zararının nasıl oluştuğunu bilmediğini, müvekkilinin ev kadını olduğunu, ortaklık ve ticari işlerle ilgili bilgi sahibi olmadığını, sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, 239.422.-TL’nın tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. Bu kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.01.2020 tarihli, 20219/2340 E. 2020/561 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 12/10/2017 tarih 2015/303 Esas 2017/688 Karar sayılı hükmün HMK 353(1) b-2 gereği kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne; 40.512,50 TL'ye dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    HMK'nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibariyle 78.630,00 TL'dir. Bölge adliye mahkemesince kabul edilen miktar 40.512,50 TL olup yukarıda anılan madde hükmüne göre davalı vekilinin temyiz isteminin temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili katılma yoluyla temyiz talebinde bulunmuş olup katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davalı vekilinin ve katılma yoluyla temyiz isteminde bulunan davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 29.09.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara