Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/445 Esas 2022/6474 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/445
Karar No: 2022/6474
Karar Tarihi: 29.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/445 Esas 2022/6474 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/445 E.  ,  2022/6474 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14.HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.07.2018 tarih ve 2010/661 E- 2018/767 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.11.2020 tarih ve 2018/2155 E- 2020/1171 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 27.09.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar ... ve ... Ltd. Şti. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili,müvekkili şirketin 2004 yılında kurulduğunu, davalılardan ...'ın, genel müdür olarak atandığını, ...'a ayrıca yıllar içerisinde babası ... üzerinden müvekkilinin % 15 hisseleri verildiğini, ...'ın Haziran 2009 itibariyle kendi isteği ile hisselerini devrederek genel müdürlük görevinden ve hissedarlıktan ayrıldığın ve 2005 yılında davalı vakıf ve işletmeyi kurduğunu, vakfın amacını müvekkili yetkililerine, genç sporculara destek verilmesi, maddi olanakları bulunmayan öğrencilere yardım edilmesi olarak bildirdiğini, müvekkilinin arada bir sözleşme olmaksızın vakfa maddi bağışlar da yaptığını, davalı ... İktisadi işletmesinin, müvekkilinin bildiği kadarıyla vakfın amaçlarının gerçekleştirilmesi için kurulduğunu, 2007 yılı sonlarında ...'ın Red Bull grubu içinde kendi üstü olan, bölge müdürü ...'ye iktisadi işletmeye müvekkil tarafından yarı fiyatına Red Bull enerji içeceği verilmesi halinde bu ürünleri TSK'ya satacağını, bundan müvekkili her ne kadar zarar etse de bunun Red Bull ürünlerinin askerlik görevini yapan gençlere tanıtılması açısından bir tanıtım gideri olacağını, TSK'ya müvekkili tarafından doğrudan satış yapamayacağından, TSK'ya satış yapmaya yetkili ... isimli şirket üzerinden satış yapılabileceğini, ancak ...'ya satışların da Vakıf üzerinden olması gerektiğini, böylece satışlardan vakfın 0.05 TL ücret kazanacağını, bu paranın da fakir çocukların eğitiminde kullanılacağını, vakıf arıcılığıyla satış yapılmasının Red Bull ürünlerini satın almak konusunda TSK yetkilileri nezdinde de olumlu bir imaj yaratacağını, bu konuda TSK nezdinde, alımdan sorumlu komutanın da onayını aldığını belirttiğini, ...i'nin sırf açıklanan bu nedenlerle vakıf ve dolayısıyla ...'ya yarı fiyatı üzerinden mal verilmesine onay verdiğini, Ahmed Elafifi'nin onayının, müvekkilin hissedarı ve genel müdürü ...'a güvenerek bu şekilde satılan Red Bull ürünlerinin sadece TSK'ya ulaşılacağına güvenilerek verildiğini, müvekkili şirketin 2009 yılına kadar iktisadi işletme aracılığıyla vakıfa, piyasadan yaklaşık yarı yarıya düşük bedelle ürün göndermeye devam ettiğini, ancak sözde TSK'ya verilen ürünlerin spot pazara gitmiş olabileceği yönünde şüpheler arttığını, bu nedenle TSK'ya mal sağlayan ... şirketine Red Bull satışlarının doğrudan yapılmasına karar verildiğini, ancak ...'ın şirketten ayrıldıktan sonra TSK nezdinde yapılan harici araştırmalarda, TSK tarafından vakıf veya ... adında bir şirketten Red Bull içeceğinin tedarik edilmediğinin öğrenildiğini ve tespit edildiğini, davalıların hep birlikte enerji işinde ortak olduğunu, davalı ...'ın vakıf gibi ...'yı da kontrol ettiğini, paravanlar dizisini organize ederek, diğer davalılar ile birlikte vakıf ve ... tüzel kişilikleri perdesi altında müvekkilden, 11.058.602 TL ile 12.296.533 TL arasında haksız kazanç elde ettiğini iddia ederek tüzel kişilik perdesi ardında müvekkilini dolandırarak haksız kazanç elde eden davalı gerçek kişilerin diğer davalılar ile birlikte sorumlu kılınarak şimdilik 25.000,00 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin ...'nın % 49 hissedarı olduğunu, davacı firma ile yapılan satış sözleşmesi uyarınca müvekkiline % 50 iskonto ile mal vereceklerinin belirtildiğini, bu malların TSK'ne satılması gerektiği konusundaki beyanın gerçek dışı olduğunu, zira bu hususun sözleşmede belirtilmediğini, müvekkilinin Red Bull firmasıyla yaptığı sözleşmede % 50 iskontolu mal aldığının doğru olduğunu, ancak sadece askeri tesislere ve TSK'lerine mal satılacağı yönünde bir ibarenin olmadığını, Red Bull firmasından TSK'ne direkt mal gönderilmediğini, müvekkili ve ortağı olduğu ...'nın direk TSK'ne satışlarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce, davalılar ..., ... ve ...'in iddia edildiği gibi davacı şirketi dolandırmak amacıyla davalı ... şirketini ve davalı ... kurdukları yönünde yeterli kanaate ulaşılamadığından aynı iddialarla ilgili Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın sonuçlanmasının beklendiği, dava konusu olayda davalıların Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bulunan General'i ayarlayarak vakıf ve ... şirketi eliyle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne çok satış yapacakları vaadiyle davacıdan düşük fiyatla içecek aldığının iddia edildiği, davalılar kadar davacı şirketin de muvazaalı davranarak riski göze aldığının kabul edilmesi gerektiği, hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemeyeceği, davacının kendisine vaat edildiğini iddia ettiği olayların Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yüksek sayıda içecek satışının sağlanması amacıyla yapıldığı yönündeki açıklamaları nazara alınarak tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle zararın tahsili talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davanın, davacı şirket ürünlerinin davalı vakıf ve sonrasında davalı şirket aracılığı ile TSK'ya gönderileceği vadiyle % 50 düşük fiyata verilen Red Bull enerji içeceğinin, TSK'ya satılmayarak spot piyasalara verilmesi nedeniyle uğranılan zararların davalılardan müteselsilen tahsili istemine ilişkin olduğu, davacı şirketin, davalı vakıf (ve iktisadi işletmesi) ve davalı gerçek kişilerin hissedarı oldukları ...... Ltd. şirketi ile yazılı bir sözleşme olmaksızın ticari ilişkide bulunduğunun davacının da kabulünde olduğu, yine davacının Red Bull satışlarını önce vakıf daha sonra da davalı şirkete yaptığının da ihtilafsız olduğu, davalıların davacının iddia ettiği üzere ucuza aldıkları enerji içeceklerini TSK'ya verecekleri veya TSK dışında müşterilere vermeyecekleri yönünde davacı şirkete karşı bir edim ve taahhüt altında olduklarının davacı yanca kanıtlanamadığı dikkate alındığında davalı ... dışındaki davalılar yönünden verilen kararın isabetli olduğu, davacı vekilinin bu davalılar yönünden aksi yöndeki esasa ilişkin istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği, davacı şirketin yurt dışında mukim Red Bull GmbH'nin ana hissedarı olarak Türkiye'de kurulduğu, davalı ...'ın da davacı şirkette ortaklığı bulunmaksızın 05.10.2004-17.07.2009 tarihleri arasında şirket müdürü olarak görev yaptığı, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlere göre, davacı şirketin kendi iradesiyle ve kontrolü altında Red Bull içeceğinin kutu adedini ortalama 2006 yılı için 1.10 TL, 2008 yılı için 1.03 TL ve 2009 yılı için 1.06 TL fiyatla her iki davalı tüzel kişiye satılmasına karar verdiği, dava konusu olayda davalı ...'un yönlendirmesi ile davalıların TSK'ya, vakıf ve davalı şirket eliyle daha çok satış yapacakları ve ürünlerin böylece tanıtımının yapılacağı vadiyle davacıdan düşük fiyatla içecek alındığının iddia edildiği, dosyaya sulunu elektronik postalardan ve Red Bull'un Avusturya'da bulunan Orta Doğu yetkilisi ve davalı ...'un bağlı çalıştığı ...i'nin bu satışlara onay vermesi ile satışların yapıldığı, bu satışların bu surette yapılmasında davalı ...'un tek başına karar alıp uygulayamadığı, davacı şirketin tacir olduğu da dikkate alındığında ve yukarıda değinildiği üzere davalıların davacı şirketle aralarında yazılı sözleşme olmaksızın ticari ilişkinin sürdürüldüğü, bu kapsamda davalı vakıf (ve iktisadi işletmesi) ve davalı gerçek kişilerin hissedarı oldukları ...... Ltd. Şirketi'nin davacı şirket iddiası kapsamında ürünleri TSK dışında müşterilere vermeyecekleri yönünde edim yükümlülüğünün de kanıtlanmadığı, davacının kendi müdürü olan ve Red Bull'un Avusturya'da bulunan Orta Doğu yetkilisi ve davalının bağlı çalıştığı anlaşılan ...i'nin bu satışlara onay vermesi ile satışların yapıldığı da dikkate alındığında, uzun süren ticari ilişki sürecinde gerek anılan şahıs gerekse başka bir yetkili tarafından bu ticari ilişki tarzının şirketin aldığı kararlara aykırı olduğuna dair bir iç denetim ve tespiti yapılmadığı da gözetildiğinde, davalı ...'un diğer davalılarla birlikte hareket ederek davacı şirketi yanılttığı gerekçesiyle uğranılan zarardan davalı ...'un sorumlu tutulması gerekeceği yönündeki davacının ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar ... ve ... Ltd. Şti.'ye verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    29/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara